03 Mayıs 2018 00:04

Şu sendikacılara bakar mısınız biz işçiler ile hiç alakaları yok!

Kayseri'de Türk-İş üyesi 13 yıllık bir işçi 1 Mayıs izlenimlerini yazarak taleplerini bir kez daha dile getirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk-İş üyesi bir işçi
Kayseri

Merhaba Evrensel okurları. 

Türk-İş üyesi 13 yıllık bir işçi olarak 1 Mayıs kutlamalarına dair izlenimlerimi aktarmak istedim. 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü Türk-İş tarafından belli ki anlaşılmamış. İlimiz Kayseri’de 1 Mayıs’ta Türk-İş’e bağlı Tes-İş, Yol-İş 1 No’lu Şube, Demiryol-İş, Harb-İş, Koop-İş, Haber-İş, Türk Metal, TEKSİF, Tes-İş önünde toplandılar. Kayseri ve çevre illerle birlikte yaklaşık  10 bin üyesi bulunan sendikalar belli ki bütün işçileri katmak için bir çaba sarf etmemiş. Temsilcilik düzeyinde bir katılım ile 300 işçi katıldı. Kayseri’de eğitim ve  sağlık alanındaki sendikalar  ve siyasi partilerin olduğu 1 Mayıs kutlamasında neden yer almamışlardır? Neden Türk-İş olarak ayrı 1 Mayıs kutlama gereği duymuşlardır? Belli ki Türk-İş merkezi bir uyarıda bulunmuş. Neden uyarıda bulunduğu da açıkça ortadadır. Çünkü Türk-İş 1 Mayıs’ı Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak görmüyor. İşçiler bir araya gelirse kendilerinin koltukları sallanır. İşçiler mücadele ederse sendikalarda bürokratik bir sendikacılık değil mücadeleci sendikacılık anlayışı hakim olur diye korkuyorlar. Bundan dolayı da eğitim ve sağlık alanında ki mücadeleci sendikalarla ve işçi sınıfının siyasetini yapan partilerle bir arada bulunmak istemiyorlar. 

1 Mayıs’ın anlamına uygun bir kutlama yapmayacakları zaten toplanma alanına gittiğimde anlamıştım. Sendika başkanları son model arabalar ve  takım elbise giyinmiş bir vaziyette geldiler. Takım elbise giyinerek zaten kendilerini işçilerden ayrı tutmuşlardı. Sendika üyesi işçiler ise her zaman bir işçi nasıl giyinirse öyle giyinmişlerdi. İşçilerin yüzünde bir gülümseme vardı. Bugün bizim bayramımız diyorlardı. Bir grup işçiyle sohbet etmeye başladım. İşçiler “Şu sendika başkanlarına bakar mısınız? Biz işçiler ile hiç alakaları yok. Hepsinin altında son  model arabalar, hepsi takım elbise giyerek kendilerini nasıl ayrı tutuyorlar. Bizlerin sayesinde zenginlik ve zevküsefa sürdürüyorlar” diyerek  serzenişte bulundular.

Koop-İş üyesi birkaç işçi eşi ve çocuklarıyla gelmişti. 1 Mayıs’ın anlamına bir nebze de olsa Koop-İş üyesi işçiler uyum sağlamıştı. 

Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüş mesafesi 500 metreyi geçmez. Yürüyüş esnasında “Yaşasın 1 Mayıs” sloganı 2 defa atıldı. Bu slogana en coşkulu şekilde eşlik eden Yol-İş 1 No’lu Şube ve Koop-İş üyeleriydi. Yürüyüş esnasında atılan diğer slogan ise ‘Kadro hakkımız söke söke alırız” oldu. Bu sloganı ise coşkulu şekilde Yol-İş üyesi işçiler attı. Belli ki bu sloganı atan, yıllardır kara yollarında kadro için mücadele veren taşeron işçilerdi. Mücadelenin sıcaklığı da 1 Mayıs’a yansımıştı. Kara yollarında çalışan işçiler mücadelenin sıcaklığı  sayesinde  en kalabalık kitle ile 1 Mayıs’a damgalarını vurdular. Diğer sendika üyesi işçiler de sessizlik hakimdi. 

Cumhuriyet Meydanı’na kürsü kurulmuştu. Kürsüye Türk-İş’e bağlı sendikaların başkanları çıkmışlardı. Aslında kürsüye çıkarak işçilere şöyle demek istediler: “Bakın biz de 1 Mayıs kutlarız. Fakat biz konuşuruz siz dinlersiniz.” Biz sendika başkanları ne dersek o olur demekti. Aslında kürsüye çıkan işçiler olmalıydı. Çünkü işçilerin bayramıydı. İşçilerin işyerlerinde yaşadığı sorunu hep birlikte haykırma günüydü. Fakat bizim 1 Mayıs farklı oldu. Türk-İş temsilcisi mikrofonu eline aldı. Bir konuşma metni hazırlamıştı. Belli ki metni hazırlarken baya zorlanmış. İşçilerin iş yerlerinde ne sorun yaşadığını bilmiyordu. Cümleler özenle seçilmişti.Kamu işçilerinin en fazla hak kaybı yaşadığı dönem son 15 yıl olmasına rağmen ne hükümeti ne patronları eleştirmedi. Güzellemeler ile yazılmış bir metni okudu. Belli ki daha önce hiç böyle kalabalık bir kitleye konuşma yapmamıştı. Önünde ki metni okurken bile kekeledi. Heyecandan terledi, acaba yanlış bir şey söylemeyeyim diye. Konuşması 7 dakika sürdü. Konuşma biter bitmez “Erik dalı gevrektir” şarkısı başladı. İşçiler karşılıklı oynayarak bir nebze de olsa eğlendiler.

Bütün paylaştığım izlenimler doğrultusunda şunları belirtmek istiyorum. Türk-İş’in bürokratik ve hükümet yanlısı  bir konfederasyon haline geldiğini söylemek yanlış olmaz. Türk-İş Başkanlar Kurulunun  Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nün anlamından uzak bir 1 Mayıs kutlamaları yaptıklarını açıkça ortaya koydular. 

Ben buradan Türk-İş içerisindeki mücadeleci sendikacılara ve mücadeleci işçilere seslenmek istedim. Mücadele etmezsek sendikalarımızın gün geçtikçe bitme noktasına geleceğini söylemek isterim. Türk-İş üyesi işçiler olarak sendikalarımızı mücadele merkezleri yapalım. Çünkü  her gün bir  yeni kamu kurumunu özelleştirme kapsamına alıyorlar. Kamu kurumları peşkeş çekilerek satılmak isteniyor. Biz çalışanların özlük haklarını kırpa kırpa ileride olacak özelleştirme kapsamında kapı önüne koymayı kolaylaştırıyorlar. 

Yaşasın örgütlü mücadelemiz. 

ÖNCEKİ HABER

16 yıllık iktidarın değiştirilebileceğine olan inançla

SONRAKİ HABER

Adana’nın coşkulu 1 Mayısı ve ortaklaşan talepler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...