29 Nisan 2018 23:44

1 Mayıs’ta haklarımız için bir kıvılcım oluşturmalıyız!

Gebze'den bir petro kimya işçisi, Evrensel'e yazdığı mektupta 1 Mayıs için birlik, dayanışma ve mücadele çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Petro kimya işçisi
Gebze

Merhaba; Ülkede baktığımızda kime dokunsalar bir ah işitiyorlar. İçinde bulunduğumuz yaşam ve çalışma koşullarımızdan belli ki ülkemizde durumlar çok iyiye gitmiyor. Durup dururken bu hale gelmediğimiz de aşikar. Bizleri yönetenler her defasında bizleri yönetme adına yetki istediklerinde yaşam ve çalışma koşullarımızı bildikleri için ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, düzelecek’ diyorlar. Aslında bu politikada başarılı da oluyorlar çünkü 4-5 yılda bir demokratik hakkımız olduğunu düşünerek bizler oy kullanıyoruz ve geçmiş vaatlere kanıp süreç hep daha kötüye gitse de bir türlü oy verdiğimiz partiden kopamıyoruz. Bugün de yaşananlar ortada… Çektiğimiz sıkıntılar bir yana bu sıkıntıların her gün derinleşmesi ve artması sanki birilerini daha mutlu ediyor. Çünkü bu durumu kullanarak istediklerini daha kolay yapabileceklerini düşünüyorlar. Hele ki şimdi OHAL’i ve KHK’ları kullanarak istedikleri ne varsa çok daha kolay gerçekleştiriyorlar. Bu hızı işçi ve emekçilerin haklarını düzenlemek veya iyileştirmek için kullandıklarını hiç görmedik. Ama her gün televizyonlarda kameraların karşısına geçip aslında bize ‘ey işçiler, sizlerden aldığımız oylar, sermaye ve onlara hizmet edenler lehine kararlar almamamızı kolaylaştırıyor’ diyorlar. 

Bugün baktığımızda OHAL yeniden uzatıldı ve bu biz emekçilere, yani alın terinden başka satacak bir şeyi olmayanlara zarar vermeye devam ediyor. Her geçen gün çalışma koşullarımız ağırlaşıyor. Gelirimiz, alım gücümüz düşüyor. Bant hızları artırılıyor. Patronların bizleri disipline etmek adına istekleri ve beklentileri daha da artıyor. Onların karşında el pençe durabilmemiz için de yeni kurallar getiriyorlar. Bu gelişmeler biz işçilerin sağlını da etkiliyor. Her geçen gün sağlığımız bozuluyor. Aslında bizim için OHAL bu anlama geliyor. Ama televizyonları açtığımızda da sanki biz bu ülkede yaşamıyormuşuz gibi güllük gülistanlık bir hava estiriliyor. Yalanlar söyleniliyor ve bizim duygularımızdan yararlanılıyor. Artık irkilmek ve anlamak gerekiyor. 

Bugün önümüzde 1 Mayıs var. Geçmiş koşullar daha da ağırlaşarak bugün güncelliğini koruyor. Bunun karşısında ise talep net; birlik, mücadele ve dayanışma. 

Bugün işçi sınıfı kendi koşullarını değiştiremiyor çünkü iktidar değil, güç kendisi değil. O yüzden bizleri zora sokan yasaları, her geçen gün kötüleşen çalışma ve yaşam koşullarını düzeltemiyoruz. İktidarda olan sermayedir. Sermayeye hizmet edenlerdir ve onun iş birlikçileridir. Onun için en çok ezilen biz olmaya devam ediyoruz. 

Bugün artık öncesinden de bir adım öteye geçerek ortak taleplerimiz etrafında kenetlenmeliyiz. Bizim kendi fabrikamızda şu an toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam etmekte. TİS var ama sendika sessiz. İletişim yok, dedikodu çok. Böyle olunca ayrışmada oldukça artıyor. Sermayenin istediği zaten bu ayrışma. Sendikacılar da artık bu anlamda bürokratik bir yapıya büründü. İşçi olmalarına rağmen işçi gibi düşünmüyorlar artık. Esnek çalışma, kuralsızlık bu sebeple artmaya devam ediyor. Benim içerisinde çalıştığım fabrikanın Gebze bölgesinde 3 fabrikası var. Birinin kapanması gündemde… İşçilerin gönüllü çıkma söylemleri var mevcut koşullar yüzünden. İşverenler bunu kullanıyor sendika da sessiz kalıyor. Nasıl bir yol izlenmeli? Mücadele planı var mı? Hiç bir şey söylenmiyor. Böyle olunca da tüm çalışanlar tedirgin. 

Korku yaşıyoruz ama bunun ecele bir faydası olmadığını da biliyoruz. Çocuklarımızın geleceği için, tıpkı 1 Mayıs’ı var edenler koşullarda olduğu gibi bir şeyleri göze almalıyız. Kararlılıkla bir adım atarak kıvılcım olmalıyız. 1 Mayıs bu kıvılcımı ateşleyeceğimiz yerdir. Yaşamımızın her alanını mücadele alanına çevirmeliyiz. Önce 1 Mayıs’ta, ardından 24 Haziran’da karşımıza çıkan bu sömürü düzenine karşı çıkmalıyız. 

Kadınların tacize uğramadığı, çocuklarımızın istismara uğramadığı, insanca yaşayabilecek bir ücret alabildiğimiz ve savaş koşullarının olmadığı bir ülke için 1 Mayıs’ta alanlarda olmalıyız. 1 Mayıs’ta Gebze’de bu talepleri haykırmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Evrensel okurları 1 Mayıs pikniğinde buluştu

SONRAKİ HABER

Vaxjö halkının Nazilere karşı mücadelesinin fotoğrafları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...