28 Nisan 2018 00:07

‘Birliğimizi korusaydık 1 Mayıs’a katılabilirdik’

İzmir'de Ayakkabıcılar Sitesi’nde konuştuğumuz Türkiyeli ve Suriyeli sayacılar örgütsüz yapılarından dolayı 1 Mayıs’a gidemediklerini dile getirdiler.

Fotoğraf: Metehan Ud/EVRENSEL

Paylaş

Metehan UD
İzmir

2017 eylülünde birçok ille beraber aynı anda saya eylemlerinin yaşandığı İzmir Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’nde çalışan sayacılarla, eylemlerinin sonuçlarını ve yaklaşan 1 Mayıs’ı konuştuk.

Sayacı Nevzat Görmez “Eylemlerden sonra çok değişen bir şey olmadı, hatta bazı sayalarda fiyatlar düştü. Bence bütünlüğümüzü ve beraberliğimizi sağlayamadığımız için kazanımla sonuçlanmadı. İyi başladık ama işçilerin içinde bulunduğu zor durumu kullanarak bizi birbirine düşürdüler. Yarınımızı düşünmüyoruz. Yarın işler düştüğünde yine açıkta kalacağız. Her mesleğin fiyat listesi var ona uyguluyor. Bizde de olmalı ve her sene de belli oranda zamlar olmalı. Her şeye zam geliyor bize zam yok. Acınacak haldeyiz. Her sene bir önceki seneyi aratıyor. Cebimizdeki para eriyor. Haftada kazandığımız 300-400 lira ile geçinmeye çalışıyoruz, onu da kaç ay alacağız ki? Çalıştığımız 7 ay sonrasında hüsrana düşünüyoruz. Birlik olsak hepimiz aynı anda üretimi durdursak kazanabiliriz. 3 arkadaşız dükkan kirası, faturaları ödemekte zorlanıyoruz” dedi.

Saya eylemlerinin Suriyeli işçilerle olan ilişkilerine yansımasını da anlatan Görmez şunları söyledi: “Suiyelilerin gelmesi işimizi zorladı ama onları suçlamıyoruz. Savaştan kaçtılar ve onlar da çalışmak zorunda. Ben aynı atölyede çalışmadığım için daha öncesinde konuşma fırsatım olmamıştı ama eylemlerde yan yana gelmemiz Suriyelilere olan bakış açımızı değiştirdi. Tepkimizin yönü de değişti. Bu durum bireysel ilişkilere de yansıdı. Sitede 1 Mayıs neredeyse hiç konuşulmuyor, birçoğumuzun aklına bile gelmiyor çünkü örgütlülüğümüz yok. Ben 40 senedir çalışıyorum bir defa gitmedim. Bir derneğimiz olsa birliğimizi sağlar. Ancak sabah 7’de girip akşam 8-9’a kadar çalıştığımız bu işte dernekle uğraşacak birilerini bulmak zor.”

Saya eylemlerinin çok belirgin bir kazanım getirmediğini ifade eden Sayacı Sait Dinç de “Ama koşullarla birlikte fiyatlar biraz daha iyileşti. Bu gelecek için bir kazanım oldu. Büyük artışlar ya da sigorta konusunu henüz çözemedik ama ciddi olduğumuzu göstermiş olduk. Patronlar her defasında ekonominin kötü gidişatını göstererek kazanamadıklarını dile getiriyorlar ama bu elbette inandırıcı değil bizim için. Bizim dik duruşumuz gelecekteki haklarımızı da elde etmemizi sağlayacaktır. Dükkanların dağınıklığı örgütlülüğümüzü sağlamaya engel. Geç çıkış saatleri, yorgunluk ve kullandığımız maddelerin yarattığı hal, bizim için kötü. Ayakkabıcılar, sigorta ve sendika ile daha tanışmamış. Kendi vatandaşlık haklarından bihaber durumda” dedi.

Hükümetin kutuplaştırma politikasının sitede de etkili olduğunu ifade eden Dinç şunları söyledi: “Sitede örgütlenmeyi ya da 1 Mayıs’ı konuşabilmek kolay değil, çünkü işçiler çok rahat değil. Ne dersek diyelim, etnik yapıdan ya da düşünceden dolayı kutuplaştırma yaratılıyor bu da güvensizliği sağlıyor. İşçiler dağıtılmış durumda. Sabah kahvaltılarında, yumurta boyoz yerken, gündeme getirmeye çalışıyoruz ama örgütsüzlüğün getirdiği durumdan dolayı konuşabildiğimiz işçileri dahi 1 Mayıs’a taşıyamıyoruz ama Suriyeli işçi kardeşlerimizle site meydanında bir araya gelerek 1 Mayısı kutlayabilmemiz gerek.”

Eylemlerin Türkiyeli ve Suriyeli işçiler arasında yarattığı duruma da değinen Dinç, “Suriyeli ve Türkiyeli işçiler birbirlerini tanıdıkça ve aynı atölyelerde çalışmaya başladıkça arada fark olmadığını gördü. Kısa süreli de olsa yapılan eylemlerde yan yana gelme bunun sonucunda oldu. Eskisi gibi yaklaşım kalmadı, birlikte çalışma değiştirdi. Suriyeli işçiler bu ülkede kalacaklar, ülkenin koşullarını da tespit etmeye çalışıyorlar ve onun için çalışma haklarını istiyorlar” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Ford işçisi: Günlük çalışma süresi 6 saate düşürülmeli

SONRAKİ HABER

Hema’da işçi kıyımı ve izin dayatması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...