27 Nisan 2018 00:05

Ostim işçileri: Erken seçim işçinin dışlandığı taht savaşı gibi

Erken seçimi konuştuğumuz OSTİM işçileri, hararetli seçim gündeminde kendilerini dışlanmış hissediyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hasan AKBAŞ
Ankara

İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs arifesinde açıklanan baskın seçimle beraber, gündem iyiden iyiye ısınmaya başladı. İttifaklar, aday adayları ve partilerin polemikleri arasında seslerinin duyulmadığını söyleyen OSTİM işçileri, hararetli seçim gündeminde kendilerini dışlanmış hissediyor.

Yan yana dizili atölyelerin önlerinde molada biriken işçiler hararetli bir tartışma içinde. Metal ve döküm atölyelerinin bulunduğu noktada 5 işçi CHP’nin İyi Partiye verdiği 15 milletvekilini tartışıyor. İşçilerden biri, “CHP bu hamleyle AKP Hükümetini devirmeye niyetli. AKP bu durumu siyasi savaş gibi görüyor. Ortam iyice ısınacak. Bence bu iyi değil” diye yorumluyor. Kendisini ülkücü olarak tanımlayan diğer işçi, “Bu seçim ekonomik kriz nedeniyle yapılıyor. Siyasi bir savaş çıkmaz. Sadece bu süreçte ekonominin kötü oluşu, zamların üstünün örtüldüğü bir süreç olacak” değerlendirmesinde bulunuyor. Bir diğer işçiye göre AKP bu seçimde kendisinden çok emin. İşçi bu nedenle AKP’nin kimseye vaatlerde bulunmadığını, seçimi kazanacağı araştırmaları yaptığını, Zeytin Dalı operasyonu ile büyük destek topladığını, bu süreci sönümlenmeden fırsata çevirdiğini ifade ediyor. Her iki görüşe de katılmayan bir diğer işçi ise CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun yayımladığı Man Adası belgeleri sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hırslandığını ve kimsenin bu tür girişimlerde bulunamayacağı tek adam rejimini bir an önce kurmak istemesi nedeniyle erken seçime gidildiğini anlatıyor.

‘BİZİ DÜŞÜNEN YOK’

Seçim vaatlerini sorduğumuz işçiler “Bizlik bir şey yok. Bizi düşünen yok. İsimlerin koltuk savaşı yapması gibi” ortak görüşünü sunuyor. Eskiden seçimlerde işçiye vaatler verildiğini hatırlatan bir işçi, “Asgari ücret daha henüz hiç gündeme gelmedi. Şu an büyük bir sorun olan zamlar hele hiç konuşulmuyor. Ama daha seçim gündemi açıklanır açıklanmaz zamlar devam etti. O yüzden bu işçinin, dar gelirlinin dışlandığı taht savaşları gibi... Marka isimler koltuk savaşındalar. Şimdi bu zam ve işçiyi umursamazlıkla devam eden süreç hepimiz için evimize götüreceğimiz iki lokma ekmeğin bile olmayacağı günleri getirecekmiş gibi hissettiriyor. Şu an 100 liranın değeri 30 liraya düşmüş. Filler tepişirken yine ezilen işçi oluyor. Ben çok umutlu değilim bir şeylerin düzeleceğine” diye konuşuyor.

1 MAYIS HÂLÂ RAHAT KUTLANAN BİR BAYRAM DEĞİL

1 Mayıs’a katılıp katılmayacaklarını sorduğumuz işçilerden bazıları, bu süreçte işçilerin kendilerini duymayanlara seslerini duyurmak için alanlara çıkması gerektiğini söylüyor. Kimi işçiler ise 1 Mayıs’a katılmanın tutuklanma ve işsiz kalmaya varan bedellerinin olacağından endişe ediyor. Bir işçi, şunları söylüyor: “Açıkça grev hakkını yok sayan, işçilere ses çıkarmayın diye sopa sallayan bir Cumhurbaşkanı var. Yani bize oturun, sesinizi çıkarmayın, verilene razı olun deniyor. Zaten onca bilim insanının cezaevine atıldığı yerde işçiye neler yapılmaz? 1 Mayıs hâlâ bu ülkede rahat kutlanan bir bayram değil. İşçi korkuyor.”

‘SABAH İŞE GELİRKEN HARCADIĞIN 600 TL’

Yanındaki diğer işçi, “Ben 1 Mayıs’ı çok seviyorum” diyor: “Bayram gibi bayram.” Hangi taleplerle alanda olacağını sorduğumuz işçi, “Mesai saat ücreti 50 lira olsun” diyor. Bunu der demez yanındakiler gülüyor. İşçiler 1 Mayıs günü resmi tatil ver tam mesai aldığı için çoğunlukla o gün çalışmayı tercih ettiğini söylüyorlar. Bir işçi, “Bizi iki kuruşa muhtaç edenler bayram hakkımızı bile böyle engelliyor” diyor. Bir diğer işçi söze atılıyor: “Evden çıkıp işe gelmenin tutarı; İki simit bir çay 5 lira, sigara 10 lira, ulaşım 5 buçuk lira... Daha gözünü açmadan asgari ücretin yarısı gitti. Burası 600 lira yapar. Akşam dönüş yol parası hariç... Böyle yaşayan işçi 1 Mayıs’a nasıl katılsın? Yol parası yemek parası bulamıyoruz.”

‘SANDIKTA CEVAP VERECEĞİZ’

Bir başka işçi espri ile “Ya ücretsiz otobüsler kaldırılıyor. Hatta sendikalar alanda döner takıyormuş. Aç kalmazsın merak etme” diyor. Gülüşmelerin ardından işçiler, “Gülüyoruz ama bu bizim gerçeğimiz. İşçiyi ne hale getirdiklerinin görüntüsü bu kendi haklarımızı savunmak aklımıza bile gelmiyor, boğazımıza girecek ekmeği düşünüyoruz. Ne diyelim, bu hale getirenler utansın. Ama bunun cevabını da sandıkta veririz elbet. Yapabileceğimiz en azından bu...” diyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Urfa'da ‘Demokrasi mücadelesi’ paneli düzenlenecek

SONRAKİ HABER

Ankara'da meslek örgütleri talepleriyle alanlarda olacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...