24 Nisan 2018 23:47

'OHAL’le grevlerimizi engelleyenleri görmezden mi geleceğiz?'

İşçiler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grevleri OHAL'le yasaklamakla övünmesine dair yazdı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/EVRENSEL

Paylaş

OHAL’LE GREVLERİMİZİ ENGELLEYENLERİ GÖRMEZDEN Mİ GELECEĞİZ?

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Erken seçim sürecinde, kısır geçen ekonomide darboğaz nedeniyle AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL ile sürekli taraf olduğu işvereni cesaretlendirip koltuk vaadi, vergi indirimleri gibi söylemlerle işverene her türlü destek sözünü vererek yaklaşan seçim öncesi destek algısı yaratmayı hedefliyor. İşçiyi terörle bağdaştıran bir Cumhurbaşkanı en çok oy aldığı kesim olan asgari ücretli ve işçilerin çözüm bekleyen sorunlarını bir defa dahi olsa ağzına almayıp bir çift laf etmiyor.

Şöyle “Neden sürekli işverenlere hitap ediyor?​” diye düşünün. Çünkü ensesi kalın para babaları bunlar... Bunlara vaatlerde bulunacak tabii ki... Ne de olsa alt gelir gruplarını, yani asgari ücretlileri, işçileri, taşeronları sanırım çantada keklik görüyor olmalı ki sorunlarımızı görmezden geliyor. Bunlar her türlü bize oy verir, cahil kesim bunlar bir şeyden anlamaz diye düşünüyor olmalı. Peki biz öyle miyiz? Bunun gerçek olup olmadığına biz emekçiler karar verecek.

Her ay hesap kitap yaparak bir türlü düzeltemediğimiz ekonomik durumumuz ne zaman düzelecek? Yine gözlerimizi kapatıp, yaşadığımız sıkıntıları görmezden gelip ve üstelik OHAL bahanesiyle bizi terörle ilişkilendiren, en haklı ve yasal grev hakkımıza müdahale edenleri yine görmezden mi geleceğiz? Biz çalışanlar ekonomiyi kendi yaşadığımız ev geçindirme ile değerlendirelim. Biz değil miyiz bankalara borçlu olan? Hani uçuşa geçiyorduk başkanlık sisteminden sonra. Biz yanlış anlamışız, onlar karun gibi zengin oldu, bizim ise uçan hayallerimiz oldu. Tam 16 yıl oldu bizim sesimizi duyan olmadı. Bozulan eğitim sistemi mi yoksa mezarda bitecek olan emeklilik hayallerimiz mi? Sürekli zenginin, işverenin çıkarları doğrultusunda politika yürüten bir AKP Hükümeti var. Fakat toplumun diğer tarafları olan biz işçilerin, emekçilerin sesini duymayan, çözüm üretmeyen aksine birde OHAL ile önümüzü tıkayan bir AKP Hükümeti ile karşı karşıyayız.

Tüm bunlara bizler sessiz mi kalacağız yine? Bizi sömüren, emeğe ve alın terimize saygısı olmayanları iyice düşünüp sandıkta ona göre oy verelim. Bizim siyasetimiz ekmek davası olmalıdır. Bu nedenle işimizi geleceğimizi düşünerek karar vermeliyiz.


EVE BİR FAZLA DİLİM EKMEK GÖTÜRMEK İÇİN GREVE ÇIKARIZ

Balçova’dan hizmet işçisi
İzmir

Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamayı pek çok basın kurumu gözden kaçırmayı tercih etse de kimi basın tarafından son dakika haberi olarak duyulacak kadar önemli bir haber görüldü. Cumhurbaşkanının söylediğini yanlış yapmamak namına eksiksiz burada paylaşıyorum:

“Şöyle 20 yıl öncesine doğru gidin grevlerin olduğu o günleri hatırlıyor musunuz? Acaba bu kadar grev neden oluyordu ve bu grevler karşısında Türk sanayisinin ne konuma geldiğini herhalde hatırlıyorsunuzdur. Ama o günden bugüne eğer bu OHAL olmamış olsaydı, bak işte burada kısa bir süre önce Bursa’da bu tür yollara tevessül etmek isteyenler oldu. Biz nereden istifade etti? OHAL’den. Biz oradaki yatırımcılarımızın önünü kesmek isteyenlere neyle müdahale ettik? OHAL ile. Anında hemen oradaki grevi durdurduk. Ama bizim karşımıza, hele hele iş adamlarımız çıkıp da dernekleriyle vesaire ‘OHAL’in kalkması gerekiyor’ diyorsa bu bizi üzer.”

Buradan hem Cumhurbaşkanına hem de oy vermeyi düşünen işçi arkadaşlarıma sesleniyorum. Biz işçilerin greve çıkma nedeni evimize bir dilim fazla ekmek götürmek, haftada 40 saat çalışıp çocuklarımızı hafta sonu parka götürecek takatimizin kalması, evimizi insan gibi geçindirecek ücret kazanmak içindir. Ve bunları yaparken neleri göze aldığımızı da biliriz. Bu koşullarda işsiz kalmayı, soğuk gecelerde grev çadırlarında donarak beklemeyi, patron ve polis baskısı, en yakınlarımız tarafından terörist diye tanımlanmayı göze alarak çıkarız bu yola. İş arkadaşlarımızın çok katlı towerlarda kopan uzuvlarını ellerimizle topladığımız için, fabrikalarda pres makinelerinde öz kardeşlerimizin ölümüne tanık olduğumuz için, madenlerde en yakınlarımızın cesedine ulaşıp onlara layıkıyla bir cenaze töreni yapamadığımız için olsa gerek bunlardan korkmayız. O grev bizim daha güzel daha mutlu yaşayabilmek için son şansımızdır, onu da biliriz.

Sözümü şu anki Cumhurbaşkanımızın Refah Partisi il başkanı iken darphane işçilerinin grevini ziyaretinde işçilerin defterine yazdığı cümle ile de bitirmek isterim, ‘Allah mazlumların ahını yerde bırakmayacaktır. Zafer inançları ve haklarını koruma mücadelesini yılmadan verenlerin olacaktır.’

Tüm mazlumların önce 1 Mayıs’ta sonra da 24 Haziran seçimlerinde bir araya geleceği ümidi ile…

ÖNCEKİ HABER

Mülteci öykülerinde kadınlar ‘öteki’ olmayı yazdı

SONRAKİ HABER

Beton mikseri yüksek gerilim hattına çarptı: 5 işçi yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...