Resimleri şiirleştiren, şiirleri resimleştiren Katalan Ressam Miro

Gülseren SÜDOR
Ressam

Ben 1967 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesinde ikinci sınıf öğrencisi iken Hocam Bedri Bey; ilk yaptığım yağlı boya resimlerimi gördükten sonra; “Bundan böyle senin ustan İspanyol Ressam Miro olmalı. Miro’nun yaşamını, yapıtlarını, yaratım felsefesini iyice araştırmalısın” dediğinden itibaren, bu güne kadar çok sayıda, Miro ile ilgili geniş kapsamlı veya küçük boyutlu sergiler ve de doğal olarak Barselona’daki 225’i yağlıboya tablo, 169’u heykel olmak üzere 13bine yakın eserinin sergilendiği Miro Müzesi’ni de gördüm.

Aradan geçen onca zamana rağmen üstte saydığım tüm özelliklerini en iyi bildiğim sanatçı olarak Miro, her zaman hafızamda ve gönlümdeki yerini korur. Ayrıca ilk dönem yapıtlarımdan hemen sonra, Miro ile olan benzeşen renk, leke, çizgi gibi resmin elemanlarını kullanım yolumu ayırmışken bugün hâlâ ona olan hayranlığım sürüp gider.

GEÇEN YÜZYILIN ONUR SANATÇILARINDAN

Günümüzde de insanlığın varoluşundan bu yana da, her çağa onur getirecek sanatçılar yaşamıştır. Doğa vergisine ve aynı zamanda öz nitelik bütünlüğüne sahip, sürekli ve içten çalışma için gerekli olan çeşitli eziyet ve çileyi göğüsleyebilecek erkek ve kadın sanatçılar her dönemde vardır.

“Şiirleri resimleştiren, resimleri şiirleştiren bir ressam” olarak tanınan; kuşları, kadınları, yıldızları ayı ve güneşi, canlı renklerle, bioformik yaratıkları göksel bir mekana serpiştiren, çocuksu ve nükteli resimleriyle, izleyiciye fantastik bir dünya sunan; Miro geçen yüzyılın onur sanatçılarının başında gelir.

İŞARETLER VE SİMGELERLE ÖZGÜN BİR DİL YARATMIŞTIR

17 yaşında sanat eğitimini bıraktıran ailesinin, sinir krizleri geçirmesi üzerine sanatçı olması için yoluna devam etmesine izin vermelerinden sonra kendini, hayatının sonuna kadar tamamen resme adar.

Joan Miro Ferra 1893 yılında Barselona’da doğan ve hayatını doğduğu ülke ile Fransa (Paris) arasında geçiren, eğitimden geçmiş bir ressamdır. Paris öncesi eserlerinde ayrıntıları ve abartmayı ve de gerçekçiliği saplantılı bir şekilde ve son derece bilinçli bir ölçüde kullanırken; 1.Dünya Savaşı sırasında ki vahşet, günlük hayatın ve sanat aktivitelerinin katılığı onu tüm bunlara karşı kültürel ve sanatsal protesto olan Dada hareketine katılmaya götürse de, Paris’te Sürrealizmin şiir ögelerine yakınlık duyarak 1925’de onların ilk sergisine verdiği Çiftlik tablosundan sonra, tuvaline lekeler sürüp, bu lekeleri dağıtıp yalınlaşmaya giderken, birde işaretler ve simgelerle yeni, kendine özgü bir dil yaratır.

RESİMLERİ ÇABUK YAPILMIŞ İZLENİMİ VERİR

Miro’nun resimleri, kendiliğinden ortaya çıkmış ve de en önemlisi çabuk yapılmış izlenimi veren resimlerdir. Bu da ona bilinçaltının en bozulmamış biçimde, resme aktarabilmesine en çok yaklaşan ressam niteliğini kazandırır. Ama resimlerinin yanı sıra yaptığı üç boyutlu başka yapıtlarını, yaptığı her eserini, heykellerini duvar seramiklerini vs. titiz ve uzun çalışmalar sonucu ortaya çıkarır. Kendi kişiliğini yansıtan soyut biçimler onun yaşantısına karışmış bir şeylerin simgeleridir veya hiçbir şeyle de ilgili olmayabilirler. Ama sonuçta yine de Miro’ya aittirler. Miro aynı zamanda çağının diğer ressamları gibi yeni teknik ve anlatım yollarından yararlanmıştır. Gravür, litografi, sulu boya, pastel,  bakır üzerine boyama, ansemblaj tekniği gibi birçok sanatsal formda çalışmalar yapmıştır. Yirminci yüzyılın yetiştirdiği en önemli sürrealist ressamlardan Picasso, Duchamp, Klee, Delwaux, Dali gibi Miro’da gelecek yüzyıllarda saygı ve hayranlıkla insanlığın gönlündeki yerini koruyacaktır.

MİRO MAYISTA UNIQ İSTANBUL’DA

UNIQ İstanbul, mayıs ayından itibaren Miro’nun 330’u aşkın eserini, eserlerini ürettiği litografi presi ve Palma de Mallorca’daki atölye objeleri ile yeniden kurgulanan atölyesini izleyenlerin görüşüne sunacak. Ayrıca Serginin Küratörü Jean Cristophe Hubert’in özel çabasıyla Miro’nun yakın arkadaşı olan Picasso’nun da 20 adet resmi bu sergide yer alacak.