23 Ağustos 2012 19:35

'Özgür Suriye’nin kelle avcıları

AKP hükümetinin “her türlü desteği vermeye hazırız” dediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) üyelerinin insanlık dışı uygulamalarına her gün yenileri ekleniyor. Suriye’de muhalif gruplar ile saldırılar yaparken yakalanan Cabir Mustafa Şehabi’nin itirafları ÖSO’nun nasıl bir örgüt olduğunu bir kez da

'Özgür Suriye’nin kelle avcıları
Paylaş

Cumhuriyet Gazetesinden Mehmet Ali Solak’ın haberine göre, silahları Türkiye ve Lübnan üzerinden aldıklarını belirten Şehabi, Ebu Bekir el Sıddık Tugayı’na aylık maaş ve her kafa kesimi için 50 bin lira para aldıklarını söyledi.
Tugaya bağlı silahlı kişilerin bulunduğu El Rai bölgesine gittiklerini, kuzeniyle birlikte Ebu Talal’la ofisinde görüştüklerini söyleyen Şehabi, Ebu Talal’ın kendilerinden Muhammed Dib Naime adlı polis memurunu takip etmelerini istediğini anlattı. Şehabi, Bab bölgesine giderek Bab karakolunda görev yapan polisi bir hafta boyunca takip ettiklerini dile getirirken “Daha sonra Ebu Talal’a gidip polisi takip ettiğimizi bildirdik. Ebu Talal bizden polis memurunu kesmemizi istedi. İkinci gün polis Naime’yi takibe aldık. Sürekli alışveriş yaptığı Ahmet Sadık el Yasin Okulu’nun yakınındaki sebze pazarından dönüşü sırasında onu kaçırıp okula götürdük” dedi. Şehabi şöyle devam etti: “Onu yere yatırdık. Kuzenim onu ayaklarından tuttu. Ben de sürekli üzerimde taşıdığım bıçağı boynuna dayayıp boğazından kestim. Ardından cesedi bir torbaya koyup mezarlığa gömdük.”
Daha sonra Ebu Talal’ın yanına gidip operasyonu gerçekleştirdiklerini bildirdiklerini ve 50 bin lira aldıklarını belirten Şehabi, Ebu Talal’ın kendisinden Bab bölgesinde görev yapan Muhammed Saliha ve Ahmet Taha el Naşid’i getirmesini istediğini, bu kişilerin de kafasını kestiklerini ve 100 bin lira aldıklarını söyledi.

10 KİŞİYİ KESTİĞİNİ İTİRAF ETTİ

Lübnan’ın el-Ahbar Gazetesi ise Lübnan Kamu Güvenlik Teşkilatının üç hafta önce Lübnan’a gizlice giren Faiz D. Becrem adlı Suriyeli bir genci gözaltına aldığını açığa çıkararak yapılan soruşturma sonucu D. Becrem’in El Kaide örgütü adına savaştığının ortaya çıkarıldığını duyurdu. Gazete, D. Becrem’in Humus kentinin Ksayr bölgesi emirinin emriyle on kişiyi kestiğini itiraf ettiğine işaret etti.
El-Ahbar gazetesi Lübnan Kamu Güvenliği Müdürlüğü kaynaklarına dayanarak, yakalanan gencin üzerinde katledilenlerin fotoğrafları, Kaide örgütü marşları ve Usame Bin Ladin’e ait fotoğrafların yanı sıra cep telefonuna kayıtlı güvenlik bilgileri bulunduğunu ifade etti.
Gazete, Suriyeli gencin el-Faur bölgesinde Lübnan ordu bariyerinde durdurulduğunu, kimlik belgeleri bulunmaması nedeniyle Beka Askeri Polis Bölüğü ve buradan Riyak Jandarma Karakoluna götürüldüğüne işaret ederek Beka Temyiz Başsavcısı Yargıç Corc Hatır’ın Lübnan topraklarına gizlice girme suçuyla Zehla’daki bölge kamu güvenliğine havale edilmesi kararı aldığını belirtti.
Tutuklu, kardeşi Bessam’ın Kuseyr bölgesinde Kaide’ye bağlı el-Kaaka grubunun liderliğini yaptığını, Suriye ordusu askerlerini hedef alan askeri eylemlere katıldığını bildirerek kız kardeşinin eşinin çatışmalara katıldığını, üçüncü kardeşi Hammudi’nin el-Suveyri el-Bukaiye beldesinde Lübnanlı İbrahim B.’ye ait bir hayvan çiftliğinde çalıştığını ifade etti.
Tutuklu, Kaide örgütünün saflarında pek çok askeri saldırıya katıldığını itiraf ederek Lübnan’a kardeşi Hammudi’nin Lübnanlı şahıslardan Kaide adına bağış olarak topladığı paraları almak amacıyla yedi kez geldiğini beyan etti.
“Suriye’ye yasal yollardan girmemin ardından kardeşim Bessam bana para ve silah taşıdığımın açığa çıktığını bildirdi” diyen Becrem, dolayısıyla Lübnan sınırındaki Cusiye bölgesinden yasa dışı yollarla el-Müstakbel Akımı yanlısı Beka’nın Arsel beldesine Suriyeli el-Emir Ebu Hamza adlı şahsın teklifi üzerine iki kez girdiğini dile getirdi.

MAHKUMU CANLI BOMBA YAPTILAR

Özgür Suriye Ordusu’nu bağlı Tevhid Aslanları Tugayı isimli bir grup, ellerinde bulunan mahkumları canlı bomba olarak kullanarak Suriye rejimine ait hedefleri yok etmeye çalışıyor.
5 gün boyunca adı geçen tugayın faaliyetlerine tanık olan New York Times muhabirinin hazırladığı videoda görülen grup, yalnızca Esad rejiminin devrilmesini kabul edeceklerini söylüyor. Ayrıca bu tugayda 52 militanın bulunduğu belirtiliyor.
Bir kamyonun arkasına bomba hazırlayıp koyan silahlı grup, Halep yakınlarındaki bir ordu kontrol noktasına saldırı düzenlemeye hazırlanıyor. Silahlı grubun elinde, Esad yanlısı Şebbiha milisi olduğunu iddia ettikleri bir mahkum var. İddiaya göre bu mahkum, cinayet işlediğini itiraf etmiş.
Daha önce kendisini ele geçirenlerden dayak yese de, videoda mahkuma iyi davranıldığı iddia ediliyor. Silahlı militanların Şebbiha olduğu edilen mahkuma sigara ikram ettiği, duş almasının önerildiği ve bir esir takası ile birlikte serbest bırakılacağının söylendiği görülüyor.
Daha sonra birisi mahkuma kafasına bir atkı sarmasını söylüyor. “Eğer korktuğunu fark ederlerse seni öldürürler” diyor. Bundan sonra, mahkumun gözünün bir bez ile bağlandığını, şehrin dışına götürüldüğü ve kendisine “yalnızca kamyonu askeri kontrol noktasına sür” dendiğini söyleniyor.
Ancak mahkumun bilmediği bir şey var: Sürdüğü kamyonun arkasında 300 kilogramlık bir patlayıcı bulunuyor! Silahlı grubun varsayımına göre, mahkum bomba yüklü kamyonla kontrol noktasına yaklaştığı zaman, uzaktan kumanda ile bomba patlatılacak ve kontrol noktası ile beraber mahkum da havaya uçacaktı. Yani mahkum, farkında olmadan bir intihar bombacısı olmaya zorlanmıştı.
Silahlı militanlar uzaktan kumandanın düğmesine basıyorlar, ancak bomba patlamıyor. New York Times muhabiri ise o ana kadar muhaliflerin niyetinin farkında olmadıklarını iddia ediyor. (DIŞ HABERLER)


TUNUS’TAN SURİYE’YE SAVAŞMAYA GİDİYORLAR

Tunuslu Tanit Press gazetesi dünkü sayısında; Tunusun güneyinde bulunan bir çok selefi ve radikal akım liderleri ve üyelerinin periyodik olarak Avrupa'dan para havaleleri aldıklarını yazdı.
Gazetenin güvenilir kaynakları; söz konusu radikallerin, periyodik olarak farklı miktarlarda Avrupa'dan para havalesi aldıklarına dikkat çekerken, bu paraların Suriye'de hükümete karşı savaşacak radikal gençleri toplama ve finanse etmede kullanıldığını belirtti.
Tunuslu radikal gençlerin Tunus'ta toplanmaları ardından Libya'da eğitildiklerini ve daha sonra da Suriye'de savaşmak için Türkiye üzerinden Suriye'ye topraklarına geçirildiklerini belirten kaynak; tüm bunların Kaide terör örgütünün Suriye kolu olan Nusra Cephesindeki elebaşların yanında Suriye Müslüman kardeşler genel denetleyicisinin yardımcısı Faruk Tayfur ile koordinasyon içinde yapıldığını belirtti.
Bu arada aynı gazete bir kaç gün önce; Tunuslu selefi hücrelerin Suriye'de savaşmak isteyen Tunuslu gençleri örgütleme ve onlara yardım etme çalışmalarında bulunduklarını ortaya çıkarmıştı. Gazete bu selefi hücrelerin ayrıca gençlerin Katar Emirinin finansını denetlediği Libya'daki eğitim kamplarına girmelerine yardımcı olduklarını ortaya çıkarmıştı.


RUSYA: BATI ÇATIŞMALARI KIŞKIRTIYOR

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Batının Suriyeli muhalifleri açıkça çatışmaları sürdürmeye kışkırttığını açıkladı.
Balanlık tarafından yayınlanan bildiride, Moskova’nın birkaç gün önce Cenevre bildirgesine dayanarak Suriye çalışma grubu adına Suriye hükümeti ve muhalifleri şiddeti durdurmaya çağıran ve diyalogun başlatılması amacıyla temsilci tayin edilmesini öngören bir beyan yayınlanması önerildi.
“Fakat batılı ortaklarımız bu tür bir beyanı tartışma olasılığını bile reddederek Cenevre anlaşmasının içeriğini çarpıtmaya çalışmaktalar. Aynı zamanda Rusya’yı uluslar arası güvenlik konseyinin Suriye krizini çözme çabalarını baltalamakla suçluyorlar” denilen bildiride, Rusya’nın sorumluluklarını yerine getirdiği ve Suriye hükümetiyle sürekli temasta olduğu ifade edildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığının bildirisi, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland’ın dün Rusya hükümetinin Suriye krizinin çözümü için ne yapması gerektiğini bildiği çünkü ABD ile Cenevre anlaşmasının hazırlanmasında işbirliği yaptığı yönündeki açıklamaları üzerine geldi.

‘ABD VE EL KAİDE EL ELE’

Rusya Uluslararası Silah Ticareti Analiz Merkezi Müdürü Igor Korothenko ise, ABD’nin Suriye’deki ölümlerden ve yaşanan acılardan sorumlu olduğunu söyleyerek ABD’nin başından beri silahlı grupları ve muhalifleri desteklediğini ve krizi çözmek istemediğini belirtti.
Korothenko, ABD Başkanı Barack Obama’nın Amerikan güçlerine Suriyeli muhalifleri ve silahlı grupları destekleme izni veren bir tezkere imzaladığına dair bilgiler bulunduğuna işaret ederek bunun ABD’nin çözüm istemediğinin kanıtı olduğunu ifade etti. Rus askeri uzmanı, Kaide Örgütünün silahlı muhalefetle aynı saflarda savaştığını bildirerek ABD ve Kaide örgütünün hedeflerinin uyuştuğuna dikkat çekti.
Şiddetin gölgesinde diyalogu gerçekleştirme zorluğunu vurgulayan Rus uzman, muhalefeti silahla destekleyen batılı ülkelerin aksine Rus tutumunun açık ve net olduğunu kaydetti.


' TÜRK HÜKÜMETİ DÜŞMAN SAFINDA’

İngiliz Independent gazetesinin tanınmış yazarı Robert Fisk, Halep’te muhaliflerle savaşan Suriye ordusunun görüşlerini yansıtan bir makale kaleme aldı. Fisk’e konuşan Binbaşı Somar da, Türkiye ile ortak sınırın, iki ülkenin koordinasyonuyla kapatılması gereğini savunurken “Türk hükümeti, düşman safında. Erdoğan Suriye’ye karşı” ifadelerini kullandı.
Independent, Ortadoğu uzmanı yazarı Robert Fisk’in, başlığında Suriyeli subayın “’İsyancı Ordusu Mu? Onlar, Bir Yabancılar Çetesi’” sözlerinin kullanıldığı makalesinin spotunda “Yazarımız, dünyanın en eski kentlerinden birini parçalamakta olan bir savaşa ilişkin Suriye güçlerinin gerekçelerine kulak asıyor” diye yazdı.
Robert Fisk, Halep’in doğu tarafı için verilen kanlı mücadelenin ardından gezdiği kentin içi karartıcı manzaralarına dikkat çekerek başladığı makalesinde kendisine eşlik eden ve “mükemmel bir İngilizce konuştuğu” belirttiği Binbaşı Somar’ın “Buna inanmayacaksınız. Bizim tutsaklarımızdan biri bana ‘Filistin o kadar güzel olduğunu fark etmemiştim’ dedi. İsraillilerle savaşmak üzere Filistin’de olduğunu sanıyordu” sözlerini yansıttı ve “Gerçekten, büyük kalenin batısındaki nefis eski sokaklara sertçe dalan savaşçılar, her açıdan bir yamalı bohça takımıydı” dedi.
Halep’teki Sharaf Camii’nin içindeki manzarayı da okuyucularına aktaran Fisk “Cami içinde kurşunlar, boş peynir kutuları, sigara izmaritleri ve isyancıların yatmak için kullandıkları yığın yığın cami halısı vardı” diye yazdı. Fisk şöyle devam etti:
“Muharebe 24 saat sürmüştü… Az kan vardı. Hepsi Suriyeli 10-15 isyancı silahlarını teslim etmeleri halinde kendilerine merhamet gösterileceği önerisi üzerine teslim oldu. Bu merhametin niteliği tabii ki bize açıklanmadı” gibi ifadeleri kullandı.
Robert Fisk, Halep kalesinin içler acısı durumundan da söz ettiği makalesinde Somar’ın yüksek düzey idarecisi General Saber’in çarpışmalarda, 30 Suriyeli isyancı öldürülürken Suriye ordusunda sadece 8 kişinin yaralandığını anlattığını kaydetti.
Kendileriyle konuşmaya “cesaretlendirilen” askerlerin birçoğunun Halep’te o kadar sayıda “yabancı savaşçı olmasından hayretle söz ettiklerini” kaydeden Fisk, askerlerden birinin “Halep’te 5 milyon insan yaşıyor. Düşman, savaşı kazanacağından o kadar eminse, o kadar yabancı getirmeye gerek yoktu. Kaybedecekler” dediğini anlattı.
Fisk, makalesinde “Mükemmel bir İngilizce konuşup siyasi boyutu çok iyi anladığı” belirttiği Binbaşı Somar’ın Türkiye ile ilgili değerlendirmesini de şöyle aktardı: “(Binbaşı Somar)‘Türkiye ile sınırlarımız büyük sorun’ görüşünü kabul etti. ‘Sınırın kapatılması lazım. Sınır, iki ülkenin koordinasyonuyla kapatılmalı. Ancak Türk hükümeti, düşman safında. Erdoğan, Suriye’ye karşı” diye konuştu.” (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

MHP, arkandadır Sayın Başbakan!

SONRAKİ HABER

Toplum zararına çalışma programı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...