15 Nisan 2018 23:46

‘Rusya ve ABD arasında sıkışan AKP ikili oynuyor’

Suriye saldırısını ve AKP hükümetinin aldığı tutumu değerlendiren Yard. Doç. Dr. Berk Esen, Türkiye'nin denge siyaseti izlemeye çalışacağını söyledi.

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

ABD öncülüğünde, Fransa ve İngiltere'nin Suriye’ye yönelik hava saldırısının ardından yeni saldırıların olup olmayacağı tartışılıyor. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Berk Esen, “Füze saldırılarının daha fazla devam edeceğini sanmıyorum” dedi.

ABD Savunma Bakanı James Mattis’in açıklamalarına hatırlatan Esen, şunları söyledi:

'TRUMP, YÖNETİMİNE KARŞI YÜRÜTÜLEN HUKUKİ SORUŞTURMA GÜNDEMİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTEDİ'

“Müttefik güçlerin Suriye’de Esad rejiminin elinde bulunan kimyasal silah tesislerini vurduğunu ve dolayısıyla saldırının başka sivil ve askeri hedeflere yönelmeyeceğini ve tek seferlik olacağını belirtti. Üç ülkenin de kamuoyunda saldırıların devam etmesi yönünde güçlü bir görüş birliği olduğunu sanmıyorum. Mesela İngiltere’de ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri füze saldırısını eleştiren bir açıklama yaptı. Bu saldırıyla Trump yönetimi, -en azından kendi kamuoyuna- 'Suriye’de gelişmelere sessiz kalmıyorum' mesajı verdi. Fakat bölgeye asker göndermeden müttefik güçlerin Suriye’de atabilecekleri adımlar kısıtlı. Hem Rusya hem de İran’ın Suriye’de ciddi bir askeri güçleri olduğunu unutmamak gerek. Trump açısından bence daha önemli konu, yönetimine karşı yürütülen hukuki soruşturmanın yarattığı gündemi değiştirmekti.”

'TÜRKİYE GELİŞMELERİ HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA DENGELEMEK İSTİYOR'

AKP hükümetinin başta "Suriye için sağduyu” çağrısını yaparken saldırının ardından “Memnuniyetle karşılıyoruz” açıklaması yapmasını değerlendiren Esen şunları söyledi:

“Türkiye’nin çok uzun bir suredir Suriye’de bütünlükçü bir politikası olduğunu sanmıyorum. Bir taraftan hâlâ Esad rejiminin devrilmesini hedeflerken öte yandan Suriye’nin kuzeyinde PYD-YPG güçlerinin nüfuzunun kırılmasını ve bölgede Sünni grupların daralan etkisini güçlendirmeyi istiyor. Bu birbirinden farklı hedefleri ayni anda güderken ABD’yi YPG’ye destek vermekten vazgeçirmeye ve Esad rejimi yanında yer alan Rusya ile İran’ı karşısına almamaya çalışıyor. Dolayısıyla Suriye’de olayları etkilemekten ziyade takip edip, gelişmeleri kendi hedefleri doğrultusunda dengelemeye çalışıyor. Bunun için de düzenli olarak Rusya, İran, Fransa ve ABD yönetimleriyle görüşüp kendini sürecin içinde tutmaya çalışıyor.

Türk hükümet yetkililerinden bazı kafa karıştıran açıklamalar gelmesinin temel nedeni yürütmeye çalıştıkları bu çok cepheli ve elde edilmesi hayli zor diplomasidir.”

‘HÜKÜMETİN ABD VE RUSYA İLE FİKİR AYRILIKLARI VAR’

Hem Rusya hem de ABD ile müttefik ilişkisi sürdüren AKP hükümetinin bu politikasının iç ve dış siyasete yansımasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Esen, şunları söyled:

“AKP hükümeti, Suriye politikasında ABD yönetimiyle uzlaşamadığı için bir süredir bölgede ağırlığını arttırmış, Rusya ile koordineli bir şekilde hareket ederek bölgede nüfuzunu muhafaza etmeye çalışıyor. İki ülkeyle de birçok konuda fikir ayrılıkları var ve bu Suriye iç savaşı devam ettikçe giderek ortaya çıkıyor. Rusya ve ABD çok daha sert bir çarpışma içine girmedikleri veya hedeflerinde uzlaşmaya varmadıkları sürece AKP bu ikili politikayı bir süre daha devam ettirebilir.

Trump’ın hafta ortasındaki sert açıklamaları sonrası AKP hükümetinden gelen itidal çağrılarını ben şu gözle okudum: AKP hükümeti, Suriye konusunda ilişki yürüttüğü bu iki ülkenin çok aktif bir çarpışma içine girmesini istemez. Çünkü o zaman kendisinden taraf seçmesi istenecektir. Ne ABD ne de Rusya yönetimleriyle Suriye konusunda tamamen uzlaşamadığı için AKP hükümeti bu konuda taraf seçmektense ikili oynamaya ve denge siyaseti izlemeye çalışacaktır.”

ÖNCEKİ HABER

Validebağ Gönüllülerinden Sami Yılmaztürk anısına plaket

SONRAKİ HABER

Galatasaray, Başakşehir'i yenerek yeniden liderliğe yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...