‘Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi halk sağlığı sorunudur'
İzmir Buca’da düzenlenen panelde şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin olası sonuçları tartışıldı.
Buca'da, şeker fabrikalarının satılmasıyla ilgili düzenlenen panelde piyasaya özelleştirmeyle nişasta bazlı şakerin hâkim olacağı ve bunun sonucunda toplumun çeşitli sağlık sorunlarıyla yüz yüze kalacağı ifade edilirken, satışın politik bir sorun ve bir halk sağlığı sorunu olduğu vurgulandı.
Şeker fabrikalarının özelleştirilerek satılması ve sonrasında yaşanacak sorunlar Buca’da bir panelle tartışıldı. “Bu işin tadı kaçtı! Şeker fabrikaları ve sağlığımız satılık değil!” başlığıyla gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa ile CHP Parti Meclisi üyesi Doç. Dr. Gökhan Günaydın katıldı. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi, Buca Kent Konseyi ile Buca Belediyesi’nin birlikte düzenlediği panel belediye meclis salonunda gerçekleştirildi.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi Başkanı Ferdan Çiftçi’nin yönettiği panelde “Nişasta Bazlı Şeker ve Sağlığımız” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Halk Sağlığı Uzamanı Ali Osman Karababa, şeker fabrikalarının satılması sonucunda Nişasta Bazlı Şekerin (NBŞ) piyasaya hakim olacağını ve bunun obezite, diyabet, kalp ve damar sağlığı sorunları, siroz, gut hastalığı ve otizm gibi bir çok sağlık sorununa nasıl yol açacağını ayrıntılı olarak sundu. GDO’lu mısırın hayvan yiyeceği olarak kullanılması sonucunda GDO’nun hayvandan insana geçtiğini belirten Karababa, Türkiye’de ağırlıklı olarak Cargil tarafından üretilen NBŞ’nin, Avrupa’da üretilmediğini ve kullanılmadığını vurguladı.
Hangi yiyeceklerde NBŞ’nin olduğunu bilemediğimiz için kendimizi NBŞ’den koruyamayacağımızı belirten Karababa, insanının sağlığının ancak devletin uygulamaları ile korunabileceğini ifade etti. “Sağlık bir haktır ve bu hakkı sonuna kadar kullanmak zorundayız” diyen Karababa sözlerini şöyle sürdürdü: Fabrikalar kapatıldığında bu alanda çalışan yüz binlerce kişi işsiz kalacak ve yeterince beslenemeyeceklerdir. İşte bu nedenle şeker fabrikalarının kapatılması bir halk sağlığı sorunudur.
'İŞSİZLİK YARATILACAK, BESİCİLİK ZARAR GÖRECEK'
CHP Parti Meclisi üyesi Doç. Dr. Gökhan Günaydın, Türkiye’de 100 bin ailenin şeker pancarı üretimiyle geçimini sağladığını, 60 bin mevsimlik işçinin ve 25 binden bugün 8 bine kadar düşen fabrika işçilerinin işsiz kalacağını, besiciliğin zarar görüp kentlere göçün artacağını ifade ederek, “Fabrikalar bulundukları alanlarda istihdam yaratmak için kurulmuşlardır. Şeker fabrikaları kapatıldığında oralarda insanlara çalışacak yer kalmıyor” dedi.
Günaydın, şeker fabrikalarına ilk darbenin 2001 yılında Kemal Derviş kanunu ile vurularak, sektörün başta Cargil olmak üzere yabancı tekellere açıldığını, bugün AKP eliyle tamamen yok edilmek üzere sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini ifade etti. 25 fabrikanın 14’ünün ‘zarar ediyor’ gerekçesiyle satılmaya başlandığını belirten Günaydın, “Bu fabrikaların bazıları çalıştırılmadığı için, ihanet içinde olunduğu için zarar ediyor. Fabrikalara yatırım yapılmamış, çürümeye terk edilmiş. Şeker fabrikalarının 2016’daki tüm zararı 75 milyon lira bu rakam Özelleştirme Yüksek Kuruluna göre ise 32-33 milyon lira. Erdoğan’ın en son aldığı özel uçak ise 320 milyon lira” dedi.
Sigara fabrikalarının başına gelenlerin bugün şeker fabrikalarının başına geleceğini, satılan fabrikaların bir süre sonra üretim yapmayarak kapatılacağını, arsalarından rant sağlanacağını belirten Günaydın, “Şuanda bir tane açık sigara fabrikası yok. Sigara fabrikaları İngiliz ve Amerikalılara satıldı. Satan kim? AKP. Eyyy Avrupa, eyyy Amerika demekle anti-emperyalist olunmuyor. Bunların ne kamu ekonomisiyle ne de tarım ile alakası yok. Bu açıkça emperyalizme peşkeş çekmektir. Kapkaççı Anadolu sermayesi ile de bir kalkınma yaratılamaz. Sorun politiktir. Kamu ekonomisi yaratılarak, halkın malına el koyanların, hukuk dışı işlem yapanların mallarına el koyacağız” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
