06 Nisan 2018 00:14

Gıda-İş üyeleri: Sendika hakkımız için 1 Mayıs’ta alanlardayız

Manisa'da Gıda-İş’e üye oldukları için işten çıkarılan Batı Un işçileri, 'Sendika hakkımız için 1 Mayıs’ta alanlardayız' dedi.

Paylaş

Dilek OMAKLILAR
Manisa

İşçilerin taleplerini daha güçlü bir şekilde dile getireceği İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs için hazırlıklar başladı. İşçiler sendika haklarından, çalışma koşullarına kadar yaşadıkları sorunlara karşı talepleriyle alanda olmaları gerektiğini söylüyor. Manisa Turgutlu’da geçtiğimiz haftalarda DİSK’e bağlı Gıda-İş’e üye oldukları için işten çıkarılan, Öz Gıda-İş dayatmasına karşı direnen Batı Un işçileri 1 Mayıs’a “Sendika hakkımız engellenemez, inadına Gıda-İş” pankartı ile çıkmaya hazırlanıyor. Banvit’te çalışan kadın işçiler ise daha iyi koşullarda çalışma hakkı için diğer kadın işçilere çağrıda bulunmaya başladı.

Turgutlu’da bir kahvehanede buluştuğumuz, sendikalaştıkları için işten atılan Batı Un işçileri, önce yaşadıkları süreci anlatıyor. Sorunlar bir bir anlatıldığında, işsizlik kaygısı ve diğer işçilerle bir araya gelememenin yarattığı umutsuzluk ön plana çıkıyor. Ama aynı zamanda ne yapılması gerektiğini de biliyor işçiler. Bir işçi, “Çıkarıldıktan sonra iş bulanlar oldu ancak daha iş bulamayanlar var. Ciddi bir baskı var, içerideki arkadaşlarımız korkuyor ne yazık ki” derken, diğer işçi ise hemen ardından şunu söylüyor: “Biz ilk değiliz ve dayanışmamız örnek olmalı, ısrarcı olmalıyız.”

‘İŞTEN ÇIKARILDIK, ANCAK MÜCADELE BİTMEDİ’

Başka bir işçi de şunları söylüyor: “Bir bir anlatabilmeli arkadaşlarımıza. Bizim başımıza gelenler bugün her işçinin yaşadıkları. İşsizlikle kalmıyor, iş kazaları artıyor. İş cinayetleri yaşanıyor bu memlekette. Hasan Songur en yakın örneklerimizden biri. Dün Hasan yarın başka bir iş kolunda biz. Böyle sürerse belki de çocuklarımız. Biz çocuklarımız için de alanda olmalı, mücadele etmeliyiz.”

Diğer bir Batı Un işçisi ise “Bizim emeğimizi yok sayarak, yıllardır çalıştığımız yerden bir kalemde çıkarıyorlar. İstersek 20 yıl çalışalım, adam bakmadan işten çıkarabiliyor. Emek veren biziz, ancak işsiz kalıp açlık sınırında yaşayan da biziz” diyor.

Hukuki olarak davalarının peşinde olacaklarını ancak mücadelenin bitmediğini vurgulayan işçiler, “Ekmeğimizin peşindeyiz. İşten çıkarıldık diye mücadele bitecek değil” diyor. Bir işçi de başka bir iş kolunda işe başlayacağını ancak sendikal mücadelesini nasıl yürüteceğine dair aklındaki sorulara bir bir cevap arıyor.

‘DAYANIŞMAYI BÜYÜTMELİYİZ’

1 Mayıs’ta alanda olmaktan çekinen, işverenlerin kulağına gittiğinde ‘İşimden olursam’ diye düşünen bir işçi kaygısını dile getirirken, hemen diğeri söze giriyor: “İşçilerin kazanılmış bir sürü hakkı var, mücadeleyle kazandı. Kazanılmış hakkımızı elimizden alanlara karşı yine alanlarda olmalıyız. Herkes elinin tersiyle itiyor. Bir ben gitsem ne olacak mantığı ile olmamalı. Birleşmediğimiz için bu oluyor.

Yaşadıkları sorunları yine kendilerinin çözebileceğini vurgulayan işçiler son olarak şunları söylüyor: “1 Mayıs için dayanışmayı büyütmeli. Çözümü patronda aramayacağız, çözüm bizde. O sorunları yaratan patronun kâr hırsıdır. Her işçi bulunduğu yerde 1 Mayıs’ta alanlarda olmalı. Kendi talepleriyle bir arada olmamız dayanışmamızı güçlendirecek.”

BANVİT’TEKİ KADIN İŞÇİLER: İNSANCA YAŞAM İNSANCA ÇALIŞMAK İÇİN

Banvit'teki kadın işçilerde de kaygı var. Özellikle kadın olmaktan kaynaklı evde, işyerinde, sokakta yani her alanda sorun yaşadıklarını, tüm bunlara karşı örgütlü olmayı da zamanla çok daha iyi kavradıklarını belirtiyor.

Banvit’te yıllarca çalışıp kendi haklarını savunduğu için işinden olan bir kadın şunları anlatıyor: “İlk zamanlarda sendikalı olmanın farkını çok anlayamazdım. Hatta korkardım, öğrendiklerinde ne yaparlar acaba bana diye. Ancak zamanla başka işçilerle bir araya gelip konuşarak anladım ki bu benim en doğal hakkım. Burada yaşadığım sorunu yarın öbür gün başka bir fabrikada yaşayabilirim, neden mücadelemi sürdürmeyeyim dedim.”

Üzerlerinde her zaman baskının olduğunu dile getiren bir kadın işçi, “Mesela, bantların hızı normalde 38-40 ile dönüyor ama denetime gelecekleri zaman her şey düzgünmüş gibi ayarlıyorlar. Denetimciler gittiği zaman yine aynı şartlar, o açığı tekrar kapatıp hızlandırıyorlar. Hakaretler zaten diz boyu” diyor. Diğer bir kadın işçi de “Aslında fabrikada makine sistemleri güzel. Eğitim konusuna da önem veriyorlar. Ancak mevzuatlara uysalar da işçinin üzerinde aşırı baskı var’ diyor.

Kadınlar işten çıktığında işleri bitmiyor. Evde devam eden koşuşturmaca iyice yoruyor bedenlerini. Bazen bu yüzden hiç bir araya gelemediklerini, işyerinde yapılamayan sohbetin iş sonrasında da çok zor olduğunu söylüyorlar. Kadınlar ayrıca çocuklarını bırakacakları kreşin pahalılığından da şikayetçi. Bir kadın işçi, “Çocuğumuzu bırakıp rahat ederiz diyoruz ama maaşımızdan kesiliyor kreş ücreti ve çok pahalı. Mesai paraları zaten kesiliyor. Elde avuçta kalanla da yaşama derdindeyiz işte” diyor.

‘HEP BERABER ALANLARA’

Gıda-İş’e üye olan bir kadın işçi de “Hakkımızı aramaya başladığımız an, işten çıkarıyorlar. Gıda-İş’ten korkuyorlar aslında. Biz baskı ile üye olmadık buraya. İşçinin hakkını savunduğu için buradayız ve insanca yaşamak, insanca çalışma koşulları istemenin nesi kötü?​” diyor.
Birlik olmaktan başka çarelerinin olmadığını vurgulayan kadınlar, kadın işçilere şu çağrıyı yapıyor: “İnsanca yaşamak insanca çalışma koşulları istiyoruz. Ücretlerde iyileştirme istiyoruz. Bu 1 Mayıs’ta da hep beraber alanlarda olalım.”

Foto: (Banvit işçileri)

ÖNCEKİ HABER

MMK’de işten atma ve taşeronlaştırma!

SONRAKİ HABER

Gazeteciler hedefte, haberi yok etmek istiyorlar!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...