22 Ağustos 2012 15:07

Barış talebinde ayak diremeliyiz

Gaziantep’te 9 kişinin yaşamını yitirdiği ve 69 kişinin de yaralandığı saldırının yankıları devam ederken, Evrensel’e konuşan yazar, akademisyen, sanatçı ve aydınlar hem saldırıyı kınadılar, hem de hükümetin politikalarının ülkeyi getirdiği noktadan duydukları endişeyi dile getirdiler. Ortak görüş ise; ‘Her şeye rağ

Barış talebinde ayak diremeliyiz
Paylaş
Sevda Aydın / Tuba Güngör / Eda Yıldırım

Gazetemize konuşan, Oyuncu Jülide Kural, “İntikam duygusuyla davranmak yerine barış için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Barış konusunda ayak diremeliyiz” dedi. Yazar Aydın Çubukçu, “Önemli olan patlamayı Suriye ya da PKK’nin gerçekleştirmiş olması değil, Ortadoğu’da gelişen son kanlı olaylara AKP Hükümeti’nin yaklaşım meselesidir” derken, “Bu katliam, savaş tarihinin en iğrenç metotları arasında yer alan ‘kör şiddet’in bir tezahürü” diyen Oyuncu Orhan Alkaya ise “AKP ‘tek parti’ hükümetinin, 12 Haziran seçimi sonrasında ilan ettiği ‘ustalık dönemi’nin, askeri vesayet rejiminin yeniden üretimine, bu partinin de Savaş Partisi’nin bir replikasına dönüşmesinin sonuçları üzerine konuşmak için bile, ‘kör şiddet’in gölgesinden kurtulmamız gerek” dedi.

‘DEVLET DE GERİLLA DA DUYARLI DEĞİL’

Antep’teki saldırının kendilerini çok üzdüğünü dile getiren Oyuncu Jülide Kural, “Bütün ölümler üzücü. İster dağdan olsun, ister kışladan. Hele de ölenlerin yoksul insanlar olduğunu düşündüğümüzde, çok daha farklı bir yapı çıkıyor ortaya” dedi. Kural, çok dikkat edilmesi gereken bir süreç yaşandığını ifade ederek “Savaş dilini kullanan bir devlet var” dedi.  Ancak eleştiriyi sadece devletle sınırlı tutmamak gerektiğini söyleyen Kural, “Aynı zamanda gerillanın da bu süreç içinde çok duyarlı olduğu söylenemez” dedi.

‘BARIŞ İÇİN HERKESE ROL DÜŞÜYOR’

“Herkes kadar benim de içim yanıyor. İntikam duygusuyla davranmak yerine barışın oluşması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor” diyen Kural, “Bu dili yeniden tasnif etmek, bu dili normalleştirmek gerek. Sivillere yönelik saldırıyı her ne nedenle olursa olsun kabul etmek mümkün değil. Barışın koşullarını oluşturmak için herkese bir rol düşüyor” dedi.

Savaşla, şiddetle oluşturulan her şeyin yeni savaşlar getirdiğini belirten Kural, “Önyargılardan kurtulup, barış konusunda ayak diremeliyiz” dedi.

SALDIRI KADAR SONUÇLARI DA ÖNEMLİ

Saldırıyı değerlendiren Evrensel Kültür Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Yazar Aydın Çubukçu, “Bu faili meçhul saldırının kendisi kadar sonuçları da önemlidir” dedi. Saldırının ardından AKP Hükümeti’nin hem PKK’yi hem de Suriye’yi suçlayan sonuçlar çıkarmasının psikolojik savaş yöntemlerine işaret ettiğini dile getiren Çubukçu, “Hükümetin kendi güncel yorumlarıyla gündemi oyalaması kabul edilemez. Burada önemli olan patlamayı Suriye ya da PKK’nin gerçekleştirmiş olması değil, Ortadoğu’da gelişen son kanlı olaylara AKP Hükümeti’nin yaklaşım meselesidir” dedi.   

‘KÖR ŞİDDET VARSA NE SAVAŞ NE BARIŞ KONUŞULUR’

Antep’teki saldırı için “Bu katliam, savaş tarihinin en iğrenç metotları arasında yer alan ‘kör şiddet’in bir tezahürü” ifadelerini kullanan Oyuncu Orhan Alkaya ise “Şiddet, iki yanı kesen bir kılıçtır. Kör şiddet ise, nereyi, ne zaman, nasıl keseceği kestirilemeyen bir kılıç. Tüm yüzeyi keskindir, kullananın tuttuğu kabzası bile. Kör şiddetin perspektifinde ne savaş konuşulabilir ne barış. Kıyıcılık metod olarak benimsendiğinde en güçlü olan kazanır; Korku. Korku da aklı ve vicdanı zavallılaştırır” şeklinde konuştu.  

“AKP ‘tek parti’ hükümetinin, 12 Haziran seçimi sonrasında ilan ettiği ‘ustalık dönemi’nin, askeri vesayet rejiminin yeniden üretimine, bu partinin de Savaş Partisi’nin bir replikasına dönüşmesinin sonuçları üzerine konuşmak için bile, ‘kör şiddet’in gölgesinden kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum” diyen Alkaya, “Herkesin ‘haklı’ olduğu bir savaş sürer gider. Artık, haksız olduğumuzu da kabul edecek erginliğe ihtiyacımız var” dedi.

‘HÜKÜMET HASSAS SÜRECİ KAŞIYOR’

Çok hassas ve sıcak bir süreçten geçildiğini belirten Barış için Kadın Girişimi Üyesi Nebile Irmak ise “İktidar bu süreci daha da kaşıyor ve ülke kaos ortamına sürükleniyor” dedi. 30 yıldır devam eden Kürt sorununun derinleştiğini ve bunun bedelini de yoksullar ve emekçilerin ödediğini ifade eden Irmak, “Yığınla asker ve gerilla yaşamını yitiriyor. Türkiye artık bu süreci kaldıracak güce sahip değil ve çözüm mümkün” şeklinde konuştu. Böylesi olayların ardından insanların sokaklara indiğini ve BDP binalarına saldırdığını hatırlatan  Irmak, “Bu bizi kaygılandırıyor. Bir an önce barış ortamı sağlanmalıdır” dedi.

‘1 EYLÜL BARIŞ İÇİN FIRSAT OLMALI’

Yaklaşan 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün bir fırsat olduğunu dile getiren Irmak, “Ölümleri kanıksadık. Bu süreçlerden beslenenlere artık fırsat verilmemeli. Herkes elini taşın altına koymalı” dedi.

‘ARTIK YETER’

Hükümetin politikalarına çomak sokan, deşifre eden gazeteciyi, emekçiyi, öğrenciyi düşman olarak gördüğünü söyleyen Irmak, “Geçmişte faili meçhuller vardı. Şimdi ise hapishaneler var. Her türlü şiddeti kınıyoruz. Artık yeter diyoruz. Demokratik bir ortamın yaratılmasını istiyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan’ın Ortadoğu hamiliğine soyunduğunu ancak kendi ülkesinde olup bitenleri görmezden geldiğini söyleyen Irmak, “Siz kalkıp başka bir ülkenin içi işlerine karışırsanız, maddi ve manevi destek sunarsanız bu kaçınılmaz olur. Bugün ülkede yaşanan ortamın sorumlusu hükümetin politikalarıdır” şeklinde konuştu.

‘MEVCUT POLİTİKANIN DÜŞTÜĞÜ ÇIKMAZ’

Ülkede ortaya çıkan tablonun hükümetin Kürt sorununda çıkmaza düştüğünü gösterdiğini ifade eden Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ise Antep’te yaşanan olayın hemen ardından, 5 dakika içinde hükümet yetkililerinin saldırıyı PKK’nin gerçekleştirdiğine dair açıklamalar yapması ve suçu buraya yüklemesinin düşündürücü olduğunu söyledi. Hamzaoğlu, “Benzeri olaylar daha önce de yaşandı. Bu olay 90’lı yılları hatırlatıyor. O zaman ki kaos ortamında da böyle şeyler sıkça yaşanıyordu” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Gazetelerin manşetlerinde Roboski riyakârlığı

SONRAKİ HABER

İşleyici firma kendini denetliyor, biz de sonuçları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...