04 Nisan 2018 15:50

Çözüm kendi ellerimizde

Kayseri'den genç bir öğrenci, genç bir kadın ve genç bir işçi; 1 Mayıs'a dair Genç Hayat'a yazdılar.

Paylaş

Meslek Lisesi’nden Bir Öğrenci
Kayseri

Hayatımızda bir şeylerin düzelmesini beklersek açıkça söylemeliyiz ki çok bekleriz. Hayatımıza yön vermeye çalışanlar bizlerin görüşünü elbette almıyor/almayacak da. Bizler hayatın akışına müdahale etmek zorundayız.

İşçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, her kesimin bayramı 1 Mayıs yaklaşırken taleplerimiz ile damga vurmalıyız. Meslek liselerinden Anadolu liselerine kadar birçok arkadaşım bu eğitim ve sınav sisteminden rahatsız olduğunu dile getiriyor ama “Bizler ne yapabiliriz ki?​” sorusu da akıllarda soru işareti olarak kalıyor.   

Artan işsizlik, iş cinayetleri, stajlarda iş kazaları(!), düşük ücret vs. derken geleceğimizin her geçen gün karartıldığını hissediyoruz. Eğitim sistemindeki değişiklikler, sınavsız geçiş hakkının kaldırılması vb. sorunlarımız var. Liseliler olarak “ne yapabiliriz ki?​” sorusunun cevabını kendi ellerimizde görmeli, 1 Mayıs işçi bayramında tüm soluğumuzla hep beraber taleplerimizi haykırmalıyız.


Karanlıkları delip çıkmak için

ERÜ’den Bir Kadın Öğrenci
Kayseri

OHAL, savaş politikaları ve ölü seviciliği neticesinde siyasilerden basına, sivil toplum kuruluşlarına, barış ve demokrasi savunucularına ve nihayet biz üniversite gençliğine varıncaya dek artan şiddet, baskı ve korku atmosferinde 1 Mayıs’a doğru ilerliyoruz. 

Üniversite öğrencileri hangi bölümde okurlarsa okusunlar gelecek kaygısı yaşadıkları bir gerçek. Hangi görüşten, kesimden olursa olsun gelecek meselesi ortak payda. 

Her gün artan genç işsizlik oranları, “nitelikli iş gücü istiyoruz” adı altında adeta bir rant ve pazara dönen kurslara mahkum edilmek, KPSS için dershaneleri gezip sonunda yalnızca mülakata çağrılmamızı belirleyecek olan puan için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmak. Verilen bütün emeklerin karşılıksız kalması sonucunda da yalnızca maddi kayıplar değil psikolojik kayıplar da yaşanıyor. 

Ayrıca gelecek kaygısı sarmışken, okurken de maddi imkânsızlıklar boğucu hale geliyor. En korktuğum şey ise kendi alanım dışında başka iş kollarında çalışmak oluyor. Mezun olanların büyük bölümü yaşamın dayatmaları sonucunda istemedikleri iş alanlarında çalışıyorlar. Mutsuz oldukları evlilikler yaparak bu evlilikler sonucu psikolojik baskı, şiddete maruz kalıyorlar. Bir diğer konu ise, “iş deneyiminiz yok” söylemleri. Yahu işe almadan nasıl, nerede deneyim elde edelim? İşe aldıkları durumlarda da tecrübesizliğimizi öne sürüp asgari ücretin dahi altındaki ücretlerle çalışmaya mahkûm ediyorlar…  

Son 10 yılda hükümetin politikalarının da bir sonucu olarak %700 artan çocuk istismarından söz edelim. Son 4 yılda dünya genelinde çocuklara yönelik taciz veya tecavüzlerin tahmini %5’i ortaya çıkarken %95’inin gizli kaldığı ve buna rağmen %90 artmış bir dünya düzeninde yaşıyoruz.

Hem istediğin işte -o kadar emek harcayıp- çalışamayacaksın hem bir kadın olarak sürekli şiddet, taciz-tecavüz kıskacında yaşamaya çalışacaksın. Artan çocuk istismarlarına baktığımızda ise tablo bizi karanlığa itiyor. Ama karanlıkları delip çıkmak için bir ışığımız olmalı! Herkesin her meseleye ilişkin söz söyleyeceği bir alan: 1 Mayıs!


Elden bir şey gelmiyor tek başına

Genç Bir İşçi
Kayseri

Sürekli iş değişikliği yapan birisi olarak lokantalarda, çay ocaklarında, pazarda, terzi atölyesinde çalıştım. Kimi zaman patronun çıkardığı kimi zaman ücret düşüklüğü yüzünden benim ayrıldığım yerler oldu. Bir işçi olarak hiçbir ihtiyaca yetişemiyorum. Evin ihtiyaçları, kendi ihtiyaçlarım, yol, yemek, kıyafet, telefon faturası derken elime geçen para hemen bitiyor.

Şu an çalıştığım yer sanal pazarlama diye geçiyor. Sigortasız ve asgari ücretin çok altında bin lira gibi bir ücrete çalışıyorum. Çalıştığım yeri denetleyen kimse yok. “Ben şikâyet etsem.” diyorum ama ihtiyacım var o üç kuruş ücrete. Elden bir şey gelmiyor tek başına ama hep birlikte istersek alırız diyorum. Farklı yerlerde çalışan tüm genç işçileri 1 Mayıs’a haklarımız için birlik olmaya çağırıyorum.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye işçi sınıfı tarihinden portreler: 1990-2000 -2

SONRAKİ HABER

Hiçbir çaremiz yok birlik olmaktan başka

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa