Diyarbakır'da bir taksi şoförü ile geçim muhabbeti
Evrensel Muhabiri Fırat Topal'ın kendisini eve bırakan taksi şoförü ile yaptığı sohbet, emekçilerin durumunu özetler nitelikte.
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yatmakta olan kardeşimin taburcu olması üzerine, hastaneye gitmek için taksiye bindim. Şoför, “Nereye?” diye sorunca 'hastaneye' diye cevap verdim, “Geçmiş olsun” dedi. Şoförle tanışıyorduk, daha önce birkaç kere aynı taksiye binmişliğim olmuştu. “Nerelerdesin, görünmüyorsun?” diye sordu. “İş, güç işte” deyince, ne iş yaptığımı sordu. ‘Gazeteciyim’ dedim. ‘Size kameraman lazım mı, gelip çalışayım?’ diye sordu. Televizyonumuz kapanınca kameramana da pek ihtiyacımız kalmadığını söyledim. “Kendi dışında kimse konuşmasın istiyor” dedi. “Hem çalışıyorsun işte” deyince “Yok, abi bu işi bırakacağım, Olmuyor artık. Mazot almış başını gitmiş, zaten iş de yok. Sabah 08:00’den beri duraktayım saat 11:00 olmuş daha yeni siftah yapıyorum. Akşama kadar ya 3 yolcu oluyor ya olmuyor. Kredi kartı borcumu ödeyemiyorum. Her ay katlanıyor, her ay içerideyim. Sabah 08:00’de durağa geliyorum, akşam 10:00’da işten çıkıyorum. Dün çocuğumun ödevine yardım edemediğim için hocayı arayıp özür diledim. Borcum var, çalışmak zorundayım dedim. Çocuklarıma, eşime zaman ayırabileceğim bir işim olsun başka bir şey istemiyorum” dedi.
Taksici Engin, Memleketin tadı tuzu kalmadığını söylüyor ve ardından “İnsanlara çıkıp 'her şey yolunda, her şey çok güzel gidiyor' diyorlar. Kendi çocuklarına, 77 sülalelerine yetecek kadar servet yaptılar. Biz ise akşama kadar çalışıyor, evimizi görmüyoruz, borcumuz var” diye ekliyor.