01 Nisan 2018 03:00

Sur-Yenişehir yolunda bir yer kanar

Diyarbakır son üç yıldır yakın tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Bir tarafta yerle bir edilen tarihi Suriçi, diğer yanda çarpık kentleşme

Paylaş

Şerif Karataş

7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından başlayan savaş halinin ve artarak devam eden gerilimin en çok yaşandığı kentlerin başında Diyarbakır geliyor. Diyarbakır son üç yıldır yakın tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Bir tarafta yerle bir edilen tarihi Suriçi, diğer yanda çarpık kentleşmeyle birlikte hızla yükselen binalar... Kadim surlar ise, bütün bu olup bitene sessizce tanıklık ediyor. 

2015 yılı bir nevi kırılma yılıydı. HDP’nin Diyarbakır 5 Haziran mitingine ve 20 Temmuz Suruç buluşmasına yönelik bombalı saldırılar, ülke geneli kadar Fırat’ın doğusunda da yeni bir sürece işaret ediyordu. “Çözüm süreci’ ya da “barış süreci” olarak adlandırılan dönem bitiriliyor; yerine “gerilim ve savaş” dönemi geliyordu. “Hendeklerin” kazılması ise sokağa çıkma yasaklarının gerekçesi yaplıyordu. İşte böyle bir dönemde tarihi Suriçi yerle bir edilmişti. Dört ayı aşan bu süreçte diyalog ve müzakerenin yerini silahlar ve ölüm almıştı.  

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ve çıkartılan kanun hükmünde kararnameler, Diyarbakır gibi Fırat’ın doğusunun pek de yabancısı olmadığı durumlardı. Zira cumhuriyet ile yaşıt bu zaman diliminde OHAL sopası hiç eksik olmadı Fırat’ın doğusunda... OHAL ile birlikte ise kayyım atanan belediyelerde halkın iradesi yok sayılmış, Kürtlerin uzun soluklu mücadele ve ağır bedeller vererek kazandığı kurumlar bir bir kapatılmıştı.

Ve TSK ile ÖSO’nun Afrin’e yönelik operasyonu yaşandı. ÖSO’nun Afrin’de Kürtler için önemli bir figür olan Demirci Kawa heykelini yıktığı bu dönemde, Diyarbakır Newroz’u kutladı.  

HEP HAKLI VE BİR KEZ DAHA VAKUR...  

OHAL’in günlük yaşama etkisi daha da ağırlaşmış Amed’de. Kamu binaları ve kayyım atanan belediyelerin etrafı polis bariyerleriyle ve betonlarla çevrili. Daha önce okul ya da park olan kimi yerler ise kalekol yapılmış. Başınızı çevirdiğiniz her yerde polis, özel harekatçı görmeniz işten değil. Zırhlı araçları ise söylemeye gerek yok. 

MHP’nin dahi zor yer bulabildiği Diyarbakır’da; Osmanlı Partisinden BBP’ye, Özel Hareket Ocaklarından hükümete yakın kurumlara kadar bir çok tabela görmek mümkün. 

Sokaklarını dolaşırken Amed’in, yer yer gerilim ve umutsuzluğu da sezinlemek mümkün insanların yüzünde. Ama bütün engellemelere karşın Newroz alanına akan Diyarbakırlılar haklı ve vakur duruşunu bir kez daha gösterdi. Ne ki son dönemde yaşanan yıkımlar ve acılardan dolayı Newroz’da bir bayram coşkusu yoktu doğal olarak. Tekçi anlayışın baskısına karşı kararlı duruş vardı daha çok. 

Dört Ayaklı Minare

‘KARAMSARIM ÇÜNKÜ HİÇBİR KURAL GEÇERLİ DEĞİL’ 

Uzun yıllar Tek Gıda-İş Sendikasının şube başkanlığını yapmış, bir dönem de Amedspor’da yönetici olmuş Cemal Doğrul ile kesişiyor yolumuz. Doğrul, bölgeyi iyi bilen bir isim. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde Leyla Zana’nın seçim çalışmalarına aktif olarak katılmış. Kentin halini şöyle anlatıyor: “Baskıları da gördük, 12 Eylül darbesini de, 1990’lı yılları da. O dönemdeki OHAL’i de yaşadık. Failli meçhul cinayetlerin yaşandığı dönemleri gördük. O zaman bile asla karamsar değildim, umudumu yitirmemiştim. Ama bu kez umudumu kaybettim! Karamsarım çünkü hiçbir kural geçerli değil, kimse kuralları tanımıyor. Bu durum beni korkutuyor, umutsuzluğa düşmeme neden oluyor. Kural yoksa umutsuzluk var çünkü.”

Kürtler adına siyaset yapanların yaşananlardan ders çıkarması gerektiğini de dile getiren Doğrul, kazanımların bütünüyle elden gideceğine dikkat çekiyor. HDP’nin eksiklerine de değinmekle birlikte; bölgede AKP’nin oy oranında bir artış olmadığını, hatta AKP oylarında biraz düşüş yaşanabileceğini söylüyor. 

‘ÜLKENİN KADERİNİ GARİPLER BELİRLEYECEK’

Newrozlarda hareketliliğin yaşandığı tarihi Hasanpaşa Hanında da sakinlik hakim. Takı ürünleri satan bir esnaf, “Daha önceleri o kadar çok müşteri oluyordu ki yetiştiremiyorduk. Bu kez öyle olmadı. Uzun zamandır esnaflık yapıyorum, ilk kez bu Newroz’da böyle bir durumla karşılaştım” diyor. 

Hasanpaşa Hanından sonraki durağımız Dağkapı Meydanı. Babasından kendisine kalan büfeyi işleten genç, haksızlığa karşı feryat ederken oldukça öfkeli: “Ülkenin kaderini garipler belirleyecek!” diye sitem ediyor.  
Ofis semtinde de farklı bir manzara yok. Sanat Sokağı’na yakın bir çayevindeyiz. İşyeri sahibi “İnsanlar huzur istiyor ama huzur kalmadı” diyor. Halkın asıl talebi de bu sözlerde saklı zaten. 

ÖNCEKİ HABER

Soma Çöllolar olmasın

SONRAKİ HABER

Bir ‘babacılık’, paternalizm örneği olarak Çanakkale Seramik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...