23 Mart 2018 07:01

Şimşek: Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri enflasyon

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan birinin enflasyon olduğunu söyledi.

Paylaş

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, ""Enflasyon karşı karşıya olduğumuz en büyük sorunlardan biri. En büyük sebebi liradaki değer kaybı" dedi

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin yaşanan bazı gelişmelere rağmen hızla büyümeye devam ettiğini söyledi. Şimşek, Türkiye'nin görecelik performansı açısından da Çin ve Hindistan’ın ardından gelişmekte olan ülkelere fark attığını belirtti. Dünyanın büyük bir borç batağında olduğunu kaydeden Şimşek, “Küresel verimliliğe baktığınız zaman, burada aşağı yönlü bir trend söz konusu. Dünya büyük bir borç batağında, bunu abartmıyorum, çünkü dünya toplam borcunun milli gelire oranı neredeyse yüzde 320’lere yaklaşmış durumda. Şimdi bugün bir sorun yok, ama faizler yükselirse bu borçların geriye ödenmesinde sıkıntı olacak. O zaman dünya faizleri kalıcı olarak sürekli yükseltemez, çünkü yükseltirse yavaşlayacak. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bizim aslında bu dönemde kaldıraç oranını azaltmamız gerekiyor” dedi.

'TÜRKİYE, AB’NİN KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİRİNİ 14 YILDA YAKALAYACAK'

Türkiye’nin hızla büyüdüğünü söyleyen Şimşek, bu büyüme ile zamanla Amerika'nın büyüme hızını da yakalamanın mümkün olacağını öne sürdü. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye çok hızlı büyüyor. Dünyadan daha hızlı büyüdü. Türkiye son 15 yılda ortalama yüzde 5,7 büyüdü. Bu kadar şok, bu kadar olumsuz gelişmelere rağmen yani Ortadoğu’daki kaosa, teröre, hain darbe girişimine, bir sürü soruna rağmen Türkiye ortalama 5,7 büyümüş. Diyebilirsiniz ki cumhuriyet tarihimizin ortalamasına oranla 1 puandan fazla büyümüşsünüz, ama 1 puan, 2,6 katlık fark yaratır. Bu büyüme sayesinde Türkiye’nin görecelik performansı da oldukça iyi. Çin ve Hindistan hariç, gelişmekte olan ülkelere büyük fark atmışız, dünyaya büyük fark atmışız. Biz yüzde 231’in üzerine çıkmışız, dünya yüzde 178’e çıkmış. O nedenle Türkiye’ye baktığınız zaman kişi başına milli gelirde, Amerika ile arayı 20 puan, AB ile arayı 28 puan kapatmışız. Böyle giderse Türkiye Avrupa Birliği milli gelirde kişi başı ortalamasını 14 yılda yakalayacak. Dolayısıyla gerçekten uzun bir süredir Türkiye’nin en önemli hedefi olan Avrupa ile arayı kapatma hedefi gerçek oluyor. Bir rüya, gerçeğe dönmüş oluyor. Şu anda Türkiye gördüğünüz gibi gerçekten Amerika ile yıllık 3,6 puan gibi çok yüksek bir dozda arayı kapatıyor. Dolayısıyla bizim zaman içinde Amerika’yı da hızla yakalamamız mümkün olacak. 2018 de iyi olacak. Geçen sene Türkiye muhtemelen yüzde 7-7,5 arasında bir büyüme ile yılı kapattı. Bu sene de büyüme, bizim öngörümüz yüzde 5,5. Çünkü yatırımlar artacak, özel tüketim güçlü ve dışa talep güçlü. Yatırımlar artacak, çünkü kapasite kullanım oranı çok güçlü. Yatırımlar artacak çünkü çok muazzam teşvikler var. Yatırım başvuruları rekor düzeyde.”

'KARŞIYA OLDUĞUMUZ EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİR TANESİ ENFLASYON’

Türkiye’nin son 10 yılda 8,7 milyon vatandaşına iş bulduğunu iddia eden Şimşek, “Dile kolay, büyük bir rakam. Avrupa’nın nüfusu 512 milyon yaklaşık olarak ve net bazda 2007 sonrasında Avrupa’daki 28 ülke sadece 5,2 milyon iş buldu. Bu hakikaten muazzam bir başarı. Sadece Avrupa ile karşılaştırılınca değil, bütün dünya ile. İç talep, iç turizm toparlanıyor. Dış talep de toparlanıyor. AB, uzun bir aradan sonra güçlü büyüyor. Bu bizim için iyi haber. Dış talep güçlü olacak dolayısıyla, Türkiye hem dış, hem iç taleplerinin güçlü olduğu bir dönemde. Turizm de toparlanıyor. Tabii ki bu kadar güçlü büyürseniz, birtakım yan etkileri oluyor. Yani bu kaçınılmaz bir durum. Türkiye maalesef şu anda enflasyonda uzun bir aradan sonra tekrar yüzde 10’un üzerinde. Bu karşı karşıya olduğumuz en büyük sorunlardan bir tanesi. Bunu tek haneye indirmek için güçlü bir çaba içerisindeyiz. Bunun en önemli sebebi liradaki değer kaybı. Maalesef Türk Lirası cinsinden gördüğünüz gibi çok net, ara malı, ithal ettiğimiz ürünlerin fiyatları neredeyse yüzde 30’un üzerinde arttı geçen sene. En büyük sorun bu. Liradaki değer kaybı tamamen ekonomiyle bağlantılı mı? Kısmen bağlantılı. Ama kısmen de bizde ve dışarıdaki siyasi gelişmeler. Sebebi ne? Kürsel ilişki ağımızda, bizim haklı davalarımızda, yanlış bir şekilde bize karşı tutumlar da var. Örneğin Suriye’de bizim ciddi kaygılarımız var, ama bunu anlamakta zorlanan müttefiklerimiz, dostlarımız var. Bu bizim küresel ilişki ağımızı olumsuz etkiliyor” şeklinde konuştu.

KENNEDY’NİN SÖZÜNDEN ÖRNEK VERDİ

Türkiye’nin aşırı borçlu bir ülke olmadığını savunun Şimşek, esas sorunun reel sektör şirketlerinden kaynaklandığını belirtti. Amerikan Başkanı J.F. Kennedy’nin sözünü hatırlatan Şimşek, şunları söyledi:

"Türkiye aşırı borçlu bir ülke mi, değil. Türkiye’nin bütün borcunun milli gelire oranı yüzde 41. Aslında kamunun netini almanız lazım. Kamunun neti yüzde 8 olduğu için yüzde 28 yerine onu 20 puan daha düşürebilirsiniz. Dolayısıyla kamuya baktığınız zaman yüzde 28,5’luk brüt borç var. Hane halkının yüzde 18, finans sektörünün yüzde 24 civarında, bir tek reel sektörün borcu nispeten yüksek. Reel sektörün milli gelire oranı yüzde 69. Dünyada bu oran yüzde 87, ama biz dünyaya bakamayız. O nedenle biz önümüzdeki dönemde reel sektör olarak da bir miktar bu noktada hassasiyet göstermemiz gerekecek. Burada en önemli konu, döviz borcudur. Devletin dünyaya net bir döviz borcu yok, dünyadan döviz alacağı var. Yani bizim varlıklarımız, borçlarımızdan yüksek. Hane halkının çok büyük bir döviz fazlası var, çünkü biz hane halkının döviz ile borçlanmasını yasakladık. Çok doğru yapmışız. Bankacılık sektörü tanım gereği nötr olmak zorunda. Çünkü bilanço içi bilanço dışı ile bu işi yürütüyorlar. Esas sorun burada reel sektör şirketlerinde. Reel sektör şirketlerimizin döviz açığı net pozisyonu 213 milyar dolar. Bu büyük bir rakam. Çok da büyütmek istemiyorum, çünkü bunların varlıkları da var, ama yine de bu konu önemli. Kısa vadede akıllı davranmış bizim firmalar. Kısa vadede döviz biriktirmişler. 1 yıllık vade ile şirketlerimizin net döviz açığı yok, ama bu orta vadedeki sorunu ortadan kaldırmıyor. O nedenle biz tedbir alıyoruz. Peki ne yapacağız? Meşhur Amerikan Başkanı Kennedy’nin bir sözü var. ‘Çatıyı hava güneşliyken tamir etmek lazım’. Şu anda dünyada büyüme var, likitide bol sayılır. Faizler düşük sayılır. Şimdi bizim çatıyı onarma zamanımız, çünkü yağmur yapacak. Belki yarın, belki daha uzun vadede ama elinde sonunda bu küresel senkronize büyüme devam etmeyecek. Etmemiş geçmişte. Bunları dönem dönem yaşadık. Büyüklüğünü bilemem ama yağmur yağacak belki fırtına olacak. Bugünden evimizi sağlamlaştırmamız, çatımızı sağlamlaştırmamız lazım.” 

BANKALARA ÇAĞRIDA BULUNDU

Birçok reform yaptıklarını ifade eden Şimşek, bu noktada bankalara da çağrıda bulundu. Şimşek, şunları kaydetti:

“Sermaye piyasaları gelişmeden, artık bu hızla devam edemeyiz. Sermaye piyasalarının gelişmesi için de arz ve talep gerekiyor. Şu anda şartlar elverişli. Henüz yağmur yok, fırtına yok. Şirketlerinizi halka açın. Dünyada ve Türkiye’de halka açın. Yeni ortaklar alın. Bu şekilde büyümeyi daha sağlıklı kaynaklarla finanse edin. Biz ne gerekiyorsa, her türlü desteği vereceğiz. Sermaye Piyasası Kurulu ile sorununuz olursa gelin. Mutlaka önünüzü açacağız. Amacımız daha çok tabana yayılmış bir sermaye ile bu işi götürmek. Çünkü bankacılık sektörünün finans sektöründeki payı yüzde 82. Bu oran çok yüksek. Bankacılık sektörümüz çok sağlam. Ekonomiyi destekliyor ama sermaye piyasaları bir o kadar değil. Bir de bankalara bir çağrım var. Aslında her bankanın bir aracı kuruluşu var ama yetmez. Gerçek anlamda niye yatırım bankası kurmuyorsunuz. Gelin biz size yardımcı olalım. Yatırım bankaları kurun. Mevduata dayalı bir modelden geniş, toptan kaynağa dayalı modelle, gelin biz size yardımcı olalım. Özellikle start up’lara, gelecek vaat eden şirketlere yatırım yapın, daha çok kazanırsınız. Riski yüksek ama gelecek orada. Geleneksel sektörle de kar marjları düştü. Geleneksel sektörlerde rekabet çok yoğun. Biz oralara da yardımcı oluyoruz, ama gelin gelecek vaat eden şirketlere daha çok kaynak koyalım. Gelin bunu yetişmiş insanları içerisinde barındıran bankacılarla yapalım. Onun için bankalarımıza da buradan çağrımız olacak.”

'BATI İLE İLİŞKİLERDE KOPMAYA GİTMEYECEĞİZ'

Son olarak Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu dile getiren Şimşek, Avrupa’nın da Türkiye için ilham kaynağı olduğunu söyledi. Türkiye’nin Avrupa’nın stratejik ortağı olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Batı ile ilişkilerde biz bir kopmaya gitmeyeceğiz. Biz yüzyıllardır Avrupa’nın bir parçasıyız. Hiç kimse Türkiye’yi Avrupa’dan koparıp atamaz. Avrupalılar bile, biz bile yapamayız. Çünkü Avrupa ile Batı ile bizim ilişkilerimiz çok güçlü. Evet, dönem dönem yanlış anlaşılmalar var, anlaşmazlıklar var. Olabilir. Ama olsun, bu sorunlar çözülür. Biz oradan kopmuyoruz. Bazen diyorlar ki; Türkiye Avrupa’da değil. Türkiye’nin Trakya nüfusumuz 11 milyon. Türkiye’nin Avrupa’sının nüfusu bir sürü Avrupa ülkesinden daha fazla. Kim Avrupalı, kim Avrupalı değil tartışmasına fiziki olarak da girseniz, bu harita size bir şeyler anlatıyor. 1959’dan beri görüyorsunuz, bir yolculuk var. Bu yolculuk da ister istemez uzun süreli olunca, ufak tefek çatışmalar oluyor. Özetle Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. Gerçekten ihtiyacı var, şaka söylemiyorum. Ekonomi, güvenlik, yani birçok konuda Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. Tabii Türkiye’nin de Avrupa’ya ihtiyacı var. Türkiye, Avrupa’nın en büyük 5’inci ticaret ortağı. 160 milyar dolardan fazla bir ticaretten bahsediyoruz. Avrupa’nın güvenliği Türkiye’den geçer, enerji güvenliği de Türkiye’den geçer. Türkiye, NATO’nun en güvenilir, en güçlü ülkelerinden bir tanesi. NATO’da en büyük ikinci orduya sahibiz, NATO’ya en çok katkı veren 4’üncü ülkeyiz. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’nden referans olarak ihtiyacı var. Bizim de hukuk devletini güçlendirmemiz, demokratik standartlarımızı iyileştirmemiz, kurumsal kaliteyi yükseltmemiz açısından ne güneyde, ne doğuda başka ilham alacağımız kimse yok. Avrupa Birliği bizim hala ilham kaynağımız. Özetle Türkiye Avrupa’nın stratejik ortağıdır. Bunu kimse değiştiremez.” (DHA)

ÖNCEKİ HABER

Kadıköy'de polise kürekli saldırı: 3 polis yaralandı

SONRAKİ HABER

NBA’de ‘en kötü olma’ yarışı sürüyor!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...