23 Mart 2018 00:38

'AKP-MHP ittifakına karşı toplumsal ittifak sağlanmalı'

CHP İzmir milletvekilleri Zeynep Altıok, Murat Bakan ve PM üyesi Erdal Aksünger ile AKP-MHP ittifakını ve seçim kanunu düzenlenmesini konuştuk.

Paylaş

Metehan UD
Dilek OMAKLILAR
İzmir

Hükümetin 2019 seçimlerini kaybetme korkusu ile ittifak yasasını olağan dışı bir hızla meclisten geçirdiğini belirten CHP İzmir vekilleri demokrasi güçleri birlikteliliğinin ve toplumsal ittifakın sağlanması durumunda AKP-MHP ittifakının başarısızlıkla sonuçlanacağını vurguladılar.  

CHP İzmir Milletvekilleri Zeynep Altıok ve Murat Bakan ve PM Üyesi Erdal Aksünger,  Meclisten AKP ve MHP'nin oyları ile geçen yeni seçim kanunu düzenlemesini ve 2019 seçimlerine giderken hem seçimlerin güvenli bir şekilde geçmesi için hem de AKP-MHP ittifakına karşı neler yapılması gerektiğini Evrensel'e değerlendirdi.

CHP PM Üyesi Erdal Aksünger, iktidarın kendi çekincelerini MHP ile ortaklaştırarak seçim düzenlemesine gittiğini belirterek "Düzenlemenin iki ayağı var, MHP'nin baraj altında kalma ihtimali ve AKP'nin de barajı düşürmemek istemesi. Şikayet ettikleri aslında 80 Cuntasının en sevdiği yasası ve onun arkasına sığınıyorlar. Dayatmaların tek nedeni de 2019'daki başkanlık seçimleri. Bu konuda korkuları çok, özellikle çift turlu seçimde. Hukuk devleti yıkılmışsa seçim kanunu ne olursa olsun çözüm sağlamaz. İstediğiniz kadar tedbir alın sıkıtılar olacak. Hukuk devleti yoksa istediğiniz kadar anayasa yapın uygulanmadığı zaman anlamı yok. Bu seçim bizim hukuk devleti olup olmadığımızı belirleyecek seçimin kendisi ama 2019 kıyamet değil. Bugün Tayyip Erdoğan istediğini yapıyor, ne devletin ne de bireyin hukuku korunmuyor" dedi.

'ASGARİ MÜŞTEREKLERDE BİRLEŞİLMELİ'

Seçimlerin iki kutbun arasında geçmesini beklediğini de ifade eden Aksünger şunları söyledi "Seçim sonuçlarını her iki tarafın kendi içerisinde yapacağı ittifakın şekli belirleyecek. Seçimlerde temel konu demokrasinin kendisi olacak. Ortaya yeni argümanların yeni söylemlerin konulması gerekiyor. Buna ihtiyaç var. Doğru bir ittifak yapılırsa bunun  AKP iktidarının yıkılmaması mümkün değil. Önümüzde sürprizlere gebe bir süreç var ama 2019 için demokrasi güçlerinin asgari müşterekleri tespit edebilmesi gerekiyor. İdeolojik ayrımlardan ziyade demokrasinin olmazsa olmazları etrafında bir araya gelinmeli.  Bu değiştikten sonra da yeni bir kamu düzenine ihtiyacımız olacak. Öte yandan sandıkların başında olmazsanız yok olursunuz. Devletin elinde tutanların manipülasyonlarına izin vermemek için sandıklara daha çok sahip çıkılması gerekiyor".

'İTTİFAK BİR DAYATMA OLARAK GETİRİLDİ'

Milletvekili Zeynep Altıok da iktidarın yasaya neden ihtiyaç duyduğunu açıklayarak "İttifakla girilecek bir seçimden evvel tek bir kişinin dayattığı bir rejim değişikliğinin daha etkili ve kalıcı kılanabilmesi için gerekli ince ayarlar yasalarla yapıldı. Giderek oy kaybı yaşayan referandum sonucunda istediği oyu alamayan ve bunun devamlılığını gören hükümet iktidarda kalabilmek ve devamlılığını sürdürebilmek için gerçeğin korkusu ile şekillendirilmiş  bir ittifak ihtiyacına düştü. AKP ve MHP ittifakı bir dayatma olarak önümüze getirildi. İttifakla da yetinmeyerek seçim sürecine de dair değişiklikler getirdiler. Yeni seçim sistemi de bir simülasyondur. Bu süreçte önemli olan seçim güvenliği ve hukukun işlemesidir ve müdahale edilmiş bir seçim planlanıyor" dedi.

'ADAYLAR ÜZERİNDEN TARTIŞMA YAPILMALIDIR'

Bütün partilerin birbirleri ile yapacağı ittifakın meşru olduğunun da altını çizen Altıok sözlerini şöyle sürdürdü "Kendisi bir ittifak yapan anlayış karşısındakileri ayrıştırarak, hedef göstererek zayıflatmak istiyor. Aslında başka bir ittifaka zorunlu olarak itiş var. 2019 seçimlerine giderken bence kimlerin aday olacağı üzerinden bir tartışma yapılmalıdır. Daha adayları belli olmayan bir seçimde kimin kiminle ittifak yapacağı konusunu doğru bulmuyorum. Aslında ihtiyaç olan siyasi parti ittifaklarından ziyade bir toplumsal ittifaktır. Bir toplumsal iyileşme sürecine ihtiyaç var. İktidarın bilinçli ve sistemli bir şekilde ayrıştırdığı, ötekileştirdiği, kutuplaştırdığı toplumun sonuçları ürkütücü. İlla bir ittifak aranacaksa bu hepimizin toplumsal bir ittifak olmalıdır. Bizim ittifakımız laik, demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti ittifakı olabilir. Bu nedenle 2019 seçimlerine giderken yapılması gerekenler usulüne uygun bir seçim için hazırlıklı olmak ve toplumsal bir ittifak ve barış için birlikte hareket ettiğimiz huzurlu bir ortam gerekiyor"

'ALDIKLARI OY HEP TARTIŞILACAK'

Milletvekili Murat Bakan ise mecliste olağanüstü hal koşullarına uygun olarak olağan dışı bir çalışma ile 20 saatlik bir mesai sonucu yasalaşan kanun tasarısının seçim ittifakından fazlasını getirdiğini vurgulayarak "İktidarın bu kanun değişikliği ile muradı açık, ilk seçimde saray rejiminin bekası için Cumhurbaşkanlığı seçimini almak istiyor, bunun için artık yüzde 50 + 1’e ihtiyacı var ve bunu tek başına alabilecek seçmen desteğine sahip değil. Diğer taraftan parlamentoda da çoğunluğunu devam ettirmek istiyor.  Anlaşılan o ki 300 milletvekilini bulma konusunda da endişe var! Bu yasayı bir seçim ittifakının ötesinde saray rejimin koruma ve kollama yasası olarak görmek, ittifakı da böyle okumak gerekir.Uygulanması durumunda seçim güvenliğini tehlikeye düşürecek hükümler barındırıyor ve adil, eşit, güvenli seçim ilkesini ortadan kaldırıyor. Bu düzenleme, 16 Nisan referandumunda yaşanan şaibe ve hukuksuzlukları yasal zemine oturtmaktan öteye gitmiyor. Uygulanırsa muhalefetin değil ama iktidarın ve onun küçük kardeşinin aldığı oy her zaman tartışma konusu olacak; demokratik meşrutiyeti her zaman tartışma konusu olacaktır" dedi.

'REFERANDUMDAKİ BİRLİK SAĞLANMALI'

2019 seçimlerine giderken öncelikle olarak Türkiye’de demokrasi güçlerinin referandumda olduğu gibi bir arada hareket etmesi gerektiğini de dile getiren Bakan şunları söyledi  "Sosyal demokratı, muhafazakar demokratı, milliyetçi demokratı, solcusu, çevre ve insan hakları savunucuları yeryüzünde insanlığın üzerine inşa edildiği evrensel değerleri savunan; demokrasiyi, insan haklarını, adaleti savunan tüm yurttaşların seçim güvenliği için birlikte olması, dayanışma içinde sandığa gitmesi ve sandıkları koruması gerekir. Saray rejiminin destekçileri ile birlikte son yasal düzenlemeler ve ellerindeki kamu gücü düşünüldüğünde topyekün bir mücadeleye ihtiyaç var. Ancak bu mücadeleye sandıktan önce başlamak zorundayız. Sandığa gittiğimizde referandumda aldığımız neticenin çok daha üzerinde bir seçmen desteğini yakalamalıyız. Hiçbir rejim halka rağmen ülkeyi yönetemez! Ki tarihsel deneyimimiz bize bunu gösteriyor. Bir iktidarın meşrutiyetinin kaynağı demokratik seçimlerdir. Eğer iktidar demokratik, adil ve eşit bir seçim yapmıyorsa o iktidar meşru değildir. Biz bu iktidarı seçimle göndereceğimize olan inancımızı hiç yitirmeden, yeniden bir 7 Haziran yaşamak, 7 Haziranı aşmak için mücadele etmeliyiz".

ÖNCEKİ HABER

‘Çocuğu susturmadı diye’ eşini kör etti

SONRAKİ HABER

Basın örgütlerinden çağrı: Tek sese karşı hakikate sahip çıkalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa