20 Ağustos 2012 04:14

Grev bitti mücadele sürecek

Muzaffer Özkurt

-Nereye gidiyorsun?
-Dışarı çıkıyoruz abi çalışmıyoruz.
-E haydi birlikte gidelim, çalışmayalım.

Antep’i saran ve 10 gündür süren grev Şireci’deki bu konuşmalar üzerine başladı. Giderek yayılan grev Gürteks, Gür İplik, Motif, Canan Tekstil ve kısa süren iş bırakmalara katılan pek çok işyeriyle birlikte binlerce işçiyi kapsadı. Grev bittiğinde ise artık ücretler sadece greve çıkan işyerlerinde değil Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nin genelinde 780 liradan 875 liraya, grevle kazanılan ikramiye hakkı da katıldığında 900-925 liraya kadar çıktı.

Ancak alınan zam fabrikalardaki gerilimi sona erdirmiş değil. İşçilerin verdiği bilgiye göre greve çıkan işyerleri de dahil olmak üzere pek çok işyerinde işçi “kölelik” diye tanımladıkları çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı mücadele hazırlığı içinde.

Şireci, Gürteks ve Gür İplik’te mücadelenin en önünde yer alan ve bu nedenle fabrikalara alınmayan işçiler de Emek Partisi’nde bir araya gelerek grevi ve gelişmeleri değerlendirdi.

BAŞARILI AMA EKSİK

İşçiler elde edilen hakların kazanım olduğunu, grev sonrası kimi sorunlar yaşansa da mücadelenin başarılı sonuçlar verdiğini, işçilerin birleşmesi halinde güçlü görünen patronların acz içine düştüğünü söylüyor.

İşçiler greve çıkarken belirlenen 1000 lira ücret, 4 ikramiye ve fazla mesailerin 100 lira olması, pazar günleri ve bayramlarda zorunlu çalışmanın sona ermesi taleplerinin de elde edilemez olduğu fikrinde. Toplantının ana gündemini de bu oluşturdu: Nerelerde eksik kalındı, bundan sonra böyle bir durumun yaşanması halinde neler yapılmalı, böyle bir durum için şimdiden nasıl bir hazırlık yapılmalı?
İşçilerin ilk olarak üzerinde durduğu nokta greve hazırlıklı çıkılmaması.

Grevin kısa sürmesinin en büyük nedeninin ekonomik zorluklar olduğunu söyleyen işçiler “Cebinde 1 lira olmayanlar vardı. Pek çok işçi arkadaşımız dolmuş parası olmadığı için evinden grev yerine yürüyerek gidip geliyordu” dedi.

Grevin bayram sonrası, ücretler alındıktan sonra başlaması halinde daha uzun soluklu sürebileceğini dile getiren işçiler, bundan sonrası için grevin tarihinin iyi belirlenmesi, bu tarihin diğer fabrikalardan işçilerle de paylaşılması ve greve kadar olan süre içinde ücretlerden birer miktar kenara konularak grev fonu oluşturulması gerektiğini dile getirdi.

DAHA ÖRGÜTLÜ OLUNMALI

İşçiler grevin daha uzun sürmesi ve daha başarılı sonuçlanmasının önündeki engellerden birinin de greve çıkan işçilerin gerektiği gibi organize olamaması olduğuna dikkat çekti. Öncelikle fabrikalarda oluşturulan komitelerin işçileri yeteri kadar yönlendirecek örgütlülükte olmadığını belirten işçiler, seçilen temsilcilerin de yalnız bırakıldığını anlattı.

Öyle ki çoğu kez temsilci seçilen bir kişi tek başına emniyet müdürü, patron ve patronların temsilcileriyle görüşmeye gönderildiği, bu temsilcilerin de görevlerinden ayrıldığını anlattı. İşçiler bir daha böyle bir grevin hayata geçmesi halinde daha geniş katılımlı bir komite oluşturulması ve patronun karşısına yalnız değil daha kalabalık bir heyetle çıkılması gerektiğini ifade etti.

Temsilcilik yapan kimi işçiler de baskılara boyun eğmese bile tek kalan temsilcinin yeteri kadar etkili olamadığını anlattı.

Temsilci olmayan ancak temsilcilerinin yeteri kadar dik duramamasından yakınan işçiler de “Biz de onları yalnız bıraktık. Denetlemedik. Bu onların daha çabuk pes etmesine neden oldu” dedi.

Grev yerinde beklerken de fabrikada çalışırken olduğu gibi vardiya sisteminin hayata geçmesi gerektiğini ifade eden işçiler, kurulacak komitenin de bu disiplini denetim altına alması gerektiğini kaydetti.

PATRONLARIN OYUNLARI BOZULMALI

Toplantıda grev karşısında patronların dana örgütlü hareket ettiğini ve çeşitli oyunlarla işçileri böldüklerine de dikkat çekildi. İşçilerin tamamının katılacağı bir basın açıklaması için tarih belirlendiğinde patronların aynı zamana toplantı talep ederek işçilerin birleşmesini engellediğini anlatan işçiler, “O saatte işçi yapacağını yapmalı, patron çok görüşmek istiyorsa sonraki bir zamanda bu yapılmalıydı” dedi.

Emniyetin de işçileri bölmek için çalıştığına dikkat çekilen toplantıda, işçiler ve temsilciler üzerinde yapılan baskılara dikkat çekildi. Polisin farklı fabrikalardaki işçileri bir araya gelmemesi için arabalara ceza yazmak, kontağına el koymak gibi uygulamaları hayata geçirdiğine dikkat çeken işçiler, buna karşı farklı fabrikalardaki işçiler arası dayanışmanın sağlanamadığını anlattı.

Polislerin, kurumların destek vermesini de ciddi bir şekilde etkilediğini anlatan işçiler, şunları anlattı: “Grev yerine gelip gelen kurumların terörist, provokatör olduğunu söylediler. Bu nedenle gelenlerle işçiler arasına bir duvar çekildi. Bu bize verilecek desteğin azalmasına neden oldu. Bundan sonra böyle bir şey olduğunda bu tür kandırmacalara prim vermemeliyiz.”

GÜÇLÜ BİR İŞÇİ KOMİTESİ OLUŞTURULMALI

Patronlar kadar örgütlü olmaları gerektiğini dile getiren işçiler, sorunların ve çözüm yollarının tartışılacağı ve Başpınar’daki tüm fabrikaları kapsayacak bir komitenin kurulmasının zorunlu olduğunu dile getirdi. Bir salon tutularak tüm tekstil işçilerinin katılacağı bir kurultay yapılması önerisinin de getirildiği toplantıda, bu öneri tüm işçiler tarafından kabul edildi.

İşçiler “Sorunlarımızı tartıştığımız toplantıda bütün Başpınar’ı kapsayan bir komite kurmalıyız. Bu komite aracılığıyla da greve çıkılacaksa ne zaman ve nasıl olacağını ortak karar altına almalıyız. Grev süresince de tek ağızdan taleplerimizi dile getirmeliyiz. Grev sürecekse de bitecekse de bütün işçiler olarak birlikte hareket etmeliyiz. Komite de bu birliği sağlamalı” diye konuştu.

Toplantıda sendikacıların tutumu da eleştirildi. Özellikle Gürteks ve Gür İplik’te örgütlü Öz İplik-İş sendikası yöneticilerinin hem grev karşısındaki tutumuyla hem de imzaladıkları sözleşmelerle patronun yanında yer aldığını anlatan işçiler, sendikaların işçiden yana mücadeleci bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti.

Toplantıya katılan işçiler bunun da ancak işçilerin sendika yönetimlerine gelmesi ve seçilen yöneticilerin de işçiler tarafından denetlenmesiyle mümkün olduğunu belirtti.

Toplantı sonunda avukatlarla hukuki olarak yapılacakları konuşan Antepli tekstil işçileri, hukuki mücadele sürerken fabrikaların önündeki direnişi de sürdürme kararı aldı. (Gaziantep/EVRENSEL)


PATRONLAR KADAR ÖRGÜTLÜ OLUNMALI

Toplantıya Emek Partisi MYK Üyesi ve DİSK/Gıda-İş Genel Sekreteri Seyit Aslan da katıldı. Antep tekstil işçilerinin çok büyük ve önemli bir mücadeleyi hayata geçirdiğini söyleyen Aslan, “Sadece Antep’e değil Türkiye işçi sınıfına örnek oldunuz. Eleştirdiğiniz sendikacılara da iyi bir ders verdiniz” dedi. Patronların nasıl örgütlülüğü varsa işçilerin de daha güçlü bir örgütlenmesi olması gerektiğini anlatan Aslan, Başpınar’da her sektörden işçileri kapsayacak bir yapının kurulması gerektiğini belirtti. Bir süre önce Antep’te yapılan yapılan işçi kurultayının buna örnek olduğunu ifade eden Aslan, işçilere hür türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını kaydetti.

GREVDEN ÖĞRENDİKLERİMİZLE İLERLEMELİYİZ

Emek Partisi Gaziantep İl Yöneticisi Mehmet Türkmen de işçi sınıfıyla patronlar arasındaki mücadelenin bundan sonra da süreceğine dikkat çekerek, tüm işçileri kapsayacak komitenin önemine dikkat çekti. Türkmen, “Hazırlık sadece grev öncesi yapılmaz. Her zaman bir araya gelinmeli gelişmeler değerlendirilmeli ve bunlara karşı yapılacaklar konuşulmalı. Sadece ücret meselesi de değil. Örneğin hükümet kıdem tazminatını kaldırmak istiyor. Bölgesel asgari ücreti hayata geçirmeye çalışıyor. Bu olursa patronlar Antep işçisini daha da düşük ücrete çalıştırabilecekler. Bunlara karşı da mücadele etmemiz gerekir. Grevden öğrendiklerimizle yolumuza daha güçlü devam etmeliyiz” dedi. Grev nedeniyle yaşanan işten atmaların moralleri bozmaması gerektiğini anlatan Türkmen, şöyle devam etti: “2008’de kriz var dediler 40 bin işçiyi işten attılar. O zaman grev mi yapılmıştı. Şimdi hakkınız için mücadele ettiniz. Grev sonunda tam kazanım olmadı diye pişmanlık duyarsak köleliği kabul etmiş oluruz.”