12 Mart 2018 01:01

62 yıllık yerel bir gazete: Özgür Dersim

Dersim'in 62 yıllık yerel gazetesi Özgür Dersim'i, 54 yıldır gazetede çalışan şimdiki imtiyaz sahibi Mehmet Zafer Ağar anlatıyor.

Paylaş

Ergin TEKİN
Dersim

Dersim’in çarşısı küçüktür. Bir yerden bir yere gitmek o kadar zaman almaz. Ve o yüzden aynı yolu gün içerisinde defalarca gidip geldiğiniz olur. Çarşı merkezi olan halk dilinde Palavra Meydanı olarak bilinen yoldan aşağıya doğru inerken sağlı sollu etrafınızı sarmış dükkanların arasından geçersiniz. Ve bu yolun sonunda iki yolun kesiştiği bir noktanın tam köşesinde küçük bir dükkan vardır. Özgür Dersim gazetesi işte bu dükkanda hazırlanır ve baskısı da burada yapılır. 62 yaşına girmiş bir gazeteden bahsediyoruz. Dersim’in plaka numarasını yakalamış bir gazete. 1957 yılında yayın hayatına Tunceli Sesi adıyla günlük gazete olarak başlayan gazete, ilk önce el dizgisi yapılarak basılıyordu.

Gazetenin şimdiki İmtiyaz Sahibi Mehmet Zafer Ağar, 8 yaşındayken gazetede çalışmaya başlıyor. 1964 doğumlu Ağar 54 yıldır bu işle uğraşıyor. Babası Celal Ağar ve babasının arkadaşı Hüseyin Sıtaç, 1957 yılında birlikte çıkarıyorlar gazeteyi. O da doğal olarak babasının yanında bir yandan okula giderken diğer yandan mesleği öğrenmeye başlıyor.

ÖNCE 2 SAYFA ÇIKTI

Mehmet Zafer Ağar, gazetenin ilk olarak iki sayfa çıktığını, kendisinin de okuma yazmayı öğrendikten hemen sonra işe başladığını belirtirken geçmişi hatırlayarak duygulanıyor. Babası Celal Ağar’ın o dönem Dersim’de Milliyet, Cumhuriyet ve TRT’ye muhabirlik yaptığını söyleyen Ağar  “O zaman haberleri telefonla yazdırıyorlardı. Hem okula gidiyordum hem de gelip gazetede çalışıyordum. Ben 1972 yılında başladım. O zaman el dizgisi yaparak gazete çıkarıyorduk. Günlük gazeteyi diziyoruz. Sonra harfleri tekrar dağıtıyorduk. ’80’li yıllara kadar böyle yaptık. ’90’lı yıllarda artık entertip dizgi yaptık daha sonra ofset baskıya başladık. Babamın zaten mesleği gazetecilikti. Bu yıl 62. yılını doldurdu gazete. Hayatım bu işin içinde geçti. 1964 yılında doğdum, 45 yıldır bu işle uğraşıyorum. Çocuğum gibi oldu benim” diyerek zaman içinde baskı işinin nasıl bir değişim geçirdiğini anlatıyor.

VALİYİ YERİNDEN ETMİŞ BİR GAZETE

“Gazeteye her gün gelirdim okuldan sonra. Yaşımız küçük olduğu için boyum kısaydı. Bir tahta vardı tahtanın üzerine çıkarırlardı, ya da yağ tenekesi getirirlerdi, onun üzerine çıkarak yazı dizerdim”  diye sözlerine devam eden Ağar, gazetede ilk günden itibaren muhabirlik işini babasının yürüttüğünü ve o dönem gazeteciliğin değerli bir meslek olduğunu dile getiriyor.  Hatta babası Celal Ağar’ın gazetede 1969 yılındaki sayılarında o dönemin valisini eleştire eleştire ilden ayrılmasına neden olduğunu anlatarak, “Belki de basının gücü böyle bir şeydi. Vali Ankara’ya gittiğinde Tunceli Sesi gazetesi yüzünden şehri terk ettiğini söylüyor oradakilere”  diyerek sözlerine devam ediyor.

EN ZOR DÖNEMLER SIKIYÖNETİM DÖNEMLERİYDİ

2015 yılının ocak ayına kadar Tunceli Sesi adıyla çıkan gazetenin, okuyuculardan gelen talep üzerine isim değişikliğine gittiğini söyleyen Mehmet Zafer Ağar, kendilerinin  4 isim belirlediklerini ve bu isimler içerisinde okuyucuların Özgür Dersim ismini uygun gördüklerini belirtti. Bu isim için Bakanlığa başvurduklarını ifade eden Ağar, 2015’ten itibaren de gazetenin Özgür Dersim olarak çıkmaya başladığını anlattı.

En zor dönemi sıkıyönetim döneminde yaşadıklarını, bütün gazetelerin basımı yapılmadan önce komutanlığa gönderildiğini ve komutanlığın beğenmediği haberleri çıkardığını söyleyen Ağar, o dönem gazetede yayımlanan bir şiir nedeniyle babasının Erzincan DGM’de yargılandığını ifade ediyor.

ESKİ SAYILARI ANTİKACIDA BULDUM

İnternet nedeniyle okunmada zorluk çektiklerinin altını çizen Ağar, “İnternetten haber takibi daha çok oluyor. Bugün 10 sayfa çıkartıyoruz gazeteyi. Şu anda abone sayımız 350 civarında. Mesleğimi seviyorum. Babamdan bana benden de oğluma kalacak. Meslek benden ona devrolacak. Gazete baskısı olsun olmasın her sabah 7:30’da burada oluyorum. Hiç sıkılmadım ve böyle devam ediyor” diyor.

1960 yılına dair eski sayıların ellerinde olduğunu da söyleyen Ağar, “Arşivimizi bir türlü oluşturamadık. Elimizde olan eski sayıları da İstanbul’da bir antikacıda buldum. Antikacıda 107 tanesine 1500 TL para verip aldım. 1960’larda İstanbul’da bir abonemiz varmış. O kişi bu sayıları saklamış ve daha sonra antikacının eline geçmiş. Antikacı o vatandaştan almış bu baskıları” diyerek sözlerini bitiriyor.

ÜÇÜNCÜ KUŞAK: CELİL AĞAR

Mehmet ustanın sohbetinden sonra söz sırası son kuşak olan oğlu Celil Ağar’a geliyor. Celil Ağar, 27 yaşında, 10 yıldır matbaada çalışıyor. Baskı işi ile uğraştığını söyleyen Celil Ağar, “Her meslek zordur. Zamanla alışınca zorluğu da kalmadı artık. Dededen, babadan kalan bir meslek oldu. Eskiden elle dizgi yapılıyordu. Şimdi daha rahat bilgisayar üzerinden yapılıyor. Haberleri hazırlıyoruz. Dizgi işiyle uğraşmadan yapıyoruz. Babamın anlattığına göre baskı işi zor olduğundan ve herkes yapamadığından evlendiği zaman ancak bir gün izin vermişler. Şimdi ben evlensem bu bir gün izni de vermezler” diyerek bir yandan kolay görünse de işin yine de zor olduğunu ifade ediyor şakayla karışık.

ÖNCEKİ HABER

İşçi sorunları Çelik-İş Başkanının gündemi değil

SONRAKİ HABER

AKP’nin savaşı Suriye cephelerini rahatsız ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...