18 Ağustos 2012 17:42

Antep işçisi kazanarak ilerliyor

Sermaye son on yıldır daha azgın ve dizginlerinden boşanırcasına işçi ve emekçilere kesintisiz biçimde saldırıyor. Ücretler geriliyor, ikramiyeler kaldırılıyor, çalışma saatleri uzatılıyor, uzatılmakla kalmıyor ağırlaştırılıyor. Taşeronlaştırma, esnek çalıştırma yaygınlaşıyor, sendikal mücadele içine giren iş&

Antep işçisi kazanarak ilerliyor
Paylaş
Kadir Çetinkaya

1 Şubat 2012 sonrası 800 işyerinde 250 bin işçiyi kapsayan TİS süreci, AKP hükümetince ipotek altına alınıyor, adeta TİS yasaklanıyor. Aydınlar, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler, tiyatrocular üzerinde baskıların artarak devam ettiği bir süreçte, Antep iplik işçilerinin grevi patronlarını dize getirdi, sermayenin yasalarını çiğnedi. Üç fabrikada yapılan grevler sonucunda işçilerin taleplerinin önemli bölümü kabul edildi, diğer işletmelerde bu talepler kabul edilirken, grev süresince bir bölüm işçinin işten atıldığı ve atılan işçilerin mücadelesi farklı yönleriyle devam ediyor. On günlük grev başlı başına bir kazanımı ifade ederken, kazanılan ekonomik haklar ve çalışma koşullarının düzeltilmesi kazanımları büyütmüştür. Denilebilir ki 120 bin işçinin çalıştığı Başpınar organize sanayi bölgesinde 5 bin işçinin ayağa kalkışı patronları önemli ölçüde sarstı. Sadece patronları değil, sendikaları ve sendikacıları da sarsan grev süreci işçiler için çok önemli bir mücadele deneyimi oldu. Yasaya göre yasak olan ne varsa işçilerin fiili mücadelesiyle aşılıyor ve aşılmaya devam edecek. Güç kimdeyse yasayı da, hukuku da o yapıyor, işletiyor, bu nedenle işçiler on gün boyunca kendi meşru mücadelesiyle sermayenin yasaları ve hukuku yerine kendi yasalarını ve hukuklarını işlettiler. Burada şunu söylemek mümkün, Antep işçileri on gün boyunca daha önce ellerinde olan ama farkında olmadıkları gücün nasıl kullanılacağını yaşayarak öğrendiler. Sermaye medyasını, devletin kolluk güçlerini, valisini, belediyesini, bakanını, başbakanını sorguladılar. Kendileri dışında diğer sınıf kardeşlerinden gelen desteği gördüler. Kendi sesini duyuran ve mücadelelerinde onlara kılavuz olan partiyi, gazeteyi, televizyonu tanıyarak ve yaşayarak öğrendiler.
On günlük grev onlar için bir okul oldu, bu okuldan mezun oldular. Hiçbir okul bu kadar kısa sürede hayatın gerçeğini öğretemez, kısa sürede mezun edemez. İşçilerin on günlük hayatlarında on yılda öğrenemedikleri kadar deney ve tecrübe edindiler desek abartı olmaz. Patronlar birlikse, onlar bir araya geliyorsa bizim de bir araya gelmemizin önünde hiçbir engel yokturun farkına vardılar ve bundan sonra bu süreci devam ettirecekler. Sadece 6-7 fabrikada değil tüm Başpınar’da ayağa kalkmanın ne anlama geldiğini sorguladılar, düşünü kurdular. Dostlarını ve düşmanlarını tanıdılar. Sermaye partileri, vekilleri ile, işçi sınıfının vekili arasındaki farkı gördüler. Patronların emeklerini nasıl çaldığını, nasıl sömürüldüklerini, devletin bu süreçteki rolünü öğrenme fırsatını yakaladılar. Belki bir anda her şey değişmeyecek ama işçilerin yaşamında mücadele edildiğinde ve birlikte olduklarında nelerin değişebileceğini, iki sınıfın karşı karşıya gelmesini yaşayarak gördüler.
Antep’in yoksulları, kenar mahallelerinin dışlanmışları, sırtlarından kazanılan trilyonlarca servetten pay isteyince devletin kimin devleti olduğunun, kime hizmet ettiğini kısaca da olsa öğrenme fırsatı buldular. Antep’te ayağa kalkan ve talepleri için mücadele eden Başpınar işçileri, buz dağının sadece görünen kısmıdır. Suyun altındaki bölümü her an açığa çıkabilir. Bugün açısından beş bin işçi grevdeyken diğer işletmelerdeki sessizlik fırtına öncesi sessizlikten başka bir şey değil. İpliğiyle, dokumasıyla, gıdasıyla, petrokimyasıyla ve metaliyle on binlerce Antepli işçi patronların ve sermayenin korkulu rüyası olmaya devam edecek. Başpınar yeni grevlere ve ayağa kalkışlara gebe, bunlar işçi hareketinin öncü sarsıntıları.  

ÖNCEKİ HABER

Silahlı saldırıya uğrayan AKP'li vekilin kardeşi yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Pazarın lideri, işçisinin düşmanı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...