08 Mart 2018 01:07

Kadınların gündemi esnek çalışma, şiddet, savaş...

İzmir Bayraklı'da, Yamanlar Alevi Kültür Derneği’nde gerçekleştirilen 8 Mart etkinliğinde emekçi kadınlarla sorunları üzerine konuştuk.

Paylaş

Emine UYAR
İzmir

Adını Yamanlar dağından alan, Bayraklı ilçesine bağlı Yamanlar Mahallesi İzmir’in eski yerleşim bölgelerinden. Göçle oluşan mahallede çoğunlukla, tekstil, inşaat, belediyelerin taşeron şirketleri ve sanayi bölgelerinde çeşitli fabrikalarda çalışan işçiler oturuyor. İşsizlik de yaygın. 

Yamanlar Alevi Kültür Derneği’nde gerçekleştirilen 8 Mart etkinliğine katılan kadınları biraz daha yakından tanımak üzere sohbet ediyoruz.   

Şengül Erdoğan, bir organizasyon şirketine bağlı olarak garsonluk yapıyor. Esnek çalışmanın tüm olumsuzluklarını yaşayan Erdoğan, ne zaman, nerede çalışacağının belli olmadığını dile getiriyor. Çalışırken en çok çocuklardan yana zorlandığını ifade eden Erdoğan, “Üç çocuğum var, en küçüğüne bazen annem bakıyor bazen de yalnız bırakmak zorunda kalıyorum” diyor. Daha önce tekstilde çalışan Erdoğan çocukları olunca ayrılmak zorunda kalmış ve bir daha düzenli bir işte çalışamamış. Bu onun emekli olmasına da engel olmuş.  

Erdoğan günde 11 saat, sürekli ayakta çalışıyor. Sabah 6.00’da evden çıkıyor, 7.00’de işbaşı, 18.00’de ise paydos… Trafik olduğunda eve 20.00’de gelebiliyor ve çocuklarına zaman ayıramıyor. Bu kadar yorucu ve zaman alıcı bir işte çalışmasına rağmen ücretinin yetmediğini belirten Erdoğan, “Bu bir sömürü, üzerimizden para kazanıyorlar. İnsanlar mecbur kaldıkları için 11 saati kabulleniyor” diyor. Erdoğan kazandığı para yeterli gelmediği için ev temizliğine de gidiyor boş kaldığı günlerde. Kadınların sokakta olsun, işte olsun özgür olmadığını ifade eden Erdoğan, “Şiddet çok, eşinden boşanmak istediği için öldürülüyor kadınlar” diyor. Ülkeyi yönetenlerin kadınlara değer vermediğini, çocuk yaştaki evliliklerin önünü açtıklarını ve bunu normalleştirmeye çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, “Bunlar normal değil, kabullenmeyeceğiz. Normal gören insanlara da bunları anlatmalıyız” diyor.

‘BİR ANNE ÜZÜLÜRKEN BEN RAHAT OLAMIYORUM’

Güler Karagöz, kapatılan ve şimdi yerinde inşaatların yükseldiği Tekel İçki Fabrikasından emekli olmuş. Çalışırken 8 Mart’ı fabrikalarında kutladıklarını dile getiren Karagöz, bir kadın ve bir anne olarak şu anki ortamın çok kötü bulduğunu ve acı duyduğunu dile getiriyor. Öncelikle Suriye’ye yönelik sürdürülen savaşın pek çok acıya sebep olduğunu ifade eden Karagöz, “Emekçilerin çocukları ölüyor, evlerde anneler ağlıyor. Tabi ki bu hayatımızın her yerine yansıyor, emeğe, çocuklarımızın geleceğine yansıyor. Bir anne üzülürken ben rahat olamıyorum” diyor. 

Bir yandan özelleştirmelerin de sürdüğüne dikkat çeken Karagöz, “İşsizler sokakta, işlerimize dair hiçbir gelecek yok. Çocuğum okuyor ama çok karamsarım” diyor. Bu tabloyu değiştirme noktasında kadınlara çok rol düştüğünü dile getiren Karagöz, “Bir şeyleri biz kadınlar birlikte olursak başaracağımıza inanıyorum. Çünkü kadınlarda mücadele ruhu daha fazla. Evde sokakta, işte, her yerde kadın bunu görüyor bunun için hep beraber haykırmak gerekiyor. Korku politikası uygulanıyor, toplum dejenere ediliyor. Bir tane ölen gencin babası KHK ile işten atılmış. Mecbur kaldığı için gitmiş. Bunlar çok acı” diyor.

SOKAKTA GÜVENLE YÜRÜYEBİLMEK

Maliyede 28 yıl çalıştıktan sonra emekli olan bir başka kadın, iki oğlunun da üniversite bitirdiğini ve işsiz olduğunu dile getirerek, “Özel şirketler sömürüyor resmen” diyor. Ülkede uygulanan baskı rejiminden kadınlarından da payını aldığını dile getiren kadın, “Sosyal medyada düşünceni dile getirdiğinde hemen soruşturuluyor. Bu böyle diye, sesimizi soluğumuzu keseceğiz diye bir şey yok. Ölenlerin içinde bir tane zengin çocuğu yok. ‘Ölürsem aileme ev alın’ diye vasiyet ediyorlar” diyor. Kadına yönelik şiddet ve çocuklara yönelik istismar vakalarına duyarsız kalındığına dikkat çekerek, “Hala kadınları suçlu gören bir anlayış var, kadınların içinde bile var. Bunların değişmesi gerekli” diyor. 
Hüsniye İnsan da emekli bir öğretmen. 8 Mart’ı, direnişin, mücadelenin günü olarak gördüğünü belirterek, “Kadın olmak ülkemizde bayağı zor. Ülkemizde kadın olmak sabırlı olmak, her şeye rağmen gülümsemek demek, fedakârlık demek. Türkiye’de kadınların yeterince değer görmediğini düşünüyorum. Bir anne olarak çocuğumuzun sağ salim, birisinin saldırısına uğramadan eve gelebilmesine şükreder duruma geldik. Kadınların gündeminde bu konular var artık, diğer sorunlarımız lüks kaçıyor. Ülkede toptan her şeyin değişmesi lazım, benim, kızımın sokakta yalnız başına yürüyebilmesi için o güvenliğin sağlanması gerekiyor ki diğer sorunlarımız halledilebilsin diye düşünüyorum” diyor. 

ÖNCEKİ HABER

Sendikaların 8 Mart afişleri

SONRAKİ HABER

Suriyeli kadın işçiler ağır sömürü altında ve tacize uğruyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa