08 Mart 2018 00:46

Mühendislikte kadın olmak

Kadın-erkek ayrımının en çok ön plana çıkartıldığı mesleklerden biri mühendislik. Kadın öğrencilerle mühendislikte kadın olmayı konuştuk.

Paylaş

Kadın-erkek ayrımının en çok ön plana çıktığı mesleklerden biridir mühendislik. Kimi zaman okul sıralarımızda, kimi zaman fabrikalarda, kimi zaman da giremediğimiz şantiyelerde sergilenen cinsiyetçi yaklaşımlar bu durumu daha da gözler önüne sermekte.

Çalışmak için işyerlerine başvuru yaptığımızda neden kadın olmak bizi geri plana atıyor? Geçmişten bu yana atılan “elinin hamuruyla erkek işine karışma”, “mühendislik okuyacağına kendine daha uygun bir meslek seçseydin” söylemleri ile mühendisliğin kadına yönelik bir meslek olmadığı, kadınların bu konuda yetersiz olduğu düşünülüyor. Mühendislik gibi disiplin, bilgi birikim, yaratıcılık ve iyi eğitim gerektiren uğraşlar erkek işi olarak görülürken kadınlara toplumsal cinsiyet rolleriyle bağlantılı meslekler ya da “ev hanımlığı” yakıştırılıyor.

Biz de bu konular üzerine mühendislik fakültesindeki kadın arkadaşlarımızla konuştuk. Elektrik-elektronik mühendisliği 1. sınıf öğrencisi İrem “Bizim toplumumuzda mühendislik sadece erkek mesleği olarak düşünülüyor. Erkeklerin yapabildiği her şeyi biz de yapabiliriz ama bu bir türlü kabullenilmiyor. Oysaki dünyaca tanınmış, başarılı birçok kadın mühendis de bulunuyor” diyor.

AYNI İŞ, AYNI EMEK, FARKLI ÜCRET

Gıda mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Kübra ise ücret eşitsizliğine vurgu yapıyor. Kübra, “Sadece mühendislikte değil, bu sorun her iş kolunda hâlâ varlığını sürdürüyor. Aynı statüde olduğun erkekten daha düşük ücret alıyorsun bir kadın olarak. Yaptığın iş aynı, harcadığın emek aynı. Ücrete gelince işin rengi değişiyor ama. Kadın emeğine karşı yapılan saygısızlıktan başka bir şey değil bu” diyor. Kadınların sadece iş hayatında değil okulda da bu ayrıma maruz kaldığını söylüyor Kübra ve şöyle devam ediyor: “Laboratuvar ortamında deney yaparken hocamızın ‘Bu malzemeler ağır erkekler taşısın’, ‘Bu deney tehlikeli kadınlar uzak dursun’ lafları eksik olmuyor tabi.”

Makine mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Kübra ise sınıfta yaşadığı bir olayı anlatıyor: “Dersteyiz ve hocamız torna makinesinin kullanımını anlatıyor. Birden şu sözler çıkıyor ağzından alaycı bir tavırla: ‘Ben bunları anlatıyorum ama siz ojeli tırnaklarınızla bunu kullanabilir misiniz bilemem.’ Hocalarımızın bile bakış açısı böyle. Onların bize destek çıkmasını beklerken böyle cümleler kurmaları haliyle hem kızdırıyor hem de üzüyor bizi. Ojemizi de süreriz tornayı da çalıştırırız. Bırakın ne yapmak isteyip istemediğimize biz karar verelim.”

Ardından üniversite hayatı boyunca hem sınıfta hem çalıştığı yerde birçok zorlukla karşılaştığını dile getiriyor. Bölümde sadece 3 kadın olmanın da zorluğunu yaşamış 4 yıl boyunca. Kadınların azınlıkta olduğu bu bölümde nasıl ‘var olabilecekleri’ ve topluma kendilerini nasıl kabullendirecekleri konusunda epey kafa yormak zorunda kaldığını aktarıyor.

Staj yaptığı dönemde de sıkıntılar yaşadığını belirten Kübra, “Çalıştığım işyerinde ‘Bunun burada ne işi var?​’ bakışlarına da maruz kalıyordum tabi. Bunu anlatan bakışların yanı sıra arkadaşlıktan öte ilişki beklentileri ve geceleri mesaj atıp rahatsız edenler de söz konusuydu. Biz kadınlar böyle şeylere maruz kalmak zorunda mıyız ?​” diyerek tepkisini dile getiriyor. (Mersin/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Saadet Gıda işçileri ücretlerine zam istiyor

SONRAKİ HABER

Sendikaların 8 Mart afişleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...