07 Mart 2018 09:34

Son 5 yılda en az 580 kadın işçi yaşamını yitirdi

İSİG’in verilerine göre işçi sağlığı ve iş güvenliği alanının ‘görünmeyenleri’ kadın işçiler.

Paylaş

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin verilerine göre, 2013-2017 yılları arasında 580 kadın işçi, tarlaya çalışmaya gitmek üzere istiflendikleri kasalarda geçirdikleri trafik kazasında, ev işçisi olduğu evin camını silerken düşerek, bir aracın altında ezilerek ya da işyerini basan bir erkek tarafından vurularak yaşamını yitirdi.

İSİG Meclisinin raporuna göre kadın işçilerin en çok iş cinayeti sebebiyle hayatını kaybettiği iş kolu kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu alan olan tarım/orman oldu. Raporda, “Kayıtlı kadın istihdamındaki en ağırlıklı sektör hizmet sektörü iken en çok ölümün tarımda yaşanması bu sektörde çalışan kadınların ne denli kötü çalışma koşullarında çalıştıklarını göstermesi bakımından çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor” denildi. Uzun çalışma saatleri ve kayıt dışı çalışma oranlarının yüksek olduğu konaklama-eğlence iş kolu da kadınların en fazla yaşamını yitirdiği ikinci iş kolu oldu.

Yaşamını yitiren kadın işçilerin yüzde 90’ından fazlasının sendikasız olduğu, yüzde 75’inin ise kayıt dışı çalıştığı belirtilen raporda, “Kadın iş cinayetlerindeki kayıt dışı ve örgütlülük oranı asıl olarak Türkiye’de kadın emeğinin geldiği noktayı anlatmaya fazlasıyla yetiyor” denildi.

MESLEK HASTALIKLARI DA ARTIYOR

SGK’nin işçi ölümlerini sosyal güvenlik kaydı olan işçiler üzerinden tuttuğuna dikkat çekilen raporda şu ifadeler yer aldı: “Oysa ki biz yalnızca kayıtlı işçilerin değil kayıt dışı işçilerin de iş cinayeti bilgilerini tutuyoruz. Özellikle mevsimlik tarım işçileri SGK verilerinde yer almamaktadır. Ücretsiz aile işçiliği, ev eksenli üretim, gündelikçilik, bakıcılık gibi kadın istihdamının yoğun olduğu alanlar da yine verilerde yer verilmeyen kayıt dışı çalıştırma biçimleridir.”

Kadın emeğine yönelik politikaların iş kazalarını ve meslek hastalıklarını da beslediği belirtilen raporda, “İş kazaları ve meslek hastalıkları rakamlarının yüksekliğinin en önemli sebebi, kadın istihdamının genel olarak ucuz, geçici ve niteliksiz işlerde yoğunlaşmasıdır. Kadınların iş gücüne katılımlarının neredeyse yarısının kayıt dışı olması ise iş kazalarını ve meslek hastalıklarını doğrudan arttıran sebeplerin başında geliyor” denildi.

SENDİKALAR NE YAPIYOR?

Kadınlarda sendikalaşma oranının düşük olmasının kadın emeğini daha da korunmasız kılan ve meslek hastalığı ve iş cinayetlerine kurban gitmesini etkileyen faktörlerden biri olduğu belirtilen raporda, “Diğer yandan kadın işçiler devlet tarafından görülmediği gibi sendikalar tarafından da işçi sağlığı ve iş güvenliğinin özel olarak önlem alınması gereken bir kitlesi olarak görülmüyor ne yazık ki; sendikalarda kadın işçinin sağlığı ve güvenliğine özgü politikalar oluşturulmuyor” ifadeleri yer aldı.

TOPLUMSAL CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜNE SON VERİLMELİ

Raporda şu talepler sıralandı:
- Toplumsal cinsiyetçi iş bölümüne son verilmelidir.
- Kadın işlerinin ‘tehlikesiz ve basit’ olduğu ön yargısı yıkılmalıdır.
- Yeniden üretim atölyelerine dönüşen evler ve iş yerleri sağlık ve güvenlik risklerine karşı güvenli hale getirilmelidir.
- Gerek devlet tarafından gerekse emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan işçi sağlığı ve güvenliği politikalarının toplumsal cinsiyet açısından düzenlenmelidir.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işyerlerinde ve evlerde kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı işlerin ve bu işlerde çalışan kadınlarda rastlanan ortak sağlık sorunları ve riskleri rapor edilmeli ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmalıdır.
- Kadınların çalışma alanlarındaki kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik vb. riskler saptanmalıdır.
- İşyerinde kadına yönelik cinsel şiddet, taciz, cinsel sataşma tehlikesine karşı başvuru masası oluşturulmalıdır.
- Kadınlar çifte mesaisinin yıpratıcılığı ve üstlerindeki aşırı iş yüküne bağlı fiziksel ve ruhsal zararlar toplamı bir meslek hastalığı tanımı getirilmelidir.
- Ücretli ücretsiz kadın işçilere yıpranma payı/erken emeklilik uygulamaları getirilmelidir.
- Ev ve bakım hizmetleri azami ölçüde kamusal alandan ücretsiz karşılanmalıdır.

İŞYERLERİ ERKEKLERE GÖRE DÜZENLENİYOR

Raporda işyerlerindeki donanımın erkeklere göre dizayn edilmesine de şu sözlelerle değinildi:
“İşyerinin erkek ergonomisi gözetilerek donatılmış olması, işyerindeki bütün alet ve araçların bu esasa uygun konumlandırılmış olması da kadın işçinin sağlığını olumsuz yönde etkileyen başka bir faktör.  Kadınların en temel sağlık sorunlarının dahi görünmediği bir zeminde kadınların kadın olmaktan kaynaklı sorun ve ihtiyaçları görmezden geliniyor.”

ÖNCEKİ HABER

İsveç’ten Türkiye’ye ‘BM ateşkesine uyun’ çağrısı

SONRAKİ HABER

HDP'li 3 milletvekili hakkında sosyal medya fezlekesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa