Başpınar direnişi ve Aydınlık’ın kör EMEP düşmanlığı
Oysa M. Akkaya, köşesinde direnişin “başarısızlığı”ndan EMEP’i sorumlu tutan tespitlerini, oradaki işçilere sorma zahmetinde bulunsa daha doğru sonuçlar çıkarabilirdi. Ama kör düşmanlık böyle bir şey olsa gerek.
Bir kere her şeyden önce, Akkaya, işçilere akıl vermekten ve EMEP’e düşmanlık duygusunun yarattığı hazımsızlıktan sormak aklına gelmemiş olacak ki, direnişe kaç işçinin katıldığından, kaç fabrikada direniş olduğundan bile habersiz. Uzatmaya gerek yok, direnişin “başarısız” olmasının sorumluluğunu EMEP’e yıkmış olmasıyla bile bu direnişte en güçlü ve etkili şekilde işçilerin yanında olan ve işçilerin en çok güvendiği partinin EMEP olduğunu da itiraf etmiş oluyor aslında.
Şimdi gelelim Akkaya’nın yalanlarına: Direnişin başarılı olabilmesi için yapılması gereken, fakat “EMEP’in kör çıkarları” yüzünden yapmadığını iddia ettiği her şeyi direniş boyunca yapan tek güç Emek Partisi idi.
Yapılması gerekenleri sıralayan Akkaya’nın yalanları:
Yalan 1: “Diğer fabrikalardaki işçileri gelişmelerden haberdar etmek.” Her fabrikada direnişin daha ilk anında işçilerin kendi içinden temsilciler seçerek ve komiteler oluşturarak direnişlerinin daha örgütlü sürmesi için yardımcı olan EMEP’ti. Ayrıca direnişlerin daha ikinci gününde direnişte olan 5 fabrikanın komitelerini, temsilcilerini yan yana getirerek ortak bir üst komite oluşturmalarını ve bütün taleplerini ortaklaştırmalarını sağlayan yine Emek Partisinin yardımı olmuştur. Başpınar’daki diğer fabrika işçilerinin direnişten haberdar olmasını sağlayan yine Emek Partisinin çabası olmuştur. Bizzat direnişteki işyerlerinin oluşturduğu üst komitenin, Başpınar İşçi Komitesinin imzasıyla hazırlanan ve direnişte olan işçilerin taleplerinin ve bütün Başpınar işçilerine dayanışma ve mücadele çağrısının yer aldığı 6 bin bildiriyi fabrika önlerinde, şehirdeki bütün servis duraklarında dağıtan direnişteki işçilerle birlikte yine Emek Partisidir.
Yalan 2: “Gaziantep halkının, meslek odası, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin desteğini almak için çaba göstermek.” Yine bu direnişi Gaziantep halkına duyurmak için ayrıca bir bildiri hazırlayarak, günlerce sabah akşam işçi ve emekçi mahallelerinde dağıtan ve dayanışma çağrısı yapan yine yalnızca Emek Partisi oldu. Buna direnişte olan işçiler şahittir. Kitle örgütlerinin ve sendikaların desteğinin sağlanmasını sağlayan ve direnişe destek için tüm sendikaların, kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin katıldığı toplantının çağrısını yapan ise yine Emek Partisi olmuştur. Üstelik bu toplantıların ilki TEKSİF’te yapıldı. Bize inanmıyorsa Sayın Akkaya yazısında bizzat söz ettiği TEKSİF’e ve genel başkan yardımcısına sorabilir. Direnişin ilk günlerinde tüm kurumların, siyasi partilerin ve sendikaların fabrika önlerine yaptığı ortak ziyareti kimin organize ettiğini de yine Sayın Akkaya buradaki sendikacılara sorabilir. Direnişte olan işçilerin sendikalı olması için hem TEKSİF hem de DİSK’in işçilerin yanında olması, işçilerin Antep’te tekstil iş kolundaki işçilere duyduğu güvensizliğin aşılabilmesi için bu sendikaların mutlaka işçilerin yanında olması için en çok kimin çaba sarf ettiğini yine Sayın Akkaya bizzat buradaki sendikalara sorsun. Türk-İş’e ve DİSK’e bağlı sendikaların şube yöneticilerinin katıldığı ortak toplantıda, sendikacıların çalışmaya dair “Herkesin Emek Partisi gibi çalışması gerekir” tespitini de yine sendikacılara sorabilir.
Eylemin nasıl bittiğine gelince. Sayın Akkaya eylemin ancak 8. günü geldiği ve bir gün kalıp gittiği direnişin nasıl sonuçlandığından da habersiz. Evet, direnişe geçen işyerlerinden 3’ünde işçilerin bir kısmı işten atılma tehdidiyle karşı karşıya, ama burada işçilerin taleplerini elde ederek işe geri dönme mücadelesi devam ediyor. Ve biz de sizin gibi tepeden akıl vermek ve yalan yanlış tespitler yaparak sağa sola çamur atmak yerine bu işçilerin yanında birlikte mücadele ediyoruz.
Ayrıca bütün olumsuzluklara rağmen bu direniş başarılı olmuştur. Direnişe geçen 6 fabrikanın 3’ünde işçiler önemli oranda (100-150 TL civarı) ücret artışı sağlayarak, kimsenin işten atılmayacağına ve eylemde geçen günlerinde devamsız yazılmayacağı güvencesi alarak işe başlamayı başarmışlardır. Yine bu direniş sayesinde Başpınar’daki pek çok fabrikada daha direniş olmadan patronlar ücretleri arttırmak zorunda kalmıştır. Yani özet olarak bu direniş Başpınar işçileri için çok önemli bir deneyim olmuş, birlik olduklarında neleri başarabileceklerini görmelerini sağlamış ve Başpınar’da örgütlü olan sendikaların imzaladığı sözleşmeleri bile aşan kazanımlar elde etmelerini sağlamıştır.
Eğer Sayın Akkaya ikna olmadıysa ve gerçekten söylediklerinin arkasında duracak yüreği varsa kendisine bir kez daha Antep’e gelip, bu iddialarını bizzat direnişçi işçilere ve işçi temsilcilerine sormaya davet ediyoruz.
“5 bin satan Evrensel’in haberleriyle yetinmek...” diye sürdürmüş düşmanlığını Akkaya. Aydınlık ve Ulusal Kanal 8. gün yerine ilk gün geldi de Evrensel mi izin vermedi? Direnişler boyunca yapılan bütün destek ziyareti ve eylemlerin hepsini bütün yerel ve ulusal basına duyuran yine Emek Partisi idi. Örneğin dün Evrensel gazetesinde sürmanşet ve iç sayfada geniş verilen ve Aydınlık gazetesinde de iç sayfada kısa bir haber olarak geçen direnişteki işçilerin eylemini tüm sendikalara, kurumlara ve basına duyuranın yine Emek Partisi olduğunu biliyor mu acaba Sayın Akkaya. Böyle bir kör düşmanlık olduktan sonra bunları bilse de fark etmez herhalde.
Evrensel gazetesini küçümsemesini ise hiç ciddiye almıyoruz. Direnişçi işçilere Türkiye’nin pek çok yerinde ve başka ülkelerden dayanışma mesajları ve mektuplar bizzat Evrensel üzerinden geldi. Buraya geldiğinde bu düşüncelerini bir işçiye sorması yeterli. Ona cevabı işçiler verecektir.
* EMEP GYK Üyesi
Evrensel'i Takip Et