03 Mart 2018 02:00

Özgür ve özgün çalışmalarda yer almak istiyoruz

Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri, fakültelerinde yaşanan sorunları yok sayan üniversite yönetimine mektupla cevap verdi.

Paylaş

Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri

Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri olarak geçtiğimiz günlerde yüksek yerden gelen emir ile okulumuzda çıkacak olan 18 Mart Çanakkale Zaferi konulu oyunun çıkış sürecinde öğrenciler olarak yaşadığımız sorunları Genç Hayat’ta yaptığımız bir röportaj ile dile getirmiştik. Peki ya bunun karşılığında bir “sanat akademisi” olan fakültemizin öğrencilerin bunca talebine karşılık verdiği yanıt neydi? Bizler röportajımızı yayınladıktan bir kaç gün sonra Kocaeli Üniversitesi resmi internet sitesi üzerinden yaptığımız röportajı yalanlarmışçasına bir haber yayınladı. Öğrencilerin röportajda dile getirdiği “Çalışmada yer aldığımız için derslerden muaf sayılıyoruz. Oysa ki bizler derse girmek istiyoruz” talebine karşılık üniversite yayınladığı haberde bu durumu yalanlarcasına şunları söylüyor:

“Öğrendiklerini uygulama şansı buldukları için kendilerini çok şanslı hisseden öğrencilerin, derslerinin uygunluğuna göre çalışma zamanları belirleniyor. Eğitimin sadece sınıflarda olmadığı bilinciyle hareket eden Güzel Sanatlar Fakültesi yaptığı bu çalışmayla aynı zamanda öğrencilere de verimli bir uygulama alanı sunuyor.”

Peki, bu cümlelerin kafamızda yarattığı soru işaretleri neler? Birincisi öğrenciler kendilerinin üretmediği yalnızca birilerinin onlara ne yapması gerektiğinin söylendiği bir çalışmada kendini ne kadar şanslı hissedebilir? İkincisi bu çalışma öğrenciler için gerçekten verimli mi?  

ÖĞRENCİLERİN FİKRİ SORULMADI

Yaptığımız röportajda üzerinde durduğumuz bir başka konu ise öğrencilere gerek bu projede yer alırken gerekse bu proje hazırlanırken (sahne dekor ve tasarımı, oyuncu kadrosu, oyun metni vs) onlara tek bir fikrin sorulmamış olmasıydı. Proje başlangıcında aniden çalışmada yer aldığımızı ve derslerimizden muaf sayıldığımızı öğrenmiş olmamızdı. Fakat okulun internet sitesinde yayınladığı habere göre durum öyle değil(!) Habere göre farklı bölümlerden 70’e yakın öğrencinin yer aldığı bu çalışmada pek çok öğrencinin başvuru yaptığını ve öğrencilerin tamamen gönüllü olarak çalıştığı ifade ediliyor. Oysa ki öğrenciler bunun tam tersi bir durum olduğunu söylüyor? Anlaşılması gereken şu ki öncelikle üniversitemiz yaptığı bu haberi yayınladığımız röportajı yalanlamak üzere kurgulamış. Bir diğer konu ise tekrar açıklamamız gerekir ki projenin hazırlanış süreci de dahil olmak üzere bu çalışmada yer almanın zorunlu tutulduğu hatta derslerden de önemli sayıldığı bir durum söz konusu. Bu çalışmada yer alan öğrencilerin her birine şu soruyu yöneltsek “‘Bu projede yer almak ister misin?​’ sorusu ile hiç karşılaştın mı?​” diye alacağımız yanıt birçok kişiden hayır olarak gelir.  

ZORLA GÜZELLİK OLMAZ

Öncelikle öğrencilerin bu kadar üzerine basarak dile getirdiği taleplere karşılık böyle bir haber yayınlayarak bahsettiklerimizi yalanlar nitelikte yayınladığı bu habere de verecek bir yanıtımız var elbette. Yayınladıkları bu haber üniversitenin de bildiği üzere gerçekleri değiştirmiyor, yaptığımız bunca haberle birlikte üzerini de örtemiyorlar elbette. Geleceğin sanatçısı olacaksınız cümlelerini sıkça duyuyoruz hocalarımızdan. Evet, öyle olacak ancak karşılaştığımız bu sorunlar gelecekte bizi nasıl birer sanatçı haline getirecek? Ya da gerçekten birer sanatçı yapacak mı?  

Bizler özgürce ve özgünce çalışabildiğimiz üretebildiğimiz bir fakültede okumak istiyoruz. Evet, bizim için kolektif bir çalışma sistemi çok önemli. Peki ya şu an karşılaştığımız durumlar bizi bu çalışma düzenine sahip olmamızı sağlayacak mı? Birilerinin oyun metnini yazdığı dekorunu tasarladığı ve oyuncularını seçtiği geri kalanın ise başkalarının önüne koyduklarını yapmak zorunda bıraktığı bir durum biz öğrencileri ne kadar ileriye taşıyabilir, bizleri ne kadar kolektif çalışmaya yönlendirebilir? Bir başka sorgulanması gereken durum ise bizim bu proje ile icra ettiğimiz gerçekten bir sanat mı yoksa yüksek yerden gelen bir emir ile yapmak zorunda bırakıldığımız? Belki de yalnız kredi almamıza yarayacak bir iş mi? Sanat bizim için bunu mu ifade ediyor? Bizim için okul hayatı özellikle de bir güzel sanatlar fakültesinde derslerden geçip krediler toplayıp mezun olmak değildir herhalde. Rektörlük/dekanlık her yerde bu duruma karşı çıkanları arıyor, “çok karşı çıkarsanız sahne sanatları bölümünü kapatırlar” gibi laflar bizlere mahkum olmayı kabullendirmek için sürekli tekrarlanıyor. 

Bizi korkutup sindirerek nasıl isterlerse öyle bir sanat ürettirmek istiyorlar.  Biz bu bölümü sanat yapmak istediğimiz için, istediğimiz sanatı gerçekleştirmek istediğimiz için seçtik. Kimsenin sanat kölesi olmak için değil. Krediyle, cezayla, kapatmayla hatta parayla/bütçeyle tehdit edilerek yapılan sanat sanat değildir. Zorla güzellik mi olur?

Bu yüzden taleplerimiz bir kez daha buradan dile getiriyoruz. Bizler fikrimizin sorulduğu bir fakülte istiyoruz. Bizler derslere girmek istiyoruz. Bizler önümüze konulanı yapmak zorunda bırakıldığımız değil kendimizi ürettiğin özgür ve özgün çalışmalarda yer almak istiyoruz. Eğer bu proje açısından en önemli durum fakültemizin bütçe alacak olması ise bütçeyi bu şekilde değil taleplerimiz çerçevesinde almak istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Başka bir hayat için 8 Mart’a

SONRAKİ HABER

Burdur halkı fabrikasına sahip çıkıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...