28 Şubat 2019 22:42
Son Güncellenme Tarihi: 29 Şubat 2024 11:45

Şubat neden 4 yılda bir 29 gün sürer? Artık gün ve artık yıl nedir?

Diğer aylar 31 ve 30 gün şeklinde sıralanırken şubatın ne eksiği var da 'küçük ay' olmaya reva görülmüş? Peki şubat neden 3 yıl 28, 4'üncü yıl 29 gün sürer? Bu soruların yanıtı Roma tarihinde yatıyor.

Paylaş

Görkem KINACI
İstanbul

Her yıl şubat ayının sonlarına gelindiğinde kafalarda bir soru belirir, “Bu yıl şubat ayı kaç çekiyordu?​” Sorunun nedeni şubatın diğer aylar gibi sürekli aynı gün sayısına sahip olmaması, 4 yılda bir bu sayının değişmesinden kaynaklanıyor. Yılın en kısa ayı şubat, bu özelliğinden dolayı halk arasında ‘küçük ay’ olarak da bilinir.

Peki aylar 31 gün ve 30 gün şeklinde sıralanırken şubatın ne eksiği var da 'küçük ay' olmaya reva görülmüş? Bu sorunun yanıtını günümüze kadar uzanan takvimlerin belirlendiği dönemlerde aramak gerek.

AYSIZ MEVSİMDEN EN KÜÇÜK AYA DOĞRU

Takvimler, antik medeniyetlerden bu yana kullanılan ve zamanı insan ihtiyaçlarına yönelik parçalara bölen sistemler olarak karşımıza çıkar. Takvimler, sosyal, ticari, dini ya da idari amaçlarla gün organize eder. Özellikle tarıma dayalı toplumlar, yılın hangi günlerinde ne yapmaları gerektiğini takvimlerden yararlanarak planlar. 

Tarihte takvimleriyle nam salmış uygarlıkların başında günümüzdeki yıl sistemiyle benzemeyen bir sistem kullanan Mayalar, ay takvimini esas alan ve yılları yaklaşık 354 gün süren Babil uygarlığı ve bilinen ilk güneş takvimini kullanan Mısırlılar geliyor.

Antik Mısır takvimi
Antik Mısır takvimi

Romalıların kullandığı takvimlerde ilginç bir durumla karşılaşıyoruz; MÖ 700’lü yıllara kadar kış dönemlerinde yer alan ayların adı yok. Başta tarımsal faaliyet olmak üzere neredeyse tüm hayatın durduğu bu dönemdeki aylar önemsenmemiş olsa gerek. Zira kış ayları yüzyıllarca isimsiz kalmış, ta ki II. Roma Kralı olarak kabul edilen Numa Pompilius dönemine kadar. Pompilius, takvimlerini standart ay yılı ile bir hizaya getirebilmek için ocak ve şubat aylarını ekletiyor. Şubatın adı ise Roma arınma Tanrıçası Februus’tan geliyor. Batı dillerinde bu ayın adlandırılması bu tanrıçaya dayanırken, bizlerin kullandığı şubat ismi Süryanicedeki  ‘şabat’ sözcüğünden Türkçeye geçmiş.

SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A, PEKİ YA AUGUSTUS NE YAPSIN?

Modern takvimlerin temeli de yine Romalılara dayanıyor. Bugün kullandığımız Gregoryen takviminin kökeninde güneş yılı sistemine dayanan Julyen takvim var. Bu takvimi meşhur Roma Diktatörü Julius Caesar, Mısırlı Astronomi Bilgini Sosigenes’e yaptırmış. 

Bu takvimin esas aldığı güneş yılı sisteminde bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Bu artan saatler ise 4 yılda bir, 1 gün eder ve yıla eklenir. Ocak ve şubatın da eklendiği bu takvimlerde günümüzdeki gibi 12 ay vardır. Bir yılı oluşturan 365 ya da 366 gün bu 12 aya tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülmüştür. Julyen takviminde yılbaşı, baharın başlangıcı olan mart ayındadır. Son ay da haliyle takvime en son eklenen şubattır. Aylara sırasıyla 31 ve 30 gün verilir ve şubata 29, dört yılda bir ise 30 gün düşer. Ta ki İmparator Augustus işleri karıştırana kadar!

Bu takvimdeki çoğu ayın adı ‘septa’, ‘okta’, ‘deca’ gibi sayılara dayanıyor. Ancak takvimi yaptıran Julius Caesar, temmuz ayına kendi adını veriyor ve 31 gün süren bu ayın adı 'July' olarak tarihe geçiyor.

Julius Caesar
Julius Caesar

Bir başka Roma İmparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki temmuzdan sonra gelen ağustosta 30 gün vardır. Caesar’ın adını taşıyan temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini ister. Yılın son ayı olan şubattan bir günü alınır, ağustos ayına eklenir. Böylece en kısa ay şubattan 1 gün daha eksilmiş olur.

İmparator Agustus
İmparator Augustus

ARTIK YIL NEDİR, NASIL HESAPLANIYOR?

Güneş yılını esas alan takvimlerde bir yıl Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşünü tamamladığı 365 gün 6 saat olarak hesaplanır. 365 günlük yıllardan artan bu 6’şar saatler dört yılda bir 24 saat yani bir gün oluşturur. Bu gün, artık gün olarak kabul edilir ve Romalılarda olduğu gibi en kısa ay olan şubata eklenir. Bu fazladan bir gün içeren yıl ise artık yıl kabul edilir. Bu 29 şubatlara ise artık gün (leap day) denir.

Genel bir kural olarak, artık yıllar 4 sayısının katı olan yani 4’e tam olarak bölünebilen yıllardır. 1996, 2000, 2004, 2008, 2012, 2016, 2020, 2024, 2028 yıllarını artık yıl yaşanan ya da yaşanacak yıllara örnek verebiliriz. Bu durumda hangi yılın artık yıl olduğunu matematikteki 4’e kalansız bölünme kuralından yararlanarak bulabiliriz. (Son iki basamağı 00 veya 4’ün katı olan sayılar 4 ile kalansız bölünebilir.)

YÜZ YILDA BİR

Artık yıl hesaplamasının da önemli bir istisnası var. Çünkü bu hesapta kullanılan veriler tam olarak doğru değil. Bu hesapta Dünya Güneş’in etrafındaki turunu 365 gün 6 saatte yani 365.25 günde tamamlıyor. Ancak gerçekte bu hareket 365 gün 5 saat 49 dakika 12 saniyede tamamlanıyor, yani 365.242 günde. Yaklaşık bu 11 dakikalık farkın takvimlere yansımasını gidermek için yüz yılda bir gerçekleşecek bir kural daha getiriliyor. Bu hesaba göre 100’ün katı olan yıllardan sadece 400’e kalansız olarak bölünebilenler artık yıl sayılıyor. Örneğin 1200, 1600, 2000 yılları artık yıldır ancak 1700, 1800 ve 1900 artık yıl değil. Aynı kural gereği 2100 yılında 29 şubatı görmeyip 1 Mart'a atlayacağız.

2100 yılı bazılarımızı ilgilendiriyor olabilir ancak bir hassasiyet ayarı daha var ki bu galiba hiçbirimizi ilgilendirmiyor. Bahsettiğimiz hesabı daha da hassas hale getirmek için belirlenen kurala göre 400'e kalansız bölünebildiği halde 4000'e kalansız olarak bölünebilen yıllar artık yıl kabul edilmez. O zamana kadar yeni bir kural getirilmezse -ya da KHK ile yasalar balçıkla sıvanmazsa- 4000, 8000 ve 12000 yılları artık yıl kabul edilmeyecek.

ÖNCEKİ HABER

Merkel sağcılık yaparak sağı önleyebilir mi?

SONRAKİ HABER

‘Uygulama aynı kalacaksa yeni düzenlemeler anlamlı değil’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa