26 Şubat 2018 18:18

Yeğen: Türkiye Kürtlerin statüye sahip olmasını engelliyor

İstanbul Şehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mesut Yeğen, TSK’nin Afrin’e yönelik devam eden operasyonlarını değerlendirdi.

Paylaş

Devletin içte ve dışta Kürtlerin statüye sahip olmasını engellemeye çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Mesut Yeğen, Türkiye’nin Kürtlerin mevcut durumda sahip olduğundan daha fazlasına sahip olmasını istemediğini söyledi. 

Mezopotamya Ajansından Selman Keleş ve Devran Toptaş’a konuşan İstanbul Şehir Üniversitesinden Prof. Dr. Mesut Yeğen, TSK’nin Afrin’e yönelik devam eden operasyonlarını değerlendirdi. Devletin, iç ve dış politikada Kürtlerin statü sahibi olmasını engellemeye çalıştığını vurgulayan Yeğen, Kürt sorununun artık uluslararası bir boyut kazandığını söyledi. Türkiye’nin Afrin’e hem savaşın maliyeti hem de şehir savaşının zorluklarından kaynaklı olarak giremeyeceği değerlendirmesi yapan Yeğen, resmi yetkililerin “Afrin’de siviller zarar görmüyor” söylemlerine ise “Sivillerin zarar görmemesi mümkün değil” sözüyle karşı çıktı.

Devletin iç ve dış politikada Kürtlerin legal bir statüye kavuşmasını engellemeye çalıştığına dikkat çeken Yeğen, “Türkiye’nin, Irak Kürdistanı Kürtlerini biraz hariç tutmak üzere konuşursak hem Suriye hem de Türkiye’deki Kürtlerle ilgili yapmak istediği şey şu; Kürtler mevcut durumda sahip olduklarından daha fazla şeye sahip olmasınlar. Yani Türkiye’de de Kürtler bir statü sahibi değil, Suriye’de de bir statü sahibi değil. Ve Türkiye her iki tarafta da Kürtlerin legal bir statüye sahip olmasını engellemeye çalışıyor. Irak’ta da mevcut statünün bir konfederasyona ya da bağımsızlığa evrilme süreci vardı. Türkiye bunun da önüne geçmek istedi” dedi.

‘KÜRT SORUNU ULUSLARARASI SİYASETİN GÜNDEMİNDE’

 Kürt sorununun uluslararası bir boyut kazandığını kaydeden Yeğen, Kürtlerin eskiye nazaran daha güçlü bir askeri ve siyasi konuma sahip olduğunu ifade etti. Yeğen, “Sadece 1991 öncesine bakarak konuşacak olursak eskisine göre daha fazla uluslararası siyasetin gündeminde bir sorun Kürt meselesi. Kürtler de 1991 öncesine kıyasla yine eskisinden çok daha kuvvetli durumda. Kendi iç irtibatlarını farklı ülkelerdeki Kürtlerle arttırmış durumdalar ve yine 91 öncesinden daha fazla siyasi ve askeri organizasyonlara sahip durumdalar. O itibarla Kürtler ’91’e oranla daha etkili durumda” diye konuştu.

SURİYE’NİN GELECEK HARİTASI: NÜFUZ BÖLGELERİ

YPG’nin Afrin’de olmak üzere başka yerlerde de rejimle anlaşmaya varacağı öngörüsünde bulunan Yeğen, bölgenin savaş sonrası olası haritasını ise şöyle çizdi: “Henüz tam anlamıyla böyle bir sonuç çıkacak diyecek bir durumda değiliz, ama mevcut güçler dengesine baktığımızda herkesin silahtan elini çekmesini sağlayacak bir sonuç şu olabilir; Nüfuz bölgeleri oluşması. Suriye’de, yani Türkiye’nin Rusya’nın ve ABD’nin nüfuz bölgelerinin oluşması, bu da ne demek Fırat’ın doğusunun ABD nüfuzunda PYD kontrolünde kalması. Fırat batısının ve Halep’in kuzeyinde Türkiye ve Sünni muhaliftin elinde kalması ve geri kalan bölgede de rejimin elinde tesis edilmesi. Bu sözünü ettiğim yerel aktörler ve onlara destek veren küresel aktörler yakın bir zamanda buna destek vermek zorunda kalabilirler.”

‘AFRİN’E GİRMEYECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

Afrin'e yönelik operasyonların bir süre daha devam edeceği değerlendirmesi yapan Yeğen, savaş maliyeti ve şehir savaşının zorluklarından ötürü Türkiye’nin Afrin’e giremeyeceğini dile getirdi. Afrin’e bölgesel güçlerin de daha fazla tahammül edemediğini aktaran Yeğen, “Afrin’in geçen süre kadar daha bir süre operasyonun devam edeceğini düşünüyorum ama o süre de geçtiğinde Türkiye devleti, Afrin şehir merkezinin dışındaki etraftaki kırsal bölgeyi ele geçirmiş olarak duracaktır. Ve şehir merkezine bir operasyon yapmayacaktır. Çünkü buna bölgesel dengelerin de izin veremeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca bir şehir savaşının askeri maliyeti fazla olduğundan girmeyeceklerini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

‘SİVİLLERİN ZARAR GÖRMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Devlet yetkililerinin ‘Siviller zarar görmüyor’ sözlerinin aksine değerlendirmelerde bulunan Yeğen, “Bu türden savaş durumlarında sivillerin zarar görmemesi mümkün değil ama Türkiye kendi açısından yaptığı operasyonu meşru göstermek istiyor. Meşruiyetinin sağlanmasını yolu da ben bunu sadece askeri kuvvetlere yönelik bir operasyon olarak yapıyorum demek çok anlaşılmayacak bir durum yok. Bütün savaş tarihinde bu işi yapanlar bu türden söylemlere başvurmuşlardır” diye konuştu.

‘HİÇBİR ŞEY KARANLIKTA KALMIYOR’

Afrin'le birlikte tırmanışa geçen medyadaki dezenformasyona da dikkat çeken Yeğen, şunları vurguladı: “Türkiye’de yurttaşlar sadece Afrinle ilgili değil, ama 2016 Temmuz’undan bu yana neredeyse hiçbir meseleyle ilgili doğru düzgün bir enformasyon alamıyor. 2016 Temmuzuyla birlikte muhalif basın ya da demokratik kesimler büyük bir baskı altına alınmış durumda. Ana akım medyada teslim bayrağı açmış durumda. Dolayışla bir haber alma, enforme etme sorunu her yerde her meseleye dair mevcut ama dünya öyle bir dünya ki hiçbir şey gizli ve karanlıkta kalmıyor. Mevcut teknoloji bilgi edinmek isteyenlerin bilgiye ulaşmasını izin veriyor.” (DİYARBAKIR)

ÖNCEKİ HABER

Financial Times: Suriye’de daha tehlikeli bir dönem başlıyor

SONRAKİ HABER

Beşiktaş - Fenerbahçe derbisinde 41 taraftara işlem yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...