18 Şubat 2018 05:34

Mahkemenin Muharrem ile ilgili verdiği karara itiraz edildi

Cenazesi çuvalda taşınarak merkeze götürülen 2 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümüyle ilgili verilen karara itiraz edildi.

Paylaş

Mahmut RUVANAS

Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyü Çeli mezrasında, 1 Şubat 2014 günü hayatını kaybeden ve cenazesi otopsi için babası tarafından çuvalda taşınarak merkeze götürülen 2 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümü ile ilgili verdiği “kovuşturmanın yapılmasına yer olmadığı” kararına itiraz edildi. Taş ailesinin avukatı Van Baro Başkanı Murat Timur, "Takipsizlik Kararının Kaldırılması" talebiyle hazırladığı 8 sayfalık itiraz dilekçesini Van Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmek üzere Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Timur, bir hafta içerisinde karar ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne de başvuracaklarını söyledi.

'NEDENSELLİK BAĞININ DEĞERLENDİRMESİNİ MÜHENDİSLER YAPAR'

Avukat Timur, yaşanan tüm ihmalleri itiraz dilekçesinde sıraladı. Dosyadaki şüphelilerin acil bir vaka olan Muharrem'e zamanında müdahale etmedikleri için küçük Muharrem'in hayatını kaybettiği ifadelerine yer verilen dilekçede, şüphelilerin bu dikkatsiz ve özensiz davranışlarıyla, ölüm olgusu arasında illiyet bağının bulunduğuna dikkat çekildi. İtiraz dilekçesinin devamında, "İfade etmek gerekir ki, Muharrem’in zamanında hastaneye kaldırılmamasından ortaya çıkan hukuka aykırı sonuçlarla faillerin eylemleri arasındaki nedensellik bağı bilirkişi marifetiyle tespitine gerek yoktur. Cumhuriyet Savcılığı bilirkişi marifetiyle bir tespit yapmak zorunda kalırsa, bilirkişileri doğru seçmesi gerekirdi. Dosyamıza sunulan bilirkişi  raporuna  itibar edilemez; görüş istenen konu hukuki bir noktada olup, mütalaa ihtiyacı yoktur. Mütalaa ihtiyacı zorunlu görülüyorsa nedensellik ile ilgili bir durum olduğundan hukukçu bilirkişi vasıtasıyla bu tespit yapılmalı. Aksi bir durumda dosyamızdaki gibi nedensellik bağının değerlendirmesini makine ve inşaat mühendisi yapar" ifadelerine yer verildi.

'DAVALILARA KENDİLERİNİ AKLAYACAK RAPORU HAZIRLAMA İMKANI SUNULDU’

Dilekçenin sonuç bölümünde ise, şikayetçilerin davacı oldukları Sağlık Bakanlığı Başdenetçisi'nin bilirkişi olarak tayin edildiği hatırlatılarak, "Yani davalılara kendilerini aklayacak raporu hazırlama imkanı sunulmuştur. Bu sebeplerle kovuşturmaya dayanak bilirkişi raporu bilimsel dayanaktan yoksun, sübjektif ve taraflı olup buna itibar edilmesi beklenemez" ifadelerine yer verildi.

'KARAR HUKUKA AYKIRIDIR'

Yaptıkları itiraza ilişkin konuşan Taş ailesinin avukatı Murat Timur, savcılığın verdiğini kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, "Savcılığın kararına karşı ayrıntılı yaptığımız itirazın tek bir cümle ile 'kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar usul ve yasaya uygundur' şeklinde sonuçlandırılmış olması hukuka aykırıdır. Savcılığın daha önce vermiş olduğu karar bilirkişi raporuna dayanmaktaydı. İtiraz dilekçesinde de ifade ettiğimiz üzere davaya konu olay hakkında uzmanlığı bulunmayan kişiler bilirkişi olarak atanmış, bazı bilirkişiler davalı Sağlık Bakanlığı mensubu olup kendi kurumlarını ve personelini koruma güdüsüyle hareket etmişlerdir. Rapor olarak sunulan belge, bilirkişinin kendi kurumunu ve personelini aklama niteliğinde, aynı zamanda olayın mağdurları da suçlayıcı niteliktedir. Aynı raporda 'Muharrem Taş'ın vefatından sonra ambulans talep edilmesinin doğru bir davranış olmadığı' yönündeki değerlendirmesi bilimsel tespit ve değerlendirmelerden öte ilgili kurum ve kişileri aklamaya yönelik duygusal bir refleks olarak değerlendirilmiştir" dedi.

'TÜM BULGULAR TARAFSIZ BİR ŞEKİLDE ANALİZ EDİLMELİ'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin kararlarında sıklıkla belirtildiği üzere yaşam hakkı kapsamında yürütülen ceza soruşturmalarının amacının, yaşam hakkını koruyan mevzuat hükümlerinin etkili bir şekilde uygulanmasını ve sorumluların ölüm olayına ilişkin hesap vermelerini sağlamak olduğunun altını çizen Timur, "Soruşturmada elde edilen tüm bulguların kapsamlı, nesnel ve tarafsız bir analize dayalı olması gerekir. Oysa somut dosyada dava konusu olayın ehli olmayan kişilerce alınmış bir karar söz konusudur" şeklinde konuştu.

'ÖLDÜKTEN SONRA BİLE DEVLET YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEMİŞTİR'

Somut olayda Muharrem bebeğin ölüm nedeninin kendisine sağlık hakkı ile ilgili önemli bir ihbar yapılmasına rağmen sorumluluk sahibi şüphelilerin tamamının hareketsiz kalması olduğunu vurgulayan Timur, "Küçük Muharrem öldükten sonra bile cenazenin taşınması için yapılan ihbarda devlet yükümlülüğünü yine yerine getirmemiştir. Bu sebeple şikayetçilerin şikayeti yeterli araştırma yapılmaksızın sübjektif bir rapora dayanılarak 'kovuşturmaya' yer olmadığına dair karar ile sonlandırılmış ve bu karara karşı yapılan itiraz ise gerekçesiz reddedilmiştir. Muharrem Taş'ın rahatsızlanmış, sonrasında yakınları 112 acil servisine ulaşıp yardım talebinde bulunmuş, talebi alan ekip vakayı nöbetçi doktora aktarmış ve sağlık ekiplerinin olay yerine intikalinin sağlanmaması nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Dolaysıyla görevli memurların görevini ihmal ettikleri dosyadaki belgelerden açıkça anlaşılmaktadır" diye konuştu.

'MEVZUATA UYGUN HAREKET EDİLMEDİĞİ İÇİN MUHARREM ÖLDÜ'

Acil sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin mevzuata göre, acil sağlık hizmetinin kesintisiz, etkin, etkili, ulaşılabilir, süratli, yürütülmesi gerektiğini belirten Timur, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunların yanında ilin coğrafi özelliklerine ve ihtiyacına göre yeterli sayıda kara ve hava ambulansları ile acil sağlık araçları ve hizmet araçlarının mümkün olan en kısa sürede olay yerine intikalinin sağlanması için gerekli önlemleri idare yerine getirir. Mevzuatın bu hükümlerine uygun hareket edilmediği için Muharrem bebek yaşamını yitirmiştir. Dolaysıyla ölüm olayının gerçekleşmesi sorumlu kamu görevlilerinin görevlerini ihmal etmesinden kaynaklandığı açıkça görülmektedir. Muharrem bebeğin cenazesi taşınırken kayda alınmış olması bu olayı görünür kılmış sağlık hakkı sağlanmadığı için bu şekilde birçok bebeğin yaşamını yitirdiği bilinmektedir. Bu sebeple bütün bebeklerin sağlık hakkının tam sağlanması, Muharrem bebeğin ölümünden sorumlu olanların yargılanması için hukuk mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki hafta bu karara karşı Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacağız." 

NE OLMUŞTU?

Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyü Çeli mezrasında, 1 Şubat 2014 gecesi hastalanan 2 yaşındaki Muharrem Taş, kardan kapanan köy yolunun açılması için ailesince yapılan yardım taleplerine karşılık verilmemesi üzerine yaşamını yitirmiş, babası bir çuvala yerleştirdiği oğlunun cansız bedenini kilometrelerce sırtında taşımıştı. Kamuoyunda büyük tepkilere yol açan olayla ilgili 4 kurum hakkında başlatılmak istenen soruşturmaya Van Valiliği tarafından izin verilmemişti. Ancak Van Barosu'nun Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı itirazın kabul edilmesi üzerine soruşturma izni verilmek zorunda kalınmıştı.
 
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, küçük Muharrem’in hayatını kaybetmesinde ihmali olduğu gerekçesiyle 112 Acil Komuta Merkezi, jandarma ve dönemin özel idare çalışanları hakkında, "taksirle ölüme neden olmak" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından yürüttüğü soruşturmasını tamamlayarak şüpheliler hakkında “kovuşturmanın yapılmasına yer olmadığına” hükmetmişti. (MA)

ÖNCEKİ HABER

Şehir hastanelerinden doktorlar da memnun değil

SONRAKİ HABER

İZBAN'da 'artı para' uygulamasına tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...