14 Şubat 2018 01:00

Eski haline gelmeden Suriye’ye dönmek istemiyoruz

Adana’da yaşayan geçici koruma altında olan ve ‘Geri gönderme’ söylemleriyle karşı karşıya olan Suriyeli mülteciler Evrensel’e konuştu.

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Mülteci olmaktan kaynaklanan haklarını Türkiye’de kullanamayan “geçici koruma” altındaki Suriyeliler onlar. İç savaşın ardından Türkiye’ye sığınan 3.5 milyon Suriyeli, Afrin operasyonu sonrası “geri gönderme” söylemleri ile karşılaştı. Adana “Küçük Halep”te konuştuğumuz mülteciler, Suriye eski haline dönmeden geri dönmek istemediklerini ifade ettiler; her şeye karşın geri gönderme kararı alınırsa, çatışma bölgeleri yerine Halep’e dönme isteğini ekleyerek.   

HALEPLİLER HALEP DÜŞÜ İLE YAŞIYOR AMA...

Adana’da bulunan mültecilerin büyük çoğunluğu Halep’ten gelmiş. Mirza Çelebi Sokak çevresinde yoğunlaşmalarından dolayı bu sokağa “Halep sokağı” ya da “Halep çarşısı” deniyor; o bölgeye de “küçük Halep”. Arapça ezgilerden geçilmeyen küçük Halep’te Suriyeli mültecilerle konuştuk; Son günlerde Hükümet sözcülerinin dilinden düşmeyen “geri gönderilme” isteyip istemediklerini sorduk. 

Her daim Halep özlemi ile yaşayan Suriyeli mülteciler, geçmişte nispeten daha rahat ve huzurlu yaşadıklarını söylüyor. Suriye’de siyasi bir çözüm olsa bile yeniden inşasının uzun süreceğini düşünen birçok kişi Türkiye’de kalmak istiyor. Aileler, küçük çocukları burada okula başladığı, burada iş buldukları ve kendilerine yeni bir gelecek kurmaya çalıştıkları için Suriye’ye dönüp her şeye sıfırdan başlamak istemiyor.  İlla dönmeye zorlanırlarsa yapacak bir şey olmadığını ifade eden mülteciler, bu durumda Afrin’e ya da başka bir yere değil geldikleri Halep’e dönmek istiyor. Siyasi konulara girmekten çekinen mülteciler, başka bir bölgeye gitmelerinin zaten çatışmaların yaşandığı Suriye’de daha büyük sorunlara neden olacağını düşünüyor.

‘BURADA KALIRIM ÇÜNKÜ ÇOCUKLARIM BURADA OKUYOR’ 

Kırk üç yaşındaki Mahmut bir balıkçıda oğlu ile çalışıyor. Mahmut ve oğluna işin durumuna göre haftada 200 ile 400 lira arasında ücret veriliyor. Mahmut, Türkiye’deki ilk yıllarında tablacılık yaparak para kazanmış, şimdi 2 çocuk okutuyor. Burada kendine bir düzen kurduğunu dile getiren Mahmut, “Bugün savaş bitse bile burada kalırım. Çocuklarım burada okuyor. Geleceğimizi kurmaya çalışıyoruz. Vatandaşlık verilirse kalırım. 5 yıl içinde vatandaşlık veriliyor. Öyle bir umudum var. Zorla gitmemizi isterlerse gideriz ama bize bırakırlarsa burada kalırım. Orada artık hayat çok pahalı, hiçbir şey bulunmuyor. Oraya dönersem düzenimi yeniden kurmam gerekecek” diyor. 

‘HALEP’TE ÖLÜRÜM DİYORDUM AMA ÇOCUKLARIM VAR’

65 yaşındaki Zekeriya ise Halep’in en eski tatlı ustalarından. Dört yıl önce geldiği Adana’da yine tatlıcılık yapıyor. Geri gönderme ile ilgili şunları söylüyor: “Ölürsem Halep’te ölürüm diye düşünüyordum. Ama çocuklarım var. Halep’te iken bir çocuğum uçak bombardımanında yaralandı. İki çalışanım öldü. Oğlum kanlar içinde eve geldi. Yani hem dükkan bombalandığı için hem de çocuklar için geldik. Savaş biterse dönerim. Burada vatandaşlık verirlerse burada kalırım.” 

Halep’ten başka bir yerde olmak istemediğini ifade eden Zekeriya Usta, yaşadığı durumu oturma odası yerine banyoda yaşamaya benzetiyor ve ekliyor; “Ben başka şehirde olduğumda nefes alamıyorum. Ya Halep ya da burada yaşarım, başka yerde değil...” 

‘ORADA BİR İŞİM YOK’

Bir diğer mülteci Velid 43 yaşında. Halep’te inşaat işçisiymiş. Türkiye’de bir süre işçilik yaptıktan sonra, müşterilere Suriye kahvesi verilen küçük bir mekan açmış. Dört aydır Adana’da yaşayan Velid şunları söylüyor: 

“Bir buçuk yıl kadar dayandık ama artık yiyecek ekmek bulamıyorduk. Her gün yemek yiyeceksin ama her gün çalışamıyorsun. Orada bir işim yok. Burada dükkan açmak için çalışma izni aldım. Vergimi vereceğim. O yüzden burada kalmak istiyorum.” 

‘DÖNMEK İSTEMEM, DÖNERSEM KÖYÜME DÖNERİM’

Görüştüğümüz bir diğer mülteci Salih, 23 yaşında. Suriye’de inşaat mühendisliği okurken savaş nedeniyle buraya gelmiş. İki yıldır geldiği Adana’da çerez dükkanı açmış. Suriye’de daha rahat olduğunu dile getiren Salih, “Burada da okumak isterdim ama hem belgelerimi getiremedim hem de zaten çalışmak zorundayım. Suriye’de evimize füze gelince orayı terk etmek zorunda kaldım. Babam ‘Sen gençsin git ben burada kalırım’ dedi. Ailem orada. Savaş bitse de dönsem diyorum ama bitmiyor. Dönersem ya Halep’e dönerim ya da burada kalırım” diyor. 

Otuz yaşındaki Esnaf Fadıl da 2 yıl önce El Bab’a yakın bir köyden gelmiş. Savaşın önceden de olduğunu ancak mecburen dayandıklarını ifade eden Fadıl, “Çok sıkıntı çektik, buraya gelene kadar çok şey kaybettim. Karton topladım, inşaatta çalıştım, yeniden dükkan açtım. Tekrar dönmek istemiyorum. Dönersem de köyüme dönerim” diyor. 

ÖNCEKİ HABER

Çimse-İş’e tepki artınca Nuh Çimento kışlaya döndü

SONRAKİ HABER

Süper Lig ve Türkiye Kupası'ndaki derbi tarihleri!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...