14 Şubat 2018 00:52

Çimse-İş’e tepki artınca Nuh Çimento kışlaya döndü

İşçilerin Çimse-İş'in imzaladığı sözleşmeye tepkileri arttıkça, Sözleşmeden memnun olan Nuh Çimento patronu baskıları artırdı, fabrika kışlaya döndü.

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Nuh Çimento fabrikasında baskılar gün geçtikçe artıyor. Nedeni ise işçilerin sendikaları Çimse-İş’in imzaladığı sözleşmeye olan tepkisi. Sözleşmeden memnun olan patron ise baskıları dindirmek için her yolu deniyor. İşçiler, günlük tıraş olmanın dayatıldığı fabrika için “Çimentonun içine neler neler katıyoruz, içine kıl düşse ne olur? Çikolata fabrikası değil ki! İşçinin tepkisini bastırmak için kışlaya çevirdiler” diyor.

Kocaeli’nin Hereke ilçesinde bulunan ve Türk-İş’e bağlı Çimse-İş’in örgütlü olduğu fabrikada 750 civarı işçi çalışıyor. Çimento grup sözleşmesi kapsamında olan fabrikanın işçilerine, varılan anlaşmayla yüzde 13.8 zam yapıldı. Bu orana tepki gösteren bir işçi, “10 yıldır aşağı yukarı enflasyon zammı dışında bir  şey alamıyoruz. Herhangi bir artış yok. Bu sene yüzde 13.8 zam aldılar. Bununla bir de övündüler” diye konuştu.

'TALEPLERİMİZ DİKKATE ALINMADI'

Geçmişte yüzde 200 zamların alındığı dönemlerin yaşandığını hatırlatan bir başka işçi, şöyle devam etti: “Ancak sendika taviz vere vere bu hale getirmiş. Öyle ki fabrikada yatıp kalkıyoruz neredeyse. Madem öyle fazla mesaileri yüzde 200 yapalım ya da bayram mesailerini yüzde 200 yapalım. Biz yazdık verdik sendikaya. Bunları talep ediyoruz dedik. Ancak bunların hiçbiri dikkate alınmadı.” Bir başka işçi ise ücretlerin her geçen gün nasıl eridiğini şu sözlerle anlattı: “Bundan 20 yıl önce belediyede çalışan bir işçi bizim yarı maaşımızı alırken şimdi tam tersi oldu. Bizim maaşımız eridi, gitti. Bir de bunu mutlaka yaz kime sorsanız herkesin kredi borcu var, herkes batmış vaziyette.”

Bu nedenle sendikaya tepkinin büyüdüğünü ve bunun Facebook’ta kapalı grupta da dile getirildiğini anlatan bir işçi, bunun ardından patronun baskılarının yoğunlaştığını söyledi: “Yorumlarda işverene hiçbir eleştiri yapılmamasına, sadece sendikanın eleştirilmesine rağmen insan kaynakları tek tek işçileri çekip ‘İşten atarız’ gibi uyarı ve tehditlerde bulunuyor” diye konuştu. 

'ŞİMDİ DE SAKALA TAKTILAR'

Patron temsilcilerinin sendikaya dönük tepkileri bastırmak için baskıları artırdığını ifade eden işçi şöyle devam etti: “Geçmişte de yaşadık. Belli dönemlerde gündemi değiştirmek için işçileri psikolojik baskı altına alırlar. Genel müdür gelip ‘Her şey güzel hoş gidiyor. Üretimde sıkıntı yok’ diyor. Şimdi durduk yere sakala taktı. ‘Herkesi günlük tıraşlı göreceğim. 3 kere aynı şekilde görürsem işten atarım’ diyerek tehdit etti. Bir yandan da ‘Sağı solu temizleyin’ diyor. Çimentonun içine neler neler katıyoruz, içine kıl düşse ne olur, bilmem ne düşse ne olur. Çikolata fabrikası değil ki. Gündem değiştirmek ve işçinin sendikaya olan tepkisini bastırmak için kışlaya çevirdiler fabrikayı. Bir de fazla mesailer için ‘Amiriniz kal dedi mi kalınacak. Kalmıyoruz diye bir şey yok. Ben öyle bir şey duymak istemiyor’ dedi. Yine işten atarım diye uyarıda bulundu.” 

TEMSİLCİ ‘MÜDÜRÜN HAKKI’ DEDİ

Genel müdürün bu baskılarını sendika temsilcisine anlattıklarını dile getiren bir başka işçi, “Yapabilir, öyle bir hakkı var” yanıtını aldıklarını aktardı. Bir başka işçi de sendikacılara tepkisini şöyle dile getirdi: “10 senedir seçim olmuyor, ne temsilci atayabiliyoruz, ne kendimiz temsilci seçebiliyoruz. Geçmişte imza da topladık bu temsilcinin değişmesi için. Ama bu temsilciyi değiştiremiyoruz. Bu sendikacılar 2 yıl önce T.C. güncellemesi yapıyoruz dediler. ‘T.C.niz eğer doğruysa yanına imza atın’ dediler. Meğer o delege seçimiymiş. O şekilde insanları kandırarak delege seçimi yaptılar. Biz kendi delegemizi seçemedik hiçbir şekilde. Artık bıktık ve bu durumun değişmesini istiyoruz.”

HAFTA TATİLİ YAPAMIYORUZ

Fabrikada yaşanan en büyük sorunlardan biri yılın belli dönemlerinde hafta tatili iznini kullanamamak. Tatil yapamadıkları dönemi bir işçi şöyle anlatıyor: “Ağır işlerde 2 gün hafta tatili olur normalde ama biz haftada bir bile düzenli kullanamıyoruz. Mesela yaz tatillerinde millet izine çıktığı için hafta tatili yapamıyorsun 4 ay boyunca. Ya da bir arkadaşımız iş kazası geçiriyor, 1 ay izin alıyor. Onun yerini tamamlamak için yine hafta tatili olmadan çalışıyorsun.” Değirmenlerin ve fırınların bakımının yılda üç kez yapıldığını anlatan işçi, “revizyon” dedikleri ve kimi zaman 2 ay süren bu dönemlerde günde 12 saat çalıştıklarını dile getirdi. Yılın en az yarısını böyle geçirdiklerini ifade eden işçi, sorunu sendikacılara ve genel müdüre aktardıklarını, ancak hiçbir şey yapılmadığını söyledi.

'YILDA 600 SAAT FAZLA MESAİYE KALIYORUZ'

Yasalara göre işçi rıza gösterse bile yılda 270 saatin üzerinde fazla mesai yapamaz. Ancak işçiler Nuh Çimento’da yaptıkları fazla mesainin yılda 500-600 saati bulduğunu söylüyor. Bir işçi, her senenin başında ‘Kendi isteğimle fazla mesaiye kaldım’ yazılı belgelere imza attırıldığını, atmayanların da işten atılmakla tehdit edildiğini söyledi.

'İŞİMİZ AŞIRI STRESLİ VE TOZLU'

Çimento tozun en yoğun olduğu sektörlerin başında geliyor. Toz nedeniyle sağlık sıkıntıları yaşadıklarını belirten işçi, kullanılan makineler nedeniyle duyma zorluğu da yaşadıklarını anlattı. 6 ayda bir kontrolden geçtiklerini ama bu kontrollerden bir şey çıkmadığını dile getiren işçi, iş kazalarına da dikkat çekti: “Bir dakika bile oturamadığın zamanlar oluyor. Üretim müdürü hesap vermek zorundayım diyor. Sayıyı tutturmak için illa ki ‘haydi, haydi’ hesabı oluyor. Biliyorsunuz iş kazalarının çoğu işlerin acele yapılmasından, ve bu baskıdan kaynaklanıyor.” 

Bir diğer işçinin anlattıkları bu sözleri doğruluyor. Son 1 yıldır çok fazla iş kazası yaşandığını, zaman zaman yanma vakalarının yaşandığını söyleyen işçi, revizyonlarda yaşanan iş kazalarında kemikleri kırılanların olduğunu aktardı. Ağır bir iş yapmalarına karşın, kağıt üzerinde ağır sanayi olarak geçmemesine tepki gösteren işçi, “Biz de yıpranma yani erken emeklilik yok. 20-25 yıldır bizim iş kolumuzun da ağır sanayiye alınacağı söyleniyor ama hiçbir gelişme yok” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Dünya Öykü Günü: Öykü insana ‘merhaba’ demektir

SONRAKİ HABER

Eski haline gelmeden Suriye’ye dönmek istemiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...