13 Şubat 2018 00:39

OHAL mültecileri de etkiledi, kolayca geri gönderiliyorlar

OHAL ile birlikte artan hak ihlallerinden Türkiye’de yaşayan mülteciler de nasibini alıyor. Yargılanmadan geri gönderme vakaları arttı.

Paylaş

Metehan UD
İzmir

OHAL ile birlikte mültecilere yönelik hak ihlalleri artarken Suriyeli mülteciler yaşadıkları baskıyı savaş öncesi Suriye’ye benzetti. Yolda, kimlik ve telefon kontrolü yapılan mülteci, eğer ‘şüpheli’ bulunursa gözaltına alınıyor, hakkında sınır dışı kararı verilerek geri gönderme merkezlerine yollanıyor. 

OHAL ile birlikte artan hak ihlallerinden Türkiye’de yaşayan mülteciler de nasibini alıyor. Mültecilerin yargı denetimine tabi tutulmadan zorla geri gönderilmesinin önünü açan OHAL düzenlemesinin uygulanmaya başlamasının ardından mültecilerin yaşadığı sorunlara bir yenisi eklendi.  

Artan hak ihlallerinin kendini gösterdiği şehirlerden biri de İzmir. İzmir’de başta otogar ve  mültecilerin yoğun olarak yaşadığı Basmane ve Kadifekale bölgelerinde bu durumu gözlemlemek mümkün. OHAL ile yetkileri arttırılan polisler mültecilere potansiyel suçlu olarak yaklaşıyor ve bir nevi GBT yapıyor. 
Durdurulan mültecinin ilk olarak geçici koruma kimlik kartına veya başvuru belgesine el konuyor, ardından fotoğrafı çekilerek emniyetteki birimlere gönderiliyor. Üstü aranan mültecinin telefonu da kontrol ediliyor. Telefon kontrolü sırasında mesajlar, fotoğraflar ve sosyal medya hesapları inceleniyor. ‘Sakıncalı’ mesaj, fotoğraf ve paylaşım tespit edilen veya ‘şüpheli’ bulunan mülteci gözaltına alınarak duruma göre terörle mücadele ya da güvenlik şubeye gönderiliyor. 

Gözaltında bir haftayı bulan ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından serbest bırakılan mülteci, bu sefer de Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından alıkonuluyor. Aynı gün haklarında ‘Kamu güvenliğini bozma’ gibi gerekçelerle sınır dışı kararı verilerek geri gönderme merkezlerine yerleştiriliyor. Ülkelerine geri gönderme yasağı bulunan geçici koruma altındaki Suriyeli mülteciler ile uluslararası koruma başvurusu kabul edilmiş mülteciler dışındakiler, itirazları beklenmeden ülkelerine ya da başka bir ülkeye gönderiliyor.

RIZAYA DAYALI GERİ DÖNÜŞ BASKISI

Suriyeliler ile uluslararası koruma başvurusu kabul edilmiş mülteciler ise geri gönderme merkezinde hapsediliyor. Bu mülteciler, uzun süre geri gönderme merkezinde tutulma ile korkutularak ‘Rızaya dayalı geri dönüş’ belgelerini imzalamaya zorlanıyor. İzmir’de yakın zamanda büyük bir grup bu belgeyi imzalamak zorunda kaldı. Rızaya dayalı olarak gidenlere ise 1 ile 5 yıl ülkeye giriş yasağı konuyor. Bu süreçte gelenler olur ise yine aynı süreç yeniden başlatılıyor. Bu uygulamadan dolayı mağdur olan ve parçalanan çok sayıda aile bulunuyor.

‘ADİL YARGILANMA HAKKI TANINMALI’

Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) Başkanı Av. Eda Bekçi , uygulamanın sonuçlarını Evrensel’e değerlendirdi. Geri gönderme kararı verilirken kişinin uluslararası koruma ihtiyacı olup olmadığı ya da mülteci olup olmadığı incelenmeden hareket edildiğini belirten Bekçi şunları söyledi: “Mülteci hukukunun en temel ilkelerinden biri olan geri göndermeme ilkesi ihlal edilmiş oluyor. Mültecilerin suça karıştığı iddiasıyla haklarında anında sınır dışı kararı verilmesi gerçekten geri dönülemez tehlikeler doğurabilir. Sınır dışı kararı verilirken titiz davranılmalı ancak peşin hükümle yaklaşılıyor. Kişi bir suç işlemiş olabilir, bunun için yargı süreci işletilmelidir ancak bu süreç işletilmeden çok ağır bir yaptırım uygulanıyor. Yargılanmaları halinde herhangi bir ceza verilmeyecek kişiler hakkında bile sınır dışı kararı verilebiliyor. Bu şekilde hak ihlaline uğrayan mültecilerin gerçek sayısına ulaşmak imkansız. Emniyet bu konuda bilgi vermekten kaçınıyor. Hakkında bu şekilde karar alınmış çok sayıda mülteciden başvuru alıyoruz.”

OHAL İLE GERİ GÖNDERME KOLAYLAŞTI

29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesinin sonucu uluslararası korumanın en önemli unsuru ve uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan “geri gönderme yasağı” askıya alındı. Bu KHK ile güvenlik makamlarına “kamu güvenliği”, “kamu düzeni”, “kamu sağlığı” ve “terör” gibi gerekçelerle, statü sahibi ve statü almayı bekleyen sığınmacı ve mültecilerin herhangi bir yargı denetimine tabii olmadan sınır dışı edilebilmesi için tam yetki verildi.

‘TELEFONLARA ERDOĞAN’IN FOTOĞRAFINI KOYUYORUZ’

Yaşadeklarını Evrensel’e anlatan mülteciler oluşan baskı ortamını savaş öncesi Suriye’ye benzettiklerini belirterek tedirginliklerini dile getiriyorlar. Mülteciler “Bir yere giderken polise denk gelmekten korkar hale geldik. Sürekli bir kontrol var. Uzun süredir böyle. Suçlu gibi gülümsemeden, dim dik durmamız istenerek fotoğraflarımız çekiliyor. Polisler rahatlıkla telefonlarımızı inceliyor, mesajlarımızı okuyorlar, fotoğraflarımıza bakıyorlar. Telefonda mesaj bulunmayınca ‘Sen neden mesajlarını siliyorsun’ diyerek soru soruyorlar. Artık telefonlarımızın ana ekranına Erdoğan’ın fotoğrafını koyuyoruz. Polis, Erdoğan’ın fotoğrafını görünce çok incelemeden geri veriyor. Böyle bir çözüm bulduk. Çok sayıda arkadaşımız şimdi geri gönderme merkezinde tutuluyor. Bilgi alamıyoruz” dediler. 

ÖNCEKİ HABER

Kırıkkale F Tipinde zincirleme hak gaspı

SONRAKİ HABER

ABD’den İsrail’in ilhak açıklamasına yalanlama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...