12 Şubat 2018 00:05

Kot kumlamanın alternatifi de mi ölüm üretiyor?

TTB bünyesinde yayımlanan Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, yeni sayısında 'Kot ağartmada yeni bir tehlike'ye dikkat çekti.

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

Türk Tabipleri Birliği bünyesinde yayımlanan Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi “Kot ağartmada yeni bir tehlike”ye dikkat çekti. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Yeşim Yasin konuyla ilgili bir makale kaleme aldı. Silikozise yol açtığı gerekçesiyle kot ağartmada kum kullanımının 2009 yılında yasaklandığı hatırlatılarak, “Elbette Türkiye’de yerleşik sermaye de boş durmuyor” diyen Yeşim Yasin, şöyle devam etti: “Elindeki en ucuz, en hızlı, en az yatırım ve vasıflı işgücü gerektirip en fazla katma değer yaratan teknikten oldu. Kayıp büyük. Bu durumda, ikinci en iyi bulunmalı. Olanlardan ve ölenlerden ders alındı mı? Elbette hayır.”

POTASYUM PERMANGANAT!

“Sermayenin yüzü asıldı. Bir ihtimal daha olmalı, bir çıkış bulunmalıydı. Aranan kimyasal bulundu. Bu kimyasal potasyum permanganattı” diyen Yasin, potasyum permanganatı ise şöyle açıkladı: “Bilinen bir kimyasalın, bilinmeyen tehlikeleri Potasyum Permanganat (PP) (KMnO4) aslında yeni karşılaştığımız bir kimyasal değil. Bazı ülkelerde ‘beyaz macun’ adıyla da anılıyor. Diğer pek çok sektörde olduğu gibi tekstilde de belli işlemler için uzun zamandır kullanılıyor. Kot ağartma işlemi için fırça ya da boya tabancaları vasıtasıyla genellikle şişirme robotu üzerine geçirilmiş denim ürünün üzerine sürülen/püskürtülen kimyasal, kurumaya bırakılıyor, nötralize ediliyor ve kuruma sonrası ürün yıkanıyor. Her ne kadar kumlamadaki kadar doğal bir sonuç vermese de benzer bir açma/yıpratma işlemini gerçekleştirebiliyor. Kullanımı kolay, kimyasal görece ucuz ve işlemi yapacak işçinin vasıflı olması gerekmiyor. Dolayısıyla yine sermayenin keyifle tercih edebileceği bir alternatif. Teknik, tekstilde kumlama daha yasal ve popülerken de ender olarak kullanılırdı. Ancak kumlamanın yasaklanması ile birlikte en çok tercih edilen ağartma yöntemi olarak hızla yaygınlık kazandı.”

ZARARI ÇOK

PP ile ağartılmış kot ürünlerin tüketici açısından kumlamada olduğu kadar “masum” olmadığı da bilinen bir durum olduğunu söyleyen Yasin, Potasyum Permanganat’ın tehlikelerini şöyle sıraladı: “Kumaş yıkandıktan sonra bile yüzeyinde kimyasal atık kalabiliyor ve bu durum son kullanıcının cildinde irritan etki yaratabiliyor, alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Yine de ciddi bir sağlık riskinden söz edilmiyor. Ancak işlemi yapan işçi açısından durum bu kadar net değil. Tekstilde kumlamanın mesleki akciğer hastalıkları açısından yarattığı trajik sorunlar ve kumlamaya ikame olarak PP kullanım sıklığının artması, işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili bilim insanlarının bu kimyasalı daha ciddi bir titizlikle mercek altına almasına neden oldu. Birkaç yıl öncesine kadar PP’yi püskürten işçinin ortaya çıkan kesif koku/dumandan korunmak için ağız ve burnunu örtecek; cilt reaksiyonlarını önlemek için ellerini ve gözlerini koruyacak kişisel koruyucu ekipman kullanmasının, mesleki astım, reaktif havayolu disfonksiyon sendromu (RADS), göz ve cilt reaksiyonlarını (kontakt dermatit, alerjik reaksiyonlar, akne, vs) önlemede yeterli olacağı düşünülürdü. Ancak bu yıl yayımlanan bir çalışmada PP ile doğrudan temasta ciltte irritasyon veya yanma, kızarıklık, acı ve kaşınma; gözde zarar veya kalıcı görme kaybı; solunumda nefes borusunda irritasyon; yutulması durumunda mide bulantısı, ishal ve diğer mide-barsak problemlerinin ortaya çıkabileceğine dikkat çekildi. Aynı çalışma ayrıca, 10 gr PP’nin kardiyo-vasküler kolaps gibi ağır kalp sorunlarına yol açabileceğinin ve 25 kg’lık bir PP varilinin güçlü bir bomba ile eşdeğer olduğunun altını çizdi. Bir başka çalışma ise PP ile çalışmanın sağlığa zararlı, güçlü ve kötü kokusu nedeniyle işçi açısından zaten çok zor olduğunu, en uygun yöntem olarak iyi bir havalandırması olan sızdırmaz kabinlerin düşünülmesi gerektiğini, bu yoksa solunum maskeleri ve “güvenli” mesafenin önemini belirtti.”

ÖLÜMLER KOLEKTİF ÇABAYLA ÖNLENEBİLİR

Söz konusu kimyasal nedeniyle meydana gelebilecek kalıcı hastalık ve ölümleri, geç olmadan kolektif bir çaba ile önlemenin mümkün olacağını ifade eden Şimşek, “Gücümüzü, sesimizi çoğaltarak arttırabilir, sesimizi bilimsel kanıt üreterek daha güçlü duyurabiliriz” dedi.

KUMLAMA’NIN ‘AVANTAJLARI’

Kot kumlama
Başlık

Kumlamanın bir marka için saymakla bitmeyecek avantajları var. Yeşim Yasin, bunlar şöyle sıralıyor: “Öncelikle başlangıç yatırımı yok denecek düzeydeydi; denizi bol bir ülkenin denizlerinden elde edilen kum, bir kum tankı, bir kompresör kompresörü tanka bağlayan bir hortum ve üretim kapasitesine göre işe alınacak birkaç vasıfsız işçi. Bir işçinin işi öğrenmesi günler, usta olması ayları bulan bir süreçti. Firma taşeron olarak sadece bu işi yapmıyorsa, üretimin yıkama ünitesine ek bir bina yetiyordu. Dolayısıyla ne zımpara, ne lazer, ne ozon, ne de benzeri başka yöntemler hem kolaylık, hem birim üretim hızı, hem de maliyet ve kâr avantajı açısından bu teknikle baş etme şansına sahip değildi. Kumlama ile aşındırılmış kotların tüketici için de avantajları çoktu. Bir kere ürünlerin tamamında oldukça doğal yollardan eskitilmiş bir hava vardı. “Vintage2” ruhu yansıyordu. Ayrıca tüketicinin sağlığı açısından da herhangi bir riski yoktu. Son işlemde tüm ürünler yıkandığı için zaten doğal olan kumdan herhangi bir kalıntı söz konusu olmuyordu. Hal böyle olunca da bu ürünler daha popüler oluyor, daha fazla ilgi ve talep görüyordu. Yatırım maliyeti bu kadar düşük, zaman ve birim üretim miktarı açısından bu kadar hızlı ve üstelik kâr marjı açısından bu kadar bonkör bir tekniğin yasaklanması, sermayeyi telaşla benzer alternatifler bulmaya yöneltti.”

ÖNCEKİ HABER

'Tarihe duyarlılık için ortak kent aklına ihtiyaç var'

SONRAKİ HABER

Samandağlı çiftçiler: Bu yıl dibe vurduk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...