09 Şubat 2018 11:07

Darbedilen gazeteciler:  Tanık olmamız gerekirken sanığız 

Özgür Gündem gazetesine yapılan polis baskınında darbedelirek gözaltına alınan gazeteciler ‘Tanık olmamız gerekirken sanığız’ dedi

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul 

KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesine 16 Ağustos 2016 tarihinde yapılan polis baskınında gözaltına alınan 22 gazeteciye “görevi yaptırmamak için direnme” ve “hakaret” suçlamaları ile açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşma 29 Haziran’a ertelendi. 

Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasının ardından gazete binasına baskın yapan polis 22 gazeteciyi darbederek gözaltına almıştı. Olaydan 1 buçuk yıl sonra gözaltına alınan 22 gazeteci ayrı ayrı 8 yıl 4 ay hapis istemiyle yargılanıyor. 

Çağlayan’daki İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, gazeteciler Davut Uçar, Gülfem Karataş, Fırat Yeşilçınar, Sevdiye Ergürbüz, Mesut Kaynar, Doğan Güzel, Önder Elaldı, Reyhan Hacıoğlu, Sinan Balık ve avukatları hazır bulundu. 

‘DARP VE HAKARET GÖZALTI ARACINDA DA SÜRDÜ’

Kimlik tespiti ile başlayan duruşma KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi editörü Davut Uçar’ın ifadesi ile devam etti. Polisin baskına geldiği gün gazetenin kapatıldığını yandaş basın aracılığıyla öğrendiklerini belirten Uçar, karar kendilerine henüz tebliğ edilmediği için tebliğ edilinceye kadar normal çalışmalarını devam ettirdiklerini anlattı. Binaya gelen polislerin zili çalmak yerine koçbaşıyla kapıya vurduklarını aktaran Uçar, “Polisin koçbaşıyla ikinci kez vurmasına fırsat vermeden arkadaşlar kapıyı açınca polisler katlarda konuşlandı ve arama başlatıldı” dedi.  

Arama sürdüğü sırada binaya sivil polis ekiplerinin girdiğini söyleyen Uçar, “Sonradan gelen sivil polis ekipleri çekim yapıldığını görünce müdahaleye başladı. Polislere sakin olmaları gerektiğini burasının gazete olduğunu söyledik. Zaten bunlar polis kameralarında da sabittir. Beni itekleyerek merdivenlerden düşe kalka indirdiler. Merdiven boyunca yanından geçirildiğim her polis tarafından darbedildim. Sonra da ters kelepçe ile gözaltı aracına götürüldük. Darp ve hakaret gözaltı aracında da sürdü” diyerek yaşananları özetledi. İddianamede hakaret içerdiği belirtilen sözleri söylemediğini vurgulayan Uçar, suçlamaları kabul etmediğini belirterek beraat talep etti. 

‘KOLLUK GİBİ DEĞİL SOKAKTAN TOPLANMIŞ GİBİYDİLER’

Uçar’ın avukatı Özcan Kılıç, yaşananların iddianamede yazdığı gibi olmadığını, arama sırasında kendisinin de gazetede bulunduğunu, polisin kendisini de darbetmesi sonucu binayı terk ettiğini anlattı. Kılıç, arama sırasında binaya gelen ve sivil polis olduğunu beyan eden şahısların kolluk gibi değil de sokaktan toplanmış bir ekip gibi göründüğünü söyledi. Kılıç, “Binada bulunan polislerin silahları ortadaydı ve mukavemet edecek halimiz yoktu. Arama başladığı sırada içeri giren sivil polis memuru, ‘size devletin gücünü göstereceğiz vatan hainleri’ şeklinde söylemlerde bulundu. Kadın arkadaşlara cinsiyetçi küfürler edildi. Ben de Kötü muamele ve darp ile binadan çıkarıldım. Gözaltında ziyarete gittim arkadaşlarımı hepsinde fiziksel olarak darp izleri vardı” diye konuştu. 

‘7 SAAT TERS KELEPÇE İLE BEKLETİLDİK’

KHK ile kapatılan İMC TV’nin muhabiri Gülfem Karataş da Özgür Gündem baskını sırasında binada bulunan isimler arasındaydı. Özgür Gündem’in kapatılma kararına ilişkin haber yapmak için gazeteye gittiğini anlatan Karataş, “Görev başındayken gözaltına alındım. Saat 15.00’da İnan Kızılkaya ile canlı yayın yaptım. Saat 15.30-16.00 sıralarında maskeli, silahları açıkça görünen özel tim  ekipleri içeri girdi ve arama yapılacağı söylendi. Saat 17.00’da canlı yayına bağlandık. Bu sırada polisler kamerayı kapatın dedi. Ben o sırada telefon bağlantısı yapıyordum. Ardından içeri giren sivil polis ekipleri kameraman arkadaşı gözaltına aldı” dedi. Karataş gözaltına alınıp merdivenlerden indirilirken sivil giyimli bir polis memurunun demir bir çubukla sırtına vurduğunu, “ne yapıyorsun” diye sorunca da kendisini tecavüzle tehdit ettiğini söyledi. Gözaltı aracında 7 saat boyunca ters kelepçe ile bekletildiklerini ve burada da darbedilmeye devam edildiklerini anlatan Karataş, suçlamaları kabul etmediğini beyan etti. 

‘TACİZ EDİLDİM’

Gazetede gönüllü olarak çalışan Reyhan Hacıoğlu da savunmasında, “Tanık olarak ifade vermem gerekirken sanık olarak yargılanıyorum. Polisler o gün sadece bir gazeteyi kapatmaya değil, saldırmaya gelmişti. ‘Devletin gücünü göreceksiniz’ gibi sözlerle binaya girildi. 100'den fazla polis vardı. Polis IMC TV kameramanına yumruk attı. Biz tepki gösterince müdahale başladı. Üç kadın polis beni arkaya doğru itip darbettiler. Otobüste cinsiyetçi ve ırkçı küfürler edildi. Erkek bir polis tarafından taciz edildim, fotoğrafımı çekti ve saçlarımla oynamaya başladı” dedi. 

Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, duruşmaya katılmayan gazeteciler için zorla getirme müzekkeresi çıkarılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca  olay anına ilişkin kamera kayıtlarının emniyetten istenmesine hükmederek davada şikayetçi sıfatıyla yer alan  3 polisin bir sonraki duruşmada hazır edilmesi için bağlı bulundukları şube müdürlüklerine yazı yazılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 29 Haziran’a ertelendi. 

KİMLER YARGILANIYOR

Terörle Mücadele (TEM) polisinin müşteki sıfatıyla yer aldığı davada yargılanan gazetecilerin tamamı şu şekilde: Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt. Öte yandan gözaltı sırasında darba ve hakarete maruz kalan gazetecilerin polisler hakkında bulunduğu suç duyurusu ise takipsizlikle sonuçlandı. 

ÖNCEKİ HABER

CHP’li vekil Ali Şeker’den Akkim işçilerine destek ziyareti

SONRAKİ HABER

‘OHAL'e Karşı Hukukçular’ kuruluşunu ilan etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...