Kılıçdaroğlu: Reis, halkın değil tefecilerin reisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

06 Şubat 2018 09:44
Son Güncellenme Tarihi: 06 Şubat 2018 11:03
Paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin ekonomi politikalarını eleştirerek "Reis halkın reisi değil, tefecilerin reisi. Milyarlarca dolar faizi kim ödüyor, bunlar... İşçiye gelince para yok, tefeciye gelince milyar dolarlar veriyorlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, Şahin Alpay ve Mehmet Altan'la ilgili aldıkları tahliye kararı uygulanmayan Anayasa Mahkemesi (AYM) üyelerine seslendi: AYM üyeleri niye orada duruyor. Halkın mahkemesiysen o kararı uygulatırsın ya da istifa edersin.

EĞİTİM POLİTİKASI: ÖĞRETMEN MEMNUN DEĞİL, AİLE MEMNUN DEĞİL, ÇOCUK MEMNUN DEĞİL

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

İflas eden bir eğitim politikası var. Her 100 aileden 80'i çocuğunun yurt dışında okumasını istiyor. İflas eden bir eğitim sistemi çocuğuma gelecek sağlayamaz, diyor. Kendi çocuklarını denek olarak kullanan bir ülke konumuna geldik. Eğitim politikası böyle devam ederse Türkiye bilgi çağını kaçırmış olur. Öğretmen memnun değil, aile memnun değil, çocuk memnun değil, bu sistemden kim memnun?

'HÜKÜMET YENİ İŞSİZLER ORDUSU YARATIYOR'

Ekonomi ciddi sorunlar yaşıyor. 2002'de Ecevit bozulan dengeleri rayına oturtmak için çok ciddi bedeller ödedi. O dönem siyasetten bağımsız kurumlar oluşturuldu. Vatandaşın beklentilerine uygun kurumlar oluşturuldu. Bugün bu kurumlar işlevlerini kaybetmiş durumda. Bugün insanlar işsizliklerini kendilerini yakarak anlatabiliyor. Hükümet bırakın işsizliğe çözüm bulmayı, yeni işsizler ordusu yaratıyor.

Burada acı olan, bir kişinin kendini yakması gazete ve televizyonlarda haber bile olmuyor. Korkuyorlar, 'Diktatörü kızdırır mıyız' diyorlar. Biri kendini işsizlik nedeniyle yakıyorsa bu her yerde haberdir. Biz bunu dile getirdiğimizde de bizi eleştiriyorlar. Onlar diktatörün söylediğini haber yapıyorlar. Bu medyayı da günü gelecek özgür bir medyaya dönüştüreceğiz. Bunun yanında düşük ücretle çalışan milyonlar var. Reis halkın reisi değil, tefecilerin reisi. Milyarlarca dolar faizi kim ödüyor, bunlar... İşçiye gelince para yok, tefeciye gelince milyar dolarlar veriyorlar.

Demokraside de ciddi kayıplarımız var. Yüzde 49,5 oy alan bir başbakanı kapının önüne koyuyorlar. Halkın seçtiği belediye başkanlarına istifa baskısı yapıyorlar. Barış bildirisi imzaladığı için akademisyenleri kapı önüne koydular, buna demokrasi diyorlar. Hukuku askıya aldılar, AYM kararları bile uygulanmıyor. Hangi AYM, hangi YSK? İflas eden bir hukuk sistemi var. Daha önce parti devletiydi, şimdi hanedan devletine dönüştü.

BARIŞ İSTEYEN TTB ÜYELERİNİN GÖZALTINA ALINMASI

Bugün TTB üyeleri serbest bırakıldı. Hazırladıkları bildiriyi geçen grup toplantısında okumuştum. 12 Eylül döneminde TTB'yle ilgili bir olay aktarayım: 12 Eylül'de 517 idam kararı verildi. TTB idama karşı bildiri yayımladı. Bu bildiriyi dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanına gönderdi. Hemen ardından savcı soruşturma açtı. Üyeler gözaltına alındı haklarında davalar açıldı. Doktorlar, biz harpte bir düşmanın ölmemesi için de görev yaparız dedi. 1985'te tümü beraat etti. Tarih TTB'yi haklı çıkardı. Onlar 'idam kalksın' dedi, Ecevit idamı kaldırdı. İdam olsaydı, Ergenekon, Balyoz davalarında pek çok kişi asılmıştı.

Toplum aşırı kutuplaşmış bir ortamda. Biz gittiğimiz yerlerde bir arada yaşamanın ne kadar değerli olduğunu anlatmalıyız. Türkiye son 15 yılda bu noktaya taşındı. Huzur isteyen bir Türkiye'den gerginliğin hakim olduğu bir Türkiye'ye taşındık.

Ben kurultayda zor bir sorumluluk üstlendim. Ben görevlerimi yaparken bütün CHP'lilerin yanımda olmasını istiyorum. Ayrışma şansımız yok. Bir diktaya karşı mücadele ediyoruz. Demokrasiyi savunmak kolay değildir. Diktatörlerle mücadele etmek kolay değil ama biz bunu yapacağız.

Genelde kısır tartışmalara girmem, Doğru da bulmam ama Erdoğan bir türlü dilini kontrol edemiyor. Bitlis'te konuşmuş, 'Ey Bay Kemal' diyor; Buyur Recep Bey. 'PYD/YPG terör örgütü müdür? Yiğistsen açıkla!' diyor. Vallahi de billahi de ben yiğidim. Anadolu'nun Köroğlusu, Efesiyim. 50 sefer söyledim, meydanlarda, televizyonlarda söyledim. Bunlar terör örgütüdür. Ben sana soracağım. Sen yiğit misin? Sen de yiğitsen karşıma çıkarsın Recep Bey, karşıma çıkarsın.

Benim tankım yok, tüfeğim yok, polisim yok, valim yok, ordum yok, kaymakamım yok, Allah'ım var Allah'ım. Çıkacaksın karşıma. Yalan, Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edene yakışmaz. Sen hala El Nusra terör örgütü müdür, değil midir, söyleyemiyorsun. 2014'te Mardin'de bir yerel mahkeme 'PYD terör örgütüdür' diyor. Ardından Yargıtay'a geliyor, burada da 'PYD/YPG/PKK terör örgütüdür' diyor. Yargıtay'ın bu kararından sonra bunlar PYD'nin başkanı Salih Müslim'i Ankara'ya davet ediyorlar. Ben de sana soruyorum Bay Recep, sen mahkeme kararına rağmen hangi vatansever duygularla Salih Müslim'i Ankara'ya davet ettin, ayağına halılar serdin? Yiğitsen açıkla. (HABER MERKEZİ)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Kemalbay: Ülkede emekçiler kendini yakıyor

SONRAKİ HABER

Bahçeli: Afrin yıkılmalı, TTB kapatılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...