İngiltere'de, OHAL altında Türkiye ve mücadele konferansı

Artı Eksi 7 Londra bu bölümde İngiltere'de ‘OHAL altında Türkiye ve kazanmak için mücadele’ adıyla düzenlenen konferanstan bölümler ekrana getiriyor.

29 Ocak 2018 18:26
Paylaş

Artı Eksi 7 Londra’da bu hafta,Türkiye Halkları ile Dayanışma Kampanyası SPOT’un ‘OHAL altında Türkiye ve kazanmak için mücadele’ adıyla düzenlediği konferans var. Muhafazakar hükümetin, Türkiye ile imzaladığı ticari anlaşmaları ve çıkarları nedeniyle sesiz kaldığı, hak ihlalleri ve baskılar SPOT konferansında bir araya gelen milletvekilleri, sendikacılar, gazeteciler, akademisyenler ve aktivistler tarafından dile getirildi. İngiltere ve Avrupa’nın göz yumduğu, OHAL kapsamındaki uygulamaların kaygı verici boyutlara ulaştığına vurgu yapan katılımcılar, uluslararası dayanışma kapsamında yaşananları İngiltere parlamentosunun ve basının gündemine taşıma sözü verdiler.

Türkiye’den ve İngiltere’den milletvekilleri, sendikacılar, gazeteciler, akademisyenler ve aktivistler, Türkiye Halkları ile Dayanışma Kampanyası SPOT tarafından ‘OHAL altında Türkiye ve kazanmak için mücadele’ adı ile düzenlenen konferansta bir araya geldiler. Ulusal Öğretmenler Sendikası’nın ev sahipliğinde 20 Ocak Cumartesi günü düzenlenen konferansa, İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn de bir mesaj gönderdi. Türkiye’de insan hakları ve sendikal hakların durumunun kaygı verici boyutlarda olduğuna mesajında yer veren Corbyn, İnsan hakları ve sendikal özgürlüklere sahip çıkmanın uluslararası politikada bir gereklilik olduğunu her zaman hatırlatmaya devam edeceğini beyan etti.

Kitlesel bir katılımla gün boyu devam eden konferansta iki oturum ve eş zamanlı 6 ayrı atölye çalışması düzenlendi. Konferansın gerçekleştiği güne denk gelen Afrin’e yönelik saldırı, oturumlarda ve birçok atölye çalışmasında tepkiyle karşılandı.  ‘Orta Doğu’da Türkiye için sonrası ve Kürt sorunu’ başlıklı bir atölye çalışmasına katılan yazar Aydın Çubukçu her savaş hamlesinin içeride gericiliği güçlendiren bir rol oynadığına dikkat çeken konuşmasında önemli değerlendirmeler yaptı.  

‘Politik temsiliyet ve parlamentonun rolü’ başlıklı atölye çalışmasının katılımcılarından İşçi Partisi Milletvekili David Lammy, Avrupa’nın 1930’lı yıllardan ders çıkartmadığına vurgu yaptığı konuşmasında, Türkiye’de yaşanan gelişmeleri, 1920’li yılların sonlarında Almanya’da yaşanan gelişmelerle kıyasladı. ‘İşçiler ve sendikalara yönelik saldırılar’ başlıklı atölye çalışmasının yanı sıra kapanış oturumunda konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise geç kalmamak için mevcut siyasal iktidara karşı demokrasi mücadelesi verenlerle yan yana omuz omuza mücadele etmenin zorunluluğuna dikkat çekti.

Konferansın açılış oturumu ile ‘gazetecilik ve medyanın rolü’ başlıklı atölye çalışmasına katılan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, siyasal iktidarın kendisine muhalif bütün güçleri bertaraf etmeye çalışmasına karşılık umutlarını yitirmediklerini ve süreci değiştireceklerine inandığını ifade etti. Aynı oturumda konuşan gazeteci Mehveş Evin ise OHAL sürecinde çıkartılan 30 KHK’den sadece beşinin meclisin onayına sunulduğuna dikkat çektiği konuşmasında her alanda yaşanan hak ihlallerini de dile getirdi. Evin İngiliz ve Türk hükümetlerinin işbirliğine karşılık, olup bitenin objektif olarak yansıtılması ve dayanışmanın güçlendirilmesi çağrısı da yaptı. DİSK Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan ise işinden, aşından ekmeğinden edilen 100 binden fazla kamu emekçisi olduğunu dile getirdi. Patronların ve sermayenin Olağanüstü Hal’in imkanlarını kullanarak işçiler üzerinde çok ciddi baskılar kurduğunu ifade eden Aslan mücadelede uluslararası dayanışmanın öneminde de vurgu yaptı.

‘Politik temsiliyet ve parlamentonun rolü’ başlıklı atölye çalışması ve konferansın kapanış oturumuna katılan CHP Milletvekili Mehmet Tüm, OHAL ile devreden çıkartılan parlamentonun tamamen KHK’ler ile tek bir adam tarafından idare edildiğini ifade ettiği konuşmasında OHAL’in kaldırılması ve KHK’lerin iptal edilmesini dile getirdi.

Konferansın katılımcılarından HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, Türkiye’de mevcut durumun, saldırılarının hedefinde olan Afrin etrafında şekillendiğine vurgu yaptı. Saldırı koalisyonunun Afrin’de kazandığı takdirde başkanlık seçimleri için bir ivme yakalayacaklarını ve OHAL koşullarının kalıcı hale geleceği uyarısında bulundu.  Konferansın ‘Orta Doğu’da Türkiye için sonrası ve Kürt sorunu’ başlıklı toplantısına da katılan Özsoy, sadece HDP için değil, Türkiye, bölge ve dünya için umut olan Kobani zaferi gibi Afrin’de de elde edilecek bir zaferin herkes için yeni bir umut, Erdoğan için ise bir felaket olabileceğine işaret etti.

Yazar Mustafa Yalçıner ise ‘Politik temsiliyet ve parlamentonun rolü’ başlıklı atölye çalışmasında yaptığı konuşmada Afrin’e yönelik saldırı kararının parlamentodan çıkartılmadığına dikkat çekti. Saldırı kararının Erdoğan ve ekibi tarafından alındığını dile getiren Yalçıner, yargıya varana kadar artık tüm kararların Erdoğan tarafından alındığını ifade ederek faşizmin inşa edilmesi yolunda ilerlendiğini söyledi.

Konferansın ‘İşçilere ve sendikalara yönelik saldırılar’ başlıklı oturumunda da konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamlarının AKP      iktidarı döneminde yaşandığına dikkat çektiği konuşmasında, AKP’nin darbeye karşı mücadelede FETÖ’yi bir araç olarak kullanarak; eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış, kardeşlik, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi veren kurum ve kuruluşları hedef aldığını ifade etti.   

Aynı toplantıda konuşan UNITE Sendikası’ndan Simon Dubbins, Britanya sendikal hareketin, Güney Afrika ve Filistin hakları ile dayanışma örneklerinde olduğu gibi onur duyacakları bir geçmişleri olduğunu hatırlatarak günümüzün kilit sorunlarından birinin Türkiye ve etrafında cereyan ettiğini vurguladı. Başta Sendikalar Konfederasyonu TUC olmak üzere sendikaların dayanışma içinde olacaklarını ifade etmesinin önemli olduğunu belirten Dubbins bu adımların geliştirilmesinin mecburiyetini de dile getirdi.

Konferansların sadece konuşmalardan ibaret kalmaması gerekliliğine vurgu yapan Fırıncılar ve Birleşik Gıda İşçileri Sendikası Genel Sekreteri İan Hudson, dayanışmanın gösterilmediği taktirde neler yaşanabileceğinin yakın geçmişte Avrupa’da görüldüğünü hatırlatarak Türkiye sendikal hareketin dayanışmayı hak ettiğini ifade etti. Hudson Konferansın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada ise İngiliz Hükümeti’ni Türkiye’ye silah satışından dolayı kınadı.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kapanış oturumunda Mazlumlar ve mağdurların diktatör diz çökünceye kadar birlikte mücadele etmesinin gerekliliğine vurgu yapan bir konuşma gerçekleştirdi.

Konferans kapsamında gerçekleştirilen diğer atölye çalışmalarında akademisyenlerin, kadınların, çocukların, LGBTİ bireylerin, gazetecilerin, yazarların yüz yüze kaldığı baskılar, hak ihlalleri ve hukuksuzluklar dile getirildi.

Afrin’e yönelik saldırıya karşı konferansta başlayan tepkiler, konferans sonrasında da devam etti. SPOT’un sendikalara yaptığı çağrının ardından birçok sendika İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na birer resmi mektup göndererek, “Afrin halkının korunması için acil bir tavır alınmasını, Kamuoyuna operasyonun kınandığının açıklanmasını ve Türkiye’ye silah satışlarına son verilmesini talep ettiler.

Afrin operasyonuna ilişikin İngiltere’den gelen tepkilere ilişkin sorularımızı SPOT yürütme kurulu üyesi Çağdaş Canbolat cevaplandırdı.

Arif Bektaş: Geçtiğimiz hafta sonu bir konferans düzenlediniz. Konferansınızla aynı gün Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin’e bir harekat düzenledi ve sonrasında İngiltere’de bazı tepkiler ortaya çıktı. Özellikle sizin girişiminizle Savaş Karşıtı Koalisyonu ve bazı sendikalar tepki gösterdi. Nasıl tepkiler aldınız ve bundan sonrası için plan nedir?

Çağdaş Canbolat: Sizin de söylediğiniz gibi Cumartesi günü Türkiye Halkları ile Dayanışma Kampanya grubunun bir konferansı vardı. Konferans devam ederken Türkiye Afrin’e yönelik bir operasyon gerçekleştirdi. Konferans süreci içerisinde insanlar bu operasyona tepkisini gösterdi. İmza kampanyası başlatılması gerektiği düşünüldü ve o gün akşamı İngiltere Savaş Karşıtı Koalisyonu ile ortak bir açıklama düzenledi. Türkiye Halkları ile Dayanışma Kampanyası ve Savaş Karşıtı Koalisyonu’nun tarihinde ilk bir ortak basın açıklaması düzenledi ve gerçekleşen operasyonu kınadı. Bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. Ama sırf sadece burada kalmadı. Kamu alanında ki UNISON sendikası da bir açıklama yaptı. O da aynı şekilde yaşananları kınadı. Bir an önce bu operasyonun durdurulmasını söyledi. Bunun yanı sıra da İngiltere’de ki Öğretmenler Sendikası da benzer açıklamalar yaptı. İkisinin de vurguladığı temel şeylerden biri de Türkiye’ye yönelik silah satışları durdurulması gerekiyor ve bir an önce diyaloğun başlatılması gerektiğini söylediler.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Tarımın yükünü kadınlar çekiyor

SONRAKİ HABER

AKP’li meclis üyesi uyuşturucu ticaretinden tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...