Clinton’la görüşenler Meclise de gelmeli

İlyas Coşkun - Tuba Güngör

Başbakan Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli daha önce yaptıkları açıklamalarla Genel Kurula gelmeyeceklerini belirtti. Parti liderlerinin bu kararına milletvekillerinin nasıl yanıt vereceği ise Salı günü netleşecek.
Toplantı öncesi görüştüğümüz BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken ve CHP Genel Başkan Yardımcısı  Sezgin Tanrıkulu, CHP ve BDP’nin yarın hangi konu başlıklarıyla Genel Kurulda olacağını açıkladı. Baluken ve Tanrıkulu, AKP’li ve MHP’li vekillere de bir çağrıda bulundu: “Vicdanlarınızla hareket edin.”

‘GÜVENLİK KONSEPTİ İFLAS ETTİ’

“Tüm demokratik taleplere güvenlik politikalarıyla yanıt veren, sorunu yargı ve askere havale eden bir hükümetle karşı karşıyayız” diyen Baluken, barış ve diyalog çağrısında bulunmak için Genel Kurulda olacaklarını söyledi. “Son dönemde yaşanan çatışmalı süreçle ilgili güvenlik konsepti tamamen iflas etmiş durumdadır. Şemdinli ve Çukurca’da yaşanan çatışmalı ortam da iflasın göstergesidir” diyen Baluken sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem Batı Kürdistan’daki gelişmeleri hem de çatışmalı ortamı değerlendirmek için Meclisin olağanüstü toplanmasını önemsiyoruz.”

BARIŞ VE DİYALOG ÇAĞRISI

BDP olarak Meclisin olağanüstü toplanmasını daha önce de talep ettiklerini belirten Baluken, “Salı günü Mecliste olacaklarını ifade etti. Baluken, “Orada da Kürt sorununun çözümünde güvenlik konseptinin terk edilerek, barış ve diyalogu esas alan bir noktaya gelinmesi çağrısında bulunacağız” dedi.

‘ABD’Yİ DEĞİL İÇ DİNAMİKLERİ DİKKATE ALIN’

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la Suriye’deki gelişmeleri değerlendirmekten geri durmayan ancak Parlamentoya gelmeyen Hükümetin bu tavrını sorduğumuzda Baluken, “İç dinamikler dikkate alınmıyor. Sorunun temel sebebi bu” yanıtını verdi.
Baluken şunları söyledi: “Hükümet Kürt sorununun çözümünde bir yol haritası açıklamalı. Halkın taleplerine şiddetle yanıt vermekten vazgeçmeli. Sorunun çözümü için dış değil, iç dinamikleri dikkate almalı. Görüşmelerden de anlaşıldığı gibi dış politikada inisiyatif Hükümette değil. Clinton’la görüşen Başbakan, Meclise de gelmelidir” dedi.

‘GENÇLER ÖLÜYOR’

AKP’li ve MHP’li vekillere seslenen Baluken, “Vicdan muhasebesi yapmalarını istiyorum. Bu kadar kan akarken, gençler yaşamını yitirirken bu soruna çözüm üretmek için Meclise gelmeliler” dedi.

‘TATİLDE OLMASI KABUL EDİLEMEZ’

“Türkiye’de Kürt meselesi ve çatışmaların geldiği boyut karşısında Meclisin tatilde olması kabul edilemez” diyen Tanrıkulu, “Meclis çatısı altında Kürt meselesi her yönüyle değerlendirilmeli, çözüm üretilmeli. Suriye’deki gelişmelerle ilgili olarak da Hükümet elindeki bilgileri Meclisle paylaşmalı” değerlendirmesinde bulundu.

‘DIŞ POLİTİKA TÜRKİYE’DE ŞEKİLLENMİYOR’

Clinton’un Türkiye ziyaretinde Suriye’yi Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile görüşmesini diğer yandan aynı konu başlıklarını görüşmek üzere Hükümetin Meclise gelmekten geri durmasını sorduğumuz Tanrıkulu, “Türkiye dış politikası, Türkiye’de şekillenmiyor” dedi. Hem dış hem iç sorunlara dair politikaların parlamento dışında şekillendirildiğini belirten Tanrıkulu, “CHP olarak buna karşıyız” dedi.

‘MECLİSE GELMEK GÖREVDİR’

AKP’li ve MHP’li vekillere de seslenen Tanrıkulu, “Vicdanlarıyla hareket etsinler. Kürt meselesinde şiddete teslim olacak politikalara dur demeliyiz. Parlamentoya gelmek görevdir” dedi.

184 SAYISINA ULAŞMAK GEREKİYOR

CHP ve BDP, tüm milletvekilleriyle Genel Kurulda olacak. Ayrıca bağımsız vekillerin de Meclise geleceği belirtiliyor. Toplantının başlayabilmesi için 184 vekilin Genel Kurulda olması gerekiyor. Bu sayı sağlanamazsa toplantı düşüyor.
Toplam 549 milletvekilinin bulunduğu TBMM’de sandalye dağılımı şöyle: AKP (326), CHP (135), MHP (51), BDP (29), KADEP (1), Bağımsız Milletvekili (7). (İstanbul/EVRENSEL)

---

ERDOĞAN: MECLİS ÇAĞRISI BASİRETSİZLİKTİR
Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP’nin Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmasını “basiretsizlik” olarak nitelendirdi. CHP’yi “PKK’nin ekmeğine yağ sürmekle” suçlayan Erdoğan şunları söyledi: “Suriye’de yaşanan olaylarla Türkiye’de yaşanan olaylar arasında bağlantı görüyorum. Suriye’de ağır bir zulüm hüküm sürerken Türkiye’de terör eylemleri yükseldi. Provokasyonlarla şehirlerimizde gerilim havası oluşturulmak isteniyor. Huzura ve istikrara yönelik kampanya yöneltiliyor. Biz Suriye’deki olaylara mezhep penceresinden bakmadık. Biz Suriye’ye mezhep penceresinden baksaydık, Suriye ilişkileri ile bu olaylara kadar iyi ilişkilerimiz olmazdı. Biz Suriye’deki olaylara insaniyet penceresinden bakıyoruz.”

‘O MEDYA PATRONLARINA YAZIKLAR OLSUN!’

Köşe yazılarında hükümeti eleştiren gazeteciler içinse Erdoğan yine çok ‘sert’ konuştu, adeta gazetecilerin işten atılması çağrısı yaptı. Başbakan Erdoğan konuşmasında şunları söyledi: “Birileri çıkmış köşesinde yazıyor. ‘Dışişleri Bakanının Myanmar’da ne işi var?​’ diyorlar. Bu adamları köşe yazarları olarak nasıl tutuyorsunuz. Buradan o patronlara ‘yazıklar olsun’ diyorum. Bu tür hedefi olmayan insanlardan eline kalem vermişsin köşe teslim etmişsin ne olur. Bunlar bu milletin derdi ile dertlenen kalemler değil.”

---

‘KÜRT BAHARI İHTİMALİ TEDİRGİN ETTİ’

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr İrfan Açıkgöz de, ABD ile Türkiye görüşmelerini gazetemize değerlendirdi. ABD’nin Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına göre yeniden biçimlendirmek istediğini, şimdi ise Türkiye’yi bunun için kullandığını belirten Açıkgöz, bölgede öne çıkan Kürt hareketine işaret etti.
Arap baharından sonra Kürt baharının çıkma ihtimali karşısında ABD ve Türkiye’nin tedirgin olduğunu belirten Açıkgöz, meselenin başka bir boyutuna dikkat çekti. Açıkgöz şunları kaydetti: “Ben daha öncede böyle bir benzetme yapmıştım. Dere yatağına bir ev yaptığınız zaman bir gün elbet su gelir ve o evi götürür. Daha önceden emperyalizm tarafından çizilen suni sınırlar da şimdi darmadağın oluyor.”

---

‘HÜKÜMET SAVAŞTA TARAF OLDUĞUNU GÖSTERDİ’

Clinton’un Türkiye’ye gelişini değerlendiren Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Gül, Clinton-Davutoğlu görüşmesi sonrası basına yansıyan açıklamalarla ilgili olarak “AKP Hükümeti’nin de, Ortadoğu’yu yeniden yapılandırılmaya ve bunun için gerekirse kan dökmeye, iç savaşa ve savaşa hayır diyemediğini ve hatta taraftar olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Gül şunları söyledi: “Bu ziyaret, AKP Hükümeti’nin Ortadoğu’da daha etkin bir liderlik rolü üstlenme çabaları açısından önemli. “Yurtta barış, dünya’da barış” ya da AKP’nin kendi “komşularla sıfır sorun” politikaları, stratejik gerekçelerle şu an için masada değil. Ama unutmamak gerekir ki, esas olan ya da olması gereken, bir takım ülkelerin ekonomik çıkarları ve enerji savaşları değil, insan yaşamının kutsallığı ve her nerede olursa olsun, etnik-dini-sınıfsal yapısı ne olursa olsun tüm halkların isteyeceği ve kendilerinin bizzat kuracakları daha özgür ve insanca yaşam ortamı oluşturulmasına katkı sağlamaktır.
Türkiye’nin bu konularda, bölgeye, bölge ülkelerine ve halklarına karşı daha akılcı, yansız ve duyarlı bir politika izlemesi gerekmektedir. ABD ve Batı ülkelerinin beklentilerine yanıt vermek öncelik olmamalıdır.”
Türkiye’nin mevcut politikalarda ısrar etmesi durumunda “saygınlığını ve etkinliğini” yitireceğini belirten Gül, “Bu dönemde, Türkiye’nin de başka ülkelerdeki sorunlardan önce, kendi Kürt sorunu ile daha hızlı ve etkin bir şekilde baş etmesi gerekmektedir. Irak’ın kuzeyi ya da Suriye’nin kuzeyi ile Türkiye’nin Güneydoğusu eş tutulmamalı ve karıştırılmamalıdır.  
Öncelik, Ortadoğu’da yeni maceralara girişmek olmamalıdır. Aksine, Türkiye’de Kürt sorununa, daha katılımcı yöntemlerle ve daha fazla demokrasi, insan hakları ve özgürlük anlayışı ile çözüm aramak, daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasa hazırlamak öncelikler olmalıdır.”