16 Ocak 2018 12:01
Son Güncellenme Tarihi: 16 Ocak 2018 14:18

Kanal İstanbul Projesi’nden pis kokular geliyor

Erdoğan’ın ‘çılgın projesi’ Kanal İstanbul’un yapımına başlanmadan kanalın gemi trafik hizmetleri sisteminin özel şirkete devredilmesi karara bağlandı

Paylaş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'Çılgın Proje' diye adlandırdığı Kanal İstanbul' hayata geçilmeden kanalın gemi trafik hizmetleri sisteminin özelleştirilmesinin yolu açıldı. Resmi Gazetede yayınlanan genelgeye göre, Bakanlık gemi trafik hizmetleri sistemlerinin kurulmasını ve işletilmesini özel sektöre devredelebilecek.

DAHA KAZMA VURULMADAN ÖZELLEŞTİRME DÜZENLEMESİ YAPILDI

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan dün Karadeniz ile Marmara Denizi’ni birbirine bağlayacak olan Kanal İstanbul Projesi’nin güzergahını açıkladı. Bakanlık kısa süre önce de “Gemi Trafik Hizmetleri Sistemlerinin Kurulmasına ve İşletilmesine İlişkin Yönetmelik”te önemli bir değişikliğe gitti. Resmi Gazete’de yayınlanan düzenlemeye göre, söz konusu merkezler istenirse özel sektöre de devredilebilecek.

GEÇİŞ BEDELİNDEN 20 MİLYARLIK RANT

DHA’ya konuşan Deniz Ticaret Hukuku Uzmanı Avukat Mahmut Yılmaz, “İster bir devlet otoritesinin olsun, ister özel bir şirket olsun gemi geçişlerinden elde edilen gelirin tamamen devlete yansıtılması gerekiyor” dedi. Yılmaz, Kanal İstanbul Projesi’ne dikkat çekerek, “Montrö uyarınca gemilerin İstanbul Boğazı geçişinde herhangi bir ücret talep etme hakkımız yok. Açık bir hukuka aykırılık yoksa geçişlerine izin vermeme gibi bir durum da yoktur. Fakat aynı sözleşmede gemi geçişleri için başka bir güzergahın belirlenmesi durumunda boğazlardan geçen gemilerin engellenebileceği ve diğer güzergahı kullanan gemilerden ücret alınabileceği açık bir şekilde yazmaktadır. Başka bir alternatifin belirlenmesi durumunda İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilerin geçişi durdurulacak ve yeni açılan kanalla gemilerden ücret tahsis edilmeye başlanacak. Buradan büyük bir gelir elde edilecek. Yaklaşık bu gelirin 20 milyar lirayı bulması bekleniyor. Gemilerden alınan geçiş bedellerinin devletin kasasına girmesi amaçlanmalıdır” diye konuştu. 

KANAL İSTANBUL GÜZERGAHI DA ‘PARSEL PARSEL’ SATILDI MI?

‘Kanal İstanbul Projesi’nin güzergahının açıklanmasının ardından CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, proje ile ilgili iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Tanrıkulu, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, “Kanal İstanbul Projesi için 325 bin dönüm alan üzerine kurulacak iki şehir ile havaalanı aksında çalışmalar olduğu bilinmektedir. Bu güzergahın ve güzergahta yapılacak yeni yerleşim yerlerinin kamulaştırılması ve sonrasında bu arazilerin bazı iş adamları tarafından ve ‘FETÖ’ bağlantılı kişilerce parça parça satın alındığı yönünde iddialar mevcuttur” ifadelerine yer verdi. “İddialar doğru ise, bu kişiler kimlerdir?” diye soran Tanrıkulu, kamulaştırma işlemlerinin hangi belediyelerde yapıldığını, kamulaştırmaların bölge belediyelerinin planlarına işlenip işlenmediğini ve Kanal İstanbul güzergahında bulunan köylerdeki arsaların metrekare fiyatlarını Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. 

‘PROJENİN MALİYETİ 65 MİLYAR’

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci de, Kanal İstanbul Projesi’ni Meclis gündemine taşıdı. Kanal İstanbul Projesi hakkında araştırma önergesi veren Yedekci, “Bu proje hakkında Meclis araştırması yapılmalı ve bu felaket senaryo engellenmelidir” dedi. Önceki açıklamalarda 13 milyar dolar olarak açıklanan Kanal İstanbul Projesi’nin bütçesinin 65 milyar dolar olarak hesaplandığına dikkat çeken Yedekci, “İstanbul nüfus yoğunluğu, trafiği, altyapı yetersizliği, gürültü ve hava kirliliği sebepleriyle giderek yaşanmaz bir kent haline dönüşmektedir. 65 milyar dolar bütçe kullanılarak Anadolu’daki farklı şehirler cazibe merkezi haline getirilmelidir. Güneydoğuda, Doğuda, Trakya’da, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yatırıma ihtiyaç vardır” dedi. Bakan Aslan, proje maliyetinin 22 Milyar Euroluk 3. hava limanından daha büyük bir proje olacağını söyledi ancak Kanal İstanbulş’un maliyeti ile ilgili bir açıklama henüz yapılmış değil.

‘BÜTÜN İSTANBUL ÇÜRÜK YUMURTA GİBİ KOKACAK’

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF–Türkiye) ise yazılı bir açıklama yaparak projenin neden olabileceği tehdide dikkat çekti. Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul doğasının karşı karşıya bulunduğu en büyük mühendislik operasyonu olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Boyutları itibariyle İstanbul Boğazı’nda olduğu gibi kanal içerisinde iki yönlü bir akıntı sistemi geliştirilemeyecek ve Karadeniz’in kirli suları Marmara’ya dolacaktır. Marmara Denizi’nde bol besinli üst tabaka can çekişen alt tabakaya baskı yapacak ve oksijen hızla azalacaktır. Oksijen bitince, Kanal kapatılsa bile bir daha geri dönüş olmayacak ve oksijensizlik kimyasal dengeleri alt üst ederek, alt tabakadaki hidrojen sülfür yoğunluğunu hızla arttıracak ve sonuç olarak İstanbul lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokusuna maruz kalacaktır. Zamanla Karadeniz’in de ekolojik yapısı bozulacaktır. Tuna Nehri’nin Karadeniz’i kirlettiğinden şikayetçi olan Türkiye kendi eliyle yaptığı ikinci bir boğaz ile bu kirliliği kendi evinin içerisine, yani Marmara’ya taşımış olacaktır. Bu durum Marmara’nın ölü bir denize dönüşmesi ile sonuçlanabilecektir.”

‘BAKANLIK KENDİSİ İSTERSE BUNU YAPAR, İSTERSE BAŞKA BİR GEMİ TRAFİK HİZMETİ OTORİTESİNE BUNU VERİR’

İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Ticaret Hukuku Öğretim üyesi Yrd. Doç. Turkay Özdemir, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü varken işletmenin başka bir kuruma verilmememesi gerektiğini ifade etti.

Özdemir, " Mevcut zaten bu hizmeti yürüten bir otorite var. Bu da Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü. Gerek boğazlar gerekse tüm Türk karasuları bakımında yetkili Kamu İktisadi Kuruluşu olan bir kurum. Bu kurum hazır elde varken başka bir kurum ihtiyacı yok. Devletin, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne bunu yaptırabilir. Bir de Arama Kurtarma Dairesi Başkanlığı var. Burayla da zaten koordinasyon halinde çalışıyor. Gelir elde edebilecek bir mekanizma var elimizde. Başka bir otoriteden kasıt özel sektör olabilir mi? Buna bir engel yok gibi duruyor. Ama yönetmelik yapıcının iradesinin mevcut durumda bu olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.

 

 

 

ÖNCEKİ HABER

Is Erdoğan trying to increase tension with the threat of a military operation?

SONRAKİ HABER

Münevver Karabulut cinayetinde kayıp para cezası belli oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...