14 Ocak 2018 22:44

Hükümlü taşeron işçiler: Çalışmak istiyoruz

Daha önceden işledikleri suçlar nedeniyle hüküm giyen taşeron işçiler, taşeron düzenlemesiyle yeniden işsizlik tehdidiyle yüz yüze kaldı.

Paylaş

Metehan UD
İzmir

Geçmişte işledikleri suçlardan dolayı hüküm giyen taşeron belediye işçileri işten çıkarılma tehdidiyle ile karşı karşıya. İşçiler “Bizi geçmişimizle bir kez daha yargılamasınlar. Cezamızı çektik. İşten çıkararak suç işlemeye itmesinler. Çalışmak istiyoruz” dedi.

Hükümetin kadro düzenlemesinin ardından belediye işlerinde çalışan yüz binlerce taşeron işçi belediye şirketlerine geçiş için başvurusunu tamamladı. İşçilerin gözü kulağı şimdi kurulacak komisyonlardan çıkacak kararlarda.

Komisyonlar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre işçileri güvenlik soruşturmasından geçirecek. Hakkında en az 1 yıl kesinleşmiş hapis cezası olan işçiler komisyon tarafından elenebilecek. Genel-İş 5 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Buca ve Konak belediyelerinin temizlik işleri biriminde çalışan eski hükümlü taşeron işçiler yeni bir hayat kurduklarını, evlendiklerini ve çocuk sahibi olduklarını belirtti. İşçiler, işten çıkarılmaları durumunda yeni bir iş bulmalarının zorluğuna dikkat çekti.

2007’de 3 yıl ceza aldığını belirten Mahmut Demir isimli işçi “Hapisten çıktıktan sonra askere gittim ve ardından belediyede çalışmaya başladım. Daha sonrasında herhangi bir suç kaydım da olmadı. Bizi geçmişimizle yargılamalarını istemiyoruz. Bize sahip çıkmalarını istiyoruz. Çocuklarımız var. Hükümetimizden bizim için adım atmasını istiyoruz. Cezamızı çektik, yeni bir hayat kurduk. İşsiz kalırsak psikolojimiz bozulur” dedi.

‘EKMEĞİMİZE TAŞ KOYARLARSA MÜCADELE EDERİZ’

9 sene öncesinde işlediği suçun cezasını çektiklerini dile getiren Mesut Çabadağ da şunları söyledi:
“Devletimizden sabıkalı arkadaşlarımızı affetmelerini istiyoruz. Affetmezler ise tekrar suça iterler. Çoğumuzun evi kira buraya güvenerek kredi çektik. Biz devletimizden sadece işimizi elimizden almamasını istiyoruz. Bu kadar insan işsiz kalırsa boş durmaz. Bunu unutmasınlar. İnsanların topluma kazandırılması gerekiyor. Biz bir lokma ekmek için çalışıyoruz. Ekmeğimize taş koyarlarsa canla başla mücadele ederiz.”

‘DEVLET TEKRARDAN SUÇA İTİYOR’

Geçmişte hatalarının olduğunu ifade eden Tarık Dağaçar isimli işçi de “İşten çıkarılırsam devlete mahkeme açacağım. Benim yaşama hakkımı elimden alıyor. Benim her tarafımı kapattıktan sonra ben ne yapacağım. O zaman beni vatandaşlıktan atsın. Kapıyı açsın ben Türkiye’den gideyim. 45 yaşından sonra ben bir daha iş bulamam. Ne yapacağım bundan sonra. Avrupa’da devlet cezaevinden çıkana yardımcı oluyor iş bulmasında. Biz de ise işinden ediyor. Devlet tekrardan suça itiyor” dedi.

‘UYKU UYUYAMAZ OLDUM’

2003’te cezaevinden çıktıktan sonra bir defa bile karakola gitmişliğinin olmadığını belirten Mustafa Adanalı da şunları dile getirdi:
“Belediyedeki işe girmek için çok uğraştık. Benim çoluğum çocuğum var. Uyku uyuyamaz oldum bu yasa çıktıktan sonra. Biz kendimizi topluma kazandırdık şimdi tekrardan mı suça teşvik edecekler. Ben işten çıkarıldığımda ne yapacağım mahallemde iş yok. Tepecik’te oturuyorum. Suç işledik diye hep işsiz mi kalacağız!”

‘SUÇUMUZUN BEDELİNİ ÖDEDİK’

Soray Şenkaya: 4 yıldır çalışıyorum. 1 yıl kadar yatmışlığım var. İlk düşünmeye başladığım şey çocuklarımın geleceği oldu. Ben bir daha aynı işi nereden bulacağım, 43 yaşındayım. Uyuyamıyoruz düşünmekten. Ayrımcılık olmasın. İşimizde çalışmaya devam etmek istiyoruz. Geçmişle yargılamasınlar. Biz burada ekmeğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Devlet bizi kapının önüne koymasın.

Mehmet Koçtar: İşlediğimiz suçun cezasını çektik. Bedelini ödedik. Topluma kazandırılmamız gerekiyorken neden toplum dışına itiliyoruz bir kez daha. Hepimizin ailesi çocukları var. Geleceğimizle oynamasınlar. Bu düzenlemenin değiştirilmesini istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Karayolu işçileri: Asıl işi yapan biz, kadroya alınmayan biz

SONRAKİ HABER

Üniversiteye geri dönmek istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...