Kriz Çingene topluluğunu daha fazla etkiliyor

Çingene Vakfı Sekreterliği (FSG)

Fonların kesilmesi nedeniyle Çingene Vakfı Sekreterliğinin (FSG) ilgilenmek zorunda kaldığı kişi sayısında artış söz konusu.
Avrupa Temel Haklar Dairesinin (FRA) 23 Mayıs tarihli raporuna göre, Avrupa Birliği ülkelerinde çingeneler her gecen gün daha çok dışlanmaktadırlar. Yapılan bir araştırma, Avrupa’da zor koşullarda yasayan çingenelere karsı yapılan ayrımcılığı vurgulamakta ve çingenelerin, nüfusun geri kalan kesimine göre daha kotu koşullarda yasadıklarını ortaya koymaktadır. Örneğin, zorunlu ilköğretimi çingenelerin yalnızca yüzde15’i tamamlayabilmekte, yüzde 30’dan azı bir iş sahibi, yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında yasamaktadır.
İspanya’da su ana kadar çingene topluluğuna ilişkin politikalar çok farklı olmamıştır. Kriz, toplumun dışlanmış ve fazla istenmeyen kesimi olarak görülen çingeneleri derinden etkilemekte ve 30 yıldan bu yana katledilen yolu tehdit etmektedir. İspanya’da ıssızlık oranı yüzde 24’e çıktı. Çingene Vakfı Sekreterliğinin en son yaptığı araştırmanın verilerine göre, bu oran çingene nüfus için yüzde 40’dır. Yani genel İspanyol nüfusun işsizlik oranından yüzde 15 daha fazladır.
Ayrıca kriz bizimki gibi STO’ların (Sivil Toplum Kuruluşları) çalışmasını ve ayakta kalmasını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır. Fonlar giderek daha da düşürülmekte buna karsın FSG’nin ve diğer organizasyonların kapısını çalan zor ve kotu durumda olan, her seferinde çok daha fazla gereksinimi olan kişi sayısı artmaktadır.
2011 yılında FSG, 112 bin 881 kişiye yardımcı oldu (Önceki yıldan yüzde12 daha fazla). İstihdam ve Mesleki Eğitim Programımızın  (Acceder) kullanıcıları önceki yıla kıyasla yüzde 20 arttı. Yardımcı olduğumuz 14 bin 663 kişiden 2 bin 957’si bu programla iş sahibi oldu. Genelde ise 4 bin 42 kişi sözleşmeli bir işe girebildiler. Bu veriler, mali olanak ve kaynak ayrılması durumunda kriz zamanlarında bile olumlu sonuçlar elde edilebileceğini ortaya koymaktadır.
Kısa vadedeki ön gürüler özelde olumlu değildir. Ekonomi küçülmekte, işsizlik daha da artacak gibi görünmektedir. Sosyal politikalar gözle görülür bir gerileme içindedir. Bu vahim ortamda, biz FSG olarak kriz başladığından bu yana sürekli söylediğimiz şeyi tekrar söylemekte ısrarlıyız: Toplumun güçsüz durumdaki kesimi etik ve politik kaygının merkezinde olmalıdır. Kriz, daha güçsüzleri ve kâr amaçlı olmayan organizasyonları daha çok etkileyen gelişigüzel yapılan kesintiler için bir bahane olamaz.
Su anda, temel gereksinimlerin (yemek, giyinmek ve barınmak...) asgari oranda karşılanmasına yönelik hizmetlere karşı büyük bir duyarlılık söz konusu. Öte yandan gerçekleştirdiğimiz destek ve beraberindeki etkinlikler ikinci planda kalmaktadır. Bunu unutmamak gerekir. Bu bağlamda etkinliklerimizin temel taşlarından biri olan toplumsal entegrasyon ve topluluk olarak ilerleme kaydetme çabaları, bu duyarlılığın gölgesinde kalmakta ve aciliyeti olmayan etkinlikler olarak görülmektedir.
Bu nedenle FSG olarak toplumda mağdur durumdaki grupların yasam koşullarını daha da zorlaştıran kemer sıkma ve toplumsal harcamalarda kısıntı yapılmasının zamanı olmadığına inanıyoruz.  Zaman, tüm yurttaşların, özellikle de aralarında çok sayıda çingenenin bulunduğu korumasız grupların, onurlu bir şekilde yaşamasını güvence altına alan somut ve uygun politikaların talep edilmesi zamanıdır.
Avrupa Komisyonu çingenelerin toplumsal entegrasyonu konusunu desteklemektedir
Avrupa Komisyonu, gecen çarşamba günü benimsediği bir raporda, devletleri, Avrupa Birliği ülkelerinde yasayan 12 milyon çingenenin ekonomik-sosyal entegrasyonunda ilerleme sağlanması konusunda ulusal stratejilerini uygulamaya çağırdı. Komisyon ayrıca, somut adımlar atılması gerektiğini bildirdi. Bunun için üye ülkelerin daha elle tutulur, net hedefler belirleme, finansman, kontrol ve değerlendirme fiilleri konularında  çaba harcamasının zorunlu olduğunu açıkladı.
Komisyon, çingene topluluğuna istihdam yaratılmasının mekanizmaları ve eğitimin erken terk edilmesinin azaltılmasına yönelik aracı programlar konusunda İspanya’yı örnek gösterdi. Yaşanan bu kriz döneminde toplumsal entegrasyonun sağlanmasında anahtar konumda bulunan etkinlikler ikincil konuma atılamaz.
Kaynak: http://www.gıtanos.org