Akkuyu davasında örnek karar
Akkuyu Nükleer Santrali ön lisansının iptali için EPDK’ye açılan davayı reddeden mahkemenin kararı istinaf mahkemesi tarafından kaldırıldı.
Volkan PEKAL
Adana
Akkuyu Nükleer Santrali ön lisansının iptali için Enerji Piyasası Denetleme Kuruluna açılan davayı incelemeksizin reddeden 12’inci İdare Mahkemesinin ret kararı istinaf mahkemesi tarafından oy birliği ile kesin olarak kaldırıldı.
Ön lisansın iptali için aralarında çevre dernekleri, Adana Tabip Odası ve Adana Barosunun bulunduğu 13 kurumun açtığı dava, mahkeme tarafından ön lisansın dava edilemeyeceği gerekçe gösterilerek reddedilmişti.
Mahkeme ön lisans işleminin hukuki sonuç doğuracak bir işlem olması ve etkisiz bir işlem kabul edilemeyeceği nedeni ile kararı kaldırdı. Ankara 7’inci İdare Mahkemesinin verdiği karar ön lisans iptal davası açabilmenin de dayanaklarından birisi olacak.
‘ÖN LİSANS İPTAL DAVALARINDA ÖRNEK OLACAK’
Kararın mevzuata yeni giren bir idari işlem olan ön lisans işlemine karşı sadece nükleer santraller aleyhinde değil , termik santraller , HES gibi tüm kirletici tesislere karşı ön lisans iptal davası açabilmenin de dayanaklarından birisi olacağını ifade eden TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Üyesi İsmail Hakkı Atal, ön üretim lisansı işleminin, idari işlem niteliğinde olduğunu belirterek çevredeki diğer kirletici santraller olmaksızın tek başına çevrede geri dönülmez zararlar yaratacağı açık olduğu için kamu yararına aykırı nitelikte olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini ifade etti.
‘KAMU YARARI GÖZETİLEREK REDDEDİLMESİ GEREKİR’
İdari işlemlerde kamu yararını gözetmesi gereken EPDK’nin, ön lisans başvurularını almadan önce dahi kümülatif etki hesaplaması, havza planlaması, toplumsal maliyet hesabı yapması, Doğu Akdeniz Bölgesi ekosisteminin kaldırabileceği yükten fazlasına ön lisans vermemesi gerektiğini dile getiren Atal, bölgede kurulmuş ve işletilmeye başlanmış termik santrallerin, rafineri , demir çelik tesislerin sayısı ve coğrafi konumları itibariyle ön lisans başvurularını kamu yararı gözeterek reddetmesi gerektiğini söyledi.
‘ŞİRKETİN SİCİLİ PARLAK DEĞİL’
Nükleer tesislere lisans verilmesine ilişkin tüzük hükümlerine göre yer lisansının verilmesi sadece nükleer santralin kurulu bulunduğu yerin özelliklerine değil ; aynı zamanda başvuran şirketin yeterliliğine bağlı olduğunu söyleyen Atal, “Rosatom Şti”nin inşa ettiği nükleer santrallerin güvenliği konusunda sicili parlak olmadığı gibi , kurulması planlanan reaktör tipi de , dünya üzerinde uygulaması olan denenmiş bir reaktör tipi değildir. Rus nükleer santrallerinin her an tehlikeye, kazaya açık olması nedeniyle uluslararası standartlardan yoksun olduğuna dair araştırma ve belgeler kamuoyundan saklanmaktadır” dedi.