Bilgen: AKP ile MHP birbirlerine çok benziyor

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen partisinin grup toplantısında konuştu. Bilgen, Erdoğan-Bahçeli ittifakını değerlendirdi.

09 Ocak 2018 08:25
Son Güncellenme Tarihi: 09 Ocak 2018 10:18
Paylaş

Grup toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yaptığı destek açıklaması için “O ikisi Allah için birbirlerine çok benziyorlar. Demokrasi, hukuk devleti, kurunun yanında yaşı da yakmak konusunda çok benziyorlar. Hayırlı olsun” dedi.

Bilgen'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Nasıl gazetecilerden siyasetçilerden intikam alıyorlarsa, mezar taşlarından da intikam alıyorlar. Mezarları açıp mezar taşlarını kırıyorlar.

Paris'te 3 kadına dönük katliam, uluslararası işbirliğinin gözardı edilmemesi gereken bir olaydır. Bir yanıyla Türkiye devletinin alışkanlıklarına dikkat çekilebilecek bir olaydır. İmralı'da yapılan görüşmeden 1 hafta sonra katliam gerçekleştirdiler. Bu katliam doğrudan barış arayışına yöneliktir. Gerçek failleri de bir gün ortaya çıkacaktır.

Ömer Güney'in mahkemeye çıkmadan hemen önce hastalandığı ve öldüğü iddiası araştırılmalıdır. Gerçekler bir gün gün yüzüne çıkacaktır. Ömer Güney'le istihbaratın en üst düzey görevlileri arasındaki görüşme trafiği 15 Temmuz öncesi de Adil Öksüz'le gerçekleştirildi.

TUTUKLU VEKİLLER

Siyasetçilere verilen hapis cezaları barışı mahkum etmektir. Baluken, yazdıkları ve söyledikleri için ceza aldı. Yetmedi, yapmadıklarından da ceza verdiler. Katıldığı iddia edilen bir cenazeden ceza verildi, o gün mecliste olduğu belgeli olmasına rağmen.

Fezlekeyi hazırlayan savcı Ahmet Karaca hükümete ilişkin bir şey yaptığında hain ilan ediliyor, Baluken dosyasını hazırlayınca referans gösteriliyor. Kendisi MIT TIR'ları dosyasını hazırladı.

ÇOCUK KATLİAMI

Geçtiğimiz haftalarda gündeme giren taciz vakaları, intihar vakaları var. Bir toplum çürüdüğünde kolayca değiştiremezsiniz. Bir yöneticiyi değiştirir gibi toplumu düzgün bir atmosfere çekemezsiniz. Bir baba 4 ve 2 yaşındaki 2 çocuğunu öldürüp intihar ediyor. Bu konunun toplumsal boyutu kadar devletin sorumluluğunu da konuşmalıyız. Ülkeyi yönetenler sadece acıyı paylaşmanın ötesine geçmelidir. Anne defalarca karakola başvurduğunu söylüyor. Ama koruma gücü bulunamıyor. Koruma orduları protokolü koruyor çünkü. Bir devlet çocuklarını koruyamıyorsa, bu yalnızca toplumsal çürüme denilebilecek bir durum değil. Bu bir sistemin çökmesidir. Devlet niye var, devlet ne işe yarar sorusuyla yüzleşmemiz gerekiyor.

DİYANET TARTIŞMASI

Diyanetin açıklamaları tuzun koktuğu anlamına gelmektedir. Din bu mudur? Öğrencisini taciz edip şeriata sığınanlara sormak gerekiyor; din bu mudur? Din bu değilse Diyanet dinin neresinde? Diyanet insanlığın ortak kazanımlarının neresinde?

Toplumsal çürümede devletin sorumluluğunun altını da çizmemiz gerekiyor. 2015 verilerine göre 10 yılda uyuşturucu kullanımındaki artış yüzde 700. Uyuşturucu kaynaklı ölümlerin artışı yüzde 250 artmış. 2015 sonrası rakamları toplayan kaynaklar rakamları açıklamıyor. Peki bu gerçeği örtüyor mu?

Çocukları uyuşturucu tacirlerinden koruyamayanlar, Kızılay'da İnsan Hakları Anıtı'nı insan hakları savunucularından koruyor. Ayak kırma edebiyatı yapan İçişleri Bakanı uyuşturucu konusunda ne düşünüyor?

2 Ay önce bu çatıda uyuşturucuyla mücadele için bir komisyon kuruldu, ama hala komisyona üye seçilmedi, komisyon çalışmıyor. Her gün çocuklar sokaklarda ölürken 2 ay beklemenin samimiyetle bir izahı olabilir mi?

CEZAEVLERİNDE HAK İHLALLERİ

Kepsut'ta Ulaş Yurdakul cezaevinde infaz edildi. Bu görevi ifa edenler terörle mücadele ettiklerini söylediler. Devlet gözetimindeki bir yerde bir kişi infaz ediliyor. Tek tiple ilgili dayatma bugün duyduklarımızın onlarca katı biçimde yaşanmasına neden olacak. Bunun ne kadar provokatif bir tutum olduğunu hepimiz biliyoruz, devleti yönetenler de biliyor.

Bir muhalefet lideri ne yapsınlar smokin mi giydirsinler diyor. Cezaevlerindeki gazetecilerin derdi smokin değil. Ama kimilerinin derdi 2019 seçimleri. Kendi smokin hesabını yapıyor. Başkalarının yolunda yürüyenler iz bırakmazlar. 2019'a giderken kim kimin yolunda gidiyor bilmiyoruz. Bizim 2019 için ittifak ilkelerimiz belli, bize akıl vermesinler.

OHAL TEPKİSİ

Bizim gündemimizde ittifak değil OHAL var. Son KHK Türkiye'yi savaşa sürükler. Parlamentoya askerleri cezadan muaf tutan düzenleme geldiğinde bu ülkeyi darbeye götürür dedik. Dinlemediler, darbe girişimi yaşandı.

Birilerini silahlandırarak darbelerin önüne geçilmemiştir. Birilerini silahlandırırsanız, bu darbe girişimine neden olur. Bunun örnekleri yaşanmıştır. İç savaş da darbe de fekalettir. Bununla mücadele OHAL'le mücadeledir.

TAŞERON DÜZENLEMESİ

Taşeron düzenlemesiyle OHAL'i meşrulaştıracaklarını sanıyorlar. Düzenlemeden ne çıktı mevcut haklardan bile feragat isteniyor. Bu yüzden Meclis'ten çıkmadı düzenleme. İşçiler emekçiler lehine Meclis'e getirilip de bizim muhalefet ettiğimiz tek düzenleme yok. Aksine biz iyileştirme öneriyoruz, kamuoyunun zoruyla gündemlerine alıyorlar. KHK'lerle sorun çözüyor gibi gösterip işçi ve emekçi haklarını çok daha geriye götüren düzenleme yapıyorlar.

Bizim açımızdan ittifak kimin ne kadar koltuk alacağıyla tartışılmaz. OHAL'e karşı mücadeleyle tartışılır. OHAL demişken AYM'ye de değinmeliyiz. AYM KHK'leri sorgulayamam diyor. Bir KHK ile bütün Türkiye siyasi partiler kapatıldı gibi bir karara imza atsalar ya da AYM'yi kapatsalar bu duruma karşı yapılacak bir şey var mı? İlla ki bir şey yapılması için böyle bir karar mı alınması gerekiyor?

Hep Fransa'yı örnek veriyorlar. Fransa'da işten atma oldu mu, gazete kapatıldı mı, mal varlıklarına el konuldu mu? Nasıl bir karşılaştırmadır bu? Siz sanırım kendi ülkenize Fransızsınız.

Tutarsız, saygınlığın olmadığı bir dış politika yürütülüyor. İran'da halk sokağa çıkıyor, Türkiye neredeyse İran yetkililerinden daha fazla tepki gösteriyor. İran'da insanların sokağa çıkmasını mahkum eden bu anlayış, hala Suriye'de alternatif ordu kurma çabası içerisinde.

Bu çelişkiler AB ilişkilerinde de kendisini net gösteriyor. Uzun süre sonra davet üzerine Fransa'ya gitti. Siz AB'de yeni sayfa açmaya çalışacaksınız, İçişleri Bakanı suçla mücadeleyi ayak kırmakla tarif edecek. Bu tutarsızlıktır.

Bir politika neticesiyle konuşulur. Filistin'le ilgili açıklamalar Filistin sorununun çözümüne bağlıdır. Filistin'de siviller öldürülüyor. Siyasetçiler cezaevinde, yerleşim sorunu sürüyor. Filistin'de ne çözüldü peki? Aynı noktadayız, ilerleme yok hamaset var.

'ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA'

Yıl sonunda asgari ücret belirlendi. Açlık sınırının altında asgari ücret açıklandı. Daha utanç vericisi, bir bakan kalkıp asgari ücretle kaç sıfır araba alınabileceği hesabını yaptı. Tabii arkadaşların akılları sıfır arabalarda. Asgari ücretle ekmek hesabı yapılır. Kendi ülkesine Fransız olanlar asgari ücretlinin refah içinde olduğunu söyleyebiliyor. Dış politikada nasıl muz cumhuriyeti olunduysa, ekonomide de zam cumhuriyeti olduk. ABD'de enflasyon 2,1; AB'de 1,5. Bizim hangi ekonomik verimizi kıskanıyor bu ülkeler? Gelir dağılımındaki çarpıklığı mı?

'NEREDE SİZİN FAİZLE MÜCADELENİZ?'

Türkiye'de kıskanılacak bir sektör var. Bankacılık sektörü... Dünyadaki alternatifleriyle kıyaslanamayacak kadar kâr ediyorlar. Peki nerede kaldı sizin faizle mücadeleniz?

'HDP'DE SİYASET KOLTUK KAPMA ARAYIŞINA BENZEMEZ'

Gündemimizde kongre de var. 3. Olağan Kongre'ye gidiyoruz. Bizim topluma verdiğimiz sözler var. Her buluşma bu sözlerin neresinde olduğumuz üzerine. Elbette HDP eksik ve yanlışlarıyla tartışılması eleştirilmesi gereken bir partidir. Buna hepimizin ihtiyacı var. İllerde konferanslar yapıldı, eleştiri ve öneriler alındı.

HDP borçlu, cenazesini bir hafta yerden kaldıramadığımız Taybet Ana'ya borçluyuz, Roboski'de katledilen çocuklara ve ailelerine borçluyuz, Soma'da mezara inen işçilere ve bütün maden işçilerine borçluyuz. Siyaseti bu borcu ifa etmek için yapıyoruz. Bu sebeple kendimizi acımasızca eleştirmeliyiz. HDP'de siyaset koltuk kapma arayışına benzemez."

AKP-MHP İTTİFAKI YORUMU

Bilgen, AKP  ve MHP arasındaki ittifak tartışmaları için de “Bahçeli diğer muhalefet partilerini 5 benzemez diye tarif etmiş. O ikisi Allah için birbirlerine çok benziyorlar. Demokrasi, hukuk devleti, kurunun yanında yaşı da yakmak konusunda çok benziyorlar. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.  (EVRENSEL WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Çavuşoğlu'dan Suriye ordusunun İdlib operasyonuna tepki

SONRAKİ HABER

Medipol Üni.'de 'hukuka, hakkaniyete, usule aykırı' atama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...