İthal et politikasına kasap ve üreticilerden tepki

Birkan GÜLTEKİN
Malatya

AKP Hükümeti’nin hayvancılık politikasının son aşamasında market zincirleriyle yapılan anlaşma, hayvan üreticilerinin de kasapların da tepkisine neden oldu. Hayvan üreticileri mazot ve yem fiyatlarının yüksek olmasının et fiyatlarındaki artışın asıl nedeni olduğunu ifade ederek, “Devlet kendi hayvanlarını üretmeli, üreticiye destek vermeli, ithal et getirerek devam edilmez, taşıma su ile değirmen dönmez” dedi.

Aralık ayı sonunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın talimatıyla Et ve Süt Kurumu ucuz et satışıyla ilgili çalışmalarını tamamladı. A101 ve BİM marketler zincirine karkas olarak verilen et, yarımşar kilo halinde paketlenip, kıyma ya da kuşbaşı olarak satılmaya başlandı. İthal etin üreticileri ve kasapları nasıl etkilediğini kendileriyle konuştuk.

Tek geçim kaynağının hayvancılık olduğunu söyleyen, Süleyman Tunuç, “Bizim hayvanlar görüldüğü gibi canlı ve günlük kesimlerimiz var, etimiz taze ve halkımız hiçbir sıkıntı yaşamadı. İthal et ise derin dondurucularda geliyor ve kalitesinde düşüklük oluyor” dedi. İthal etin Türkiye’ye gelmesiyle birlikte yerli et satışlarının düşüşüne dikkat çeken Tunuç, “Devlet kendi hayvanlarını üretmeli, üreticiye destek vermeli, ithal et getirterek devam edilmez, taşıma su ile değirmen dönmez” diye konuştu.

‘İTHAL ET İLE DIŞA BAĞIMLI KALIRIZ’

Hayvan Üreticisi İbrahim Aslan da aynı dertten muzdarip. İthal et geldiğinden beri yerli etin piyasasının düştüğüne değinen Aslan, “Üretici köylü hayvanını satamazsa hayvancılığı bırakmak zorunda kalacak. İthal et geldiği müddetçe dışa bağımlı kalırız, ithal etin bir an önce durdurulması lazım. Yerli hayvancılık teşviklerle desteklenmeli ve yaylalar yerli hayvancılığa ayrılmalı” dedi.

İthal etin kasapları da vurduğunu ifade eden Kasap Metin Sarıkaya ise “İthal et Türkiye gibi tarım ve hayvancılıkla büyüyen bir ülke için iyi bir şey değil, bu yüzden üretici köylüye destek verilmeli. Ayrıca yerli hayvanın verdiği lezzeti ithal hayvanın vermesi imkânsız. Dışarıdaki hayvanlar hazır yemlerle ve ilaçlarla büyütülen hayvanlardır. Fakat buradaki hayvanlar her türlü ot ile yem ile doğada büyüyen hayvanlardır. Ki halkın tercihi de yerli ettir. O yüzden ben yerli etten şaşmam hükümet üretici köylüye yerli et üretimi için destek vermelidir” dedi.

KÜÇÜK ÜRETİCİ AYAKTA KALAMIYOR

50 yıldır hayvancılık yapan Nurettin Kara da şunları söyledi: “Devletin üretici köylü için adım atması gerekiyor. Bir üreticiye mazot gerekiyor, mazot çok pahalı mazotun fiyatı düşürülmeli. Gübre her sene zamlanıyor. Üretici saman kaldırıyor 200 lira, arpa 1200 lira. Doğal olarak tarımdaki girdiler, hayvan üreticisine de yansıyor. Türkiye’de yemlerin maliyeti pahalı. Zengin gidip bin tane tosun alıyor, yemini zamanında alıyor. O bir şekilde ayakta durmayı başarıyor. Ama küçük üretici her şeyi parça parça alıyor, borçla alıyor. Böyle olunca da zamlardan daha fazla etkileniyor ve ayakta kalamıyor. Eğer vatandaşa ucuz et vermek isteniyorsa, devletin tarıma ve hayvancılığa destek vermesi gerekiyor. Mazot ucuzlasın, yeme destek verilsin hayvan fiyatları zaten ucuzlar. Benin geçen seneye oranla hayvan satışım yarı yarıya düştü.”

SON ANLAŞMA FRANSA’YLA: 5 700 TON KARKAS ET İTHAL EDİLECEK

Üreticinin uzun zamandır yükselen isyanı hükümet tarafından duyulmuyor. Son olarak 5 Ocak’ta Fransa’ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, et ithalatı konusunda yeni anlaşma yaptı. Türkiye, 2017’de Fransa’dan Et ve Süt Kurumu (ESK) aracılığıyla 3 bin ton karkas et ithal etti. Yeni anlaşmaya göre bu yıl ihtiyaç çerçevesinde 5 bin 700 ton karkas et ithal edilecek.

Fransa’da konuşan Erdoğan ise, “Hastalık sebebiyle Fransa’dan canlı hayvan ithalatına getirdiğimiz sınırlamaları sona erdirdik” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da “Önemli mesafeler kat ettik. Ülkemiz sığır yetiştiricileri için güzel bir fırsat. Tavuk eti, kanatlı hayvan ve meyveler konusunda ilerleme kaydetmek istiyoruz” diye konuştu.