06 Ocak 2018 17:36

Tutuklu yargılanan Mehmet Altan mektup gönderdi

473 gündür tutuklu yargılanan Prof. Dr. Mehmet Altan cezevinden bir mektup gönderdi. 

Paylaş

P24’ün paylaştığı mektupta Altan, “Bana bugünkü ceza mevzuatında tanımlanmış bir “suç delili” göstersinler, ömrüm yettiğince hapis yatayım” diye yazdı. 

“Ne zaman, Türkiye’de demokrasi iyice kaybolsa, bizim evin etrafında da kara bulutlar dolaşmaya başlar” diyen Altan, “12 Mart 1971 askeri muhtırası ertesinde, Basınköy’deki baba evini, annemle babamın evlenme yıl dönümü olan 28 Nisan günü, çok erken saatlerde göz hapsine almışlar, sonra da babamı alıp götürmüşlerdi. 

Cumhuriyeti kalıcı bir şekilde demokratikleştirmek yerine, tıknefes demokrasinin kolunu kanadını kırmak, buraların zaman zaman ortaya çıkardığı eski bir illetidir. Bu illet 28 Şubat 1997’de de depreşmişti, sonraları da, bugün de…” ifadelerine yer verdi.  

28 ŞUBAT VE BUGÜN

28 Şubat generallerine “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye, devirmeye iştirak” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet” istenmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Mehmet Altan mektubunda şunları yazdı: “28 Şubat döneminin hatırı sayılır mağdurlarından biri olan benim için de, savcı esas hakkında mütalaasında “Anayasal düzeni cebir ve şiddet kullanarak yıkmak” ve “din devleti” kurmaktan “ağırlaştırılmış müebbet” istiyor. 28 Şubat Generalleri, Refahyol Hükümetini ittirerek devirmeye kalkınca, buna itiraz eden özgürlükçü insanlara o dönemin egemenleri çok kızmışlardı. Aynen yaşadığımız bu zamanlarda olduğu gibi andıçladılar. Andıçta bizim için şöyle yazıyordu; “Adı geçen gazetecilerin kamuoyunda saygınlığının azaltılması ve itibarının düşürülmesi ile terör örgütüne sağladığı destek ile ilgili aleyhlerine kamuoyu oluşturulması…”

28 ŞUBATÇILARLA AYNI SUÇTAN YARGILANIYORUM

2012 yılında uzman ve mağdur sıfatıyla Darbeleri Araştırma Komisyonuna” davet edildiğini belirten Altan mektubunun devamında ise şu ifadeleri kullandı: “Heyhat, gelin görün ki, o ifadeden 4 yıl sonra, siyasal iktidar hiçbir eleştiri istemediği ve her aykırı sesi susturmak istediği için, tüm hayatımı askeri darbelere karşı ve “demokratik bir cumhuriyet” için heba etmiş olmama rağmen, yüzü kızarmayan bir pişkinlikle “Cebir ve şiddet kullanarak” anayasal düzeni yıkmak ve “din devleti” kurmayı hedefleyen bir darbeye “fiilen” katılmakla suçlayıp, ağırlaştırılmış müebbede mahkum edilmek isteniyorum.  Üstelik “cebir ve şiddet” kullanarak, “anayasal düzeni” yıkıp, bir “din devleti” kurmayı hedefleyen darbeye “fail” olarak katılmayı bir televizyon programında yapmışım. Diyecek bir şey yok, her şey ortada, ama şunu söyleyebilirim; bana bugünkü ceza mevzuatında tanımlanmış bir “suç delili” göstersinler, ömrüm yettiğince hapis yatayım. Zaten bu işler bu kadar zıvanadan çıkmasa; akıl, izan, vicdan ve hukuk buharlaşıp, kaybolmasa, 28 Şubat generalleriyle ben aynı suçtan “ darbecilikle yargılanıp, cezalandırılmak ister miyim?​” (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Kaboğlu: OHAL kaldırılsın talebinde birleşilmeli

SONRAKİ HABER

İHD: Haber alma hakkı gasbediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...