06 Ocak 2018 05:37

Yavuz: Tek tip cezaevlerinin değil dışarıdakilerin sorunudur

Darbe döneminde tek tipe karşı direnen 78’liler Federasyonu Başkanı Cumhur Yavuz: Tek tip elbise içeridekilerin değil, biz dışarıdakilerin sorunudur

Paylaş

Kenan KIRKAYA

12 Eylül döneminde idam cezasına çarptırılan ve cezaevinde tep tipe karşı mücadele eden Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı Cumhur Yavuz, 696 sayılı KHK'de yer alan tek tip kıyafet düzenlemesini değerlendirdi.“Tek tip elbise içeridekilerin değil, biz dışarıdakilerin sorunudur" diyen Yavuz, mücadele yükünün tutukluların omuzlarına yüklenmemesi gerektiğini söyledi.

Tek tip, OHAL, KHK gibi uygulamaların tümünün 12 Eylül rejiminin süren uygulamaları olduğunu söyleyen Yavuz, “12 Eylül, muhalefeti yok etmek için planlanan bir darbeydi. Emperyalist kapitalist sistem krizinden çıkmak, toplumsal muhalefeti dağıtmak açısından getirilen bir şeydi 12 Eylül. Daha önceki darbeler gibi kolay atlatılabilen bir süreç olmadı. Bu rejim bugün de devam ediyor ve AKP eliyle yeniden yeniden tahkim edilerek sürdürülüyor. OHAL ve KHK de darbe koşullarının ürünüdür ve bunlar sürdürülmektedir” diye konuştu.

15 yıldır hesaplaşma ve yüzleşme mücadelesini sürdürdükleri 12 Eylül’ün bugün KHK’si, OHAL’i, Siyasi Partiler Yasası, seçim kanunları ve diğer bütün kurum ve kuruluşları ile sürdürüldüğünün altını çizen Yavuz, “AKP bunları yeniden yeniden ihtiyaçlarına göre tahkim ediyor” dedi.  Yavuz, bunun sürdürülmesinin de iktidarın “korkusundan” kaynaklandığını belirterek, “Geçen gün Şırnak’ta kendisine sarılmak isteyen birine karşı yaşadığı korkuyu gördünüz. Halktan korkuyorlar. Bu korku onlara her şeyi yaptırmaya müsait hale getirmiş” diye konuştu. 

'TEK TİP SADECE BİR ELBİSE MESELESİ DEĞİL'

Yavuz, bugünkü uygulamaların da muhalefeti sindirmek ve ortadan kaldırmak için yapılan şeyler olduğunu ifade etti. Tek tip elbisenin de bu amaçla hayata geçirildiğinin altını çizen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tek tip muhalefet eden unsurları kişiliksizleştirme çabasıdır, onların iradelerini rehin alan baskı altıda tutan, işkence yöntemidir. Sadece elbise değiştirerek farklılaştırmaya yönelik bir şey değildir. Muhalefeti rencide eden ve kişiliksizleştirmeye yönelik politikaların sonucudur. Bu açıdan tek tip sadece bir elbise meselesi değildir. Toplumsal hayatın tümünü etkileyecek, topluma verilen mesajdır, toplumu sindirmeye yöneliktir. 12 Eylül’deki tek tipe karşı çok sancılı dönem yaşandı, bir çok arkadaşımızı kaybettik, arkadaşlarımız sakat kaldı. Bugünde yeniden yeniden toplumsal hayatımızı tahrip eden ve dağıtan durumlar AKP eliyle darbe rejiminin karakteri olarak sürdürülmektedir. 

'DİYARBAKIR BİR LABORATUVARDI'

Ben Mamak’taydım tek tip dayatıldığında. 12 Eylül deyince önce Diyarbakır ardından Mamak ve Metris cezaevleri akla gelir. Diyarbakır, Mamak ve Metris’teki işkencelerin katlanarak hayata geçirildiği bir yerdi. Bir halkın oradaki muhalefet duygularını ve onun muhalefet unsurlarını yok etmeyi hedefleyen bir yapılanmaydı. Ayrıca bir laboratuvar işlevi görüyordu. Baskı yöntemlerinin test edilerek Türkiye’nin başka alanlarında hayata geçirildiği bir yerdi. Orada her çeşit insanlık dışı uygulama yapıldı. Mamak da bir başka şekilde bir laboratuvardı. Ama ne Mamak ne Metris, Diyarbakır gibi değildi. Orası başka bir zulüm alanıydı. 

'DİRENİŞ İLE KIRILDI'

Tek tip dayatıldığında ben tecrit hücresindeydim. Uzun süre direndik, iç elbise ile kaldık. Askeri uygulamaların karşılığında kısa bir süreliğine bu tek tip elbise giyildi ama çok sürmedi. Yeniden askeri uygulamalar başladığında direniş başladı. 86-87 yılında bu uygulama kaldırıldı. Karıştır barıştır uygulamaları da sona erdi ve faşistler ayrı koğuşlara biz ayrı koğuşlara alındık. Direniş ile sonuçlandı.”

'TEK TİPİN ASIL REREFANSI HİTLERDİR'

Yavuz, tek tip elbise için Guantanamo’nun referans alınmasına da değindi. Bu uygulamanın asıl referansının Hitler ve 12 Eylül uygulamaları olduğunun altını çizerek, “Hitlerin Yahudi katliamında kullandığı sembolde tek tipti. Halka karşı uygulanan yöntemlerin tamamı baskının karakterinden olduğunu düşünüyorum. Hitler hangi kaygılarla tek tip elbise giydirip insanları fırınlara gönderdiyse 12 Eylül’de bizi aynı kaygılarla tek tipe sokmaya çalıştı. Bu baskının genel karakteridir” dedi. 

'YAŞANANLARIN SORUMLUSU BİZ OLURUZ'

Muhalefetin tek tip elbiseye karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini belirten Yavuz şunları söyledi: “Bu iş cezaevlerinde acı sonuçlarına yol açar. Bütün sorumluluk dışarıdaki muhalefete düşüyor. Biz ne yapacağız? Bütün meseleyi içerideki arkadaşların sırtına bırakmadan, onları yok olmaya terk etmeden çaba sarf etmek zorundayız. Bu sadece cezaevi sorunu değil, bizim bütün toplumun sorunudur. Özellikle sosyalistler ve hak mücadelesi verenler halklar olarak bir mücadele yükseltmez isek cezaevinde yaşanacakların sorumlusu biz oluruz.” (Ankara/MA)

ÖNCEKİ HABER

Kars'ta kurgan tipi mezarlara ulaşıldı

SONRAKİ HABER

Anaokullarında eğitim müftülüklere emanet

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...