Emeğin gücü kuşlar gibi
Adnan Özyalçıner'in bu hafta yayımlanan Evrensel Pazar 'Değinmeler'i: Emeğin gücü kuşlar gibi
Adnan ÖZYALÇINER
Havalar soğudu, kuşlar çekildi. Tek tük tüyler uçuşuyor rüzgarla. Solan yapraklarla birlikte. Kuşlar gibi.
TOPAL GÜZ
Bir gün, bakıyorsun güneşli, ılık geçiyor; ertesinde karartık, soğuk. Bir öyle, bir böyle. Topallayarak ilerliyor güz biterken.
KAMUFLAJ
Mahallede kedileri soğuktan korumak için duvarın dibine tahtadan bir sıra kuş evlerini andıran evcikler yapmışlar. Evciklerin içi, kaplan desenli kumaşla kaplı. Kediler içine girip kumaşın desenlerine karışınca görünmüyorlar. Zati Sungur dolabındaki gibi. Anlaşılan yalnız soğuktan alıkonulmak için kurulmadı bu korugan. Olası bir saldırıya karşı da kurulmuş olmalı. Hangi saldırıya karşı? Belli mi? Yalnız kediler için mi? Galiba değil!
SESSİZLİK
İçim acıyor. Ne yazın parlak çoğulluğu, ne kışın donuk tekilliği avutabiliyor. İçimi acıtıyor uzayıp giden sessizlik.
TESLA
Uzayda dolanıp duran sesleri ilk kez duyup yakalayan Tesla’dır. Radyoyu bulan. Kitaplar Marconi diye yazar.
KÖR
Körün gördüğü bir şey var içinin karanlığında. Gülümseyen yüzüyle bakarken aydınlığa.
YÜZ YAŞINDA
Emeğin, emekçinin yarattığı yaşamla uygarlığın güzellikleriyle zenginliklerin eşitçe bölüşüldüğü yüz yaşındaki devrimin ışığıdır karanlığımızı aydınlatacak olan. Barışın, kardeşliğin egemen olacağı savaşsız, sömürüsüz bir dünyanın yaratılmasındaki mücadelenin meşalesi olacaktır işçi sınıfının koca bir yüz yılı doldurarak zorbalığa, yağmaya karşı emeğin gücüyle süren, sürdürülen kavgası.
ÇOĞUNLUĞUN SESİ
Sennur Sezer şiirde sesini aramaktan çok geliştirmek, derinleştirmek için yükseltir. Çoğunluğun sesi olması/olabilmesi ondandır.
DEĞİŞEMEMEK
Nereye gidersen kendini götüreceksin. Senin için değişen bir şey olmayacak. Soğuktan sıcağa, sıcaktan soğuğa geçsen de.
İSTİF
Her sözcüğün kendince bir anlamı vardır. Sözcükler bir şiirde, bir öyküde yanyana getirildiğinde onlara yeni anlamlar kazandırılır. Onları, yapı taşları gibi, yan yana, üst üste, alt alta getirişteki istife göre elbet.
KONUŞMAK
Uzun yıllar susturulmuşlardı. Konuşmaya başladıklarında, aynı anda, her kafadan ayrı bir ses çıktığından ne dedikleri anlaşılmadı; onları susturanların ne suçları, ne de suçlular açığa çıkarılabildi.