08 Ağustos 2012 10:29

Çukurova’nın sıcağında susuz işçi olmak…

Bölgede 1990’lı yıllarda köylerin yakılıp-yıkılmasıyla evlerini ve sahip oldukları her şeyi bırakarak bir gecede göçe zorlanan bölge halkı tarım alanında çalışma olanakları bulunduğu Çukurova bölgesine yerleşti. Adana’nın Karataş ilçesinde bulunan Tuzla beldesinde tarım alanlarına dağılan yurttaşlardan bir

Çukurova’nın sıcağında susuz işçi olmak…
Paylaş
Hamdullah Kesen

YAŞAM KOŞULLARININ İYİLEŞTİRİLMESİNİ İSTİYORLAR

Yağmur geçirmemesi için tellerle bağlanan brandalarla sarılan sazlardan yapılan barakalarda yaşayan çok sayıda aile, yemeklerini ise kendi imkanları ile yaptıkları taş ocaklarında yapıyor. Barakaların bulunduğu yere kurulan prefabrik tuvalet ve banyolarda lavabo ve temizlik ihtiyaçlarını ortak bir şekilde gidermeye çalışan yurttaşlar, hiçbir alt yapının bulunmadığını ve bu nedenle çevreye yayılan atık suların kötü kokulara yol açtığını ve hastalıklara davetiye çıkardığını belirtiyor. Tarlalarda çalışan yurttaşların sağlık güvenceleri de bulunmuyor. Barındıkları yerin konut statüsünde olmaması nedeniyle ikamet belgeleri de bulunmayan yurttaşlar, hiçbir sağlık hizmetinden yararlanamıyor. Barındıkları yerde herhangi bir sağlık merkezi bulunmaması nedeniyle aileler, Tuzla beldesine gitmek zorunda kalıyor.

SU SORUNU

Şırnak merkeze bağlı Kumçatı köyünden göç eden ve yaklaşık 20 yıldır burada yaşadığını söyleyen Güllü Yılmaz, kendisinin çalışmadığını ve çadırda çocuklarına baktığını belirtiyor. İşçilerin tarlalarda biber, kavun, karpuz, domates gibi meyve ve sebzeleri ekip topladıklarını aktaran Yılmaz, ağaların topraklarında çalıştıklarını dile getiriyor. Sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi verdiklerinin altını çizen Yılmaz, çadırda yaşamanın çok zor olduğunu, kendisinin ve çocuklarının sağlık sorunlarıyla boğuştuğunu belirtiyor. Yılmaz, “Oruç tutanlar işe gitmiyor, evde oturuyorlar. Zaten iftar ve sahurda biz yeteri kadar beslenemiyoruz. Bizlere 30 TL yevmiye veriliyor. 3 TL’sini elçi alıyor, bize 27 TL kalıyor. Bu da yetmiyor. Burada tek sorunumuz su sorunudur. Tankerlerle su geliyor bize, o da bize yetmiyor” diye konuşuyor.

‘SU İÇİN TALEPTE BULUNDUK AMA GELMEDİ’

İki yıl önce Şırnak’ın Silopi ilçesinden borçlardan kaynaklı ailesiyle birlikte çalışmak için geldiklerini aktaran Elif Bingün, ailede kendisi ve babasının çalıştığını, oruç tuttuğu için işe gidemediğini dile getiriyor. Geldiklerinden beri su sıkıntısı çektiklerini ve suyun tankerlerle geldiğini belirten Bingün, uzun yıllardır burada kalan işçilerin su sıkıntısı çektiğini ifade ediyor. Bingün, “Burada sondajla kuyu açıldı. O da tuzlu su çıktı. Ne yıkanabiliyoruz ne de ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Şu an bile bu su kesik. Temiz su çiftliklerden tankerlerle geliyor. O da birkaç gün dayanmıyor. Buraya kaç insan geldi. ‘Su getireceğiz’ dedi ama getirmedi. Talepte bulunduk ama gelmiyorlar. Gelecek gelecek diyorlar, bekliyoruz ama yok” diye belirtiyor.

‘BİR AMPUL İÇİN 15 TL ÖDÜYORUZ’

Diyarbakır’dan geçici mevsimlik işçi olarak Tuzla’ya geldiklerini aktaran Mahfus Yiğit de, bir çadırda 20 kişiyle kaldıklarını ve sağlıksız bir ortamda yaşam mücadelesi verdiklerini belirtiyor. Derme çatma banyoda 20 kişinin sıraya girip banyo ettiğini aktaran Yiğit, su olmadığı için kavurucu yaz sıcağının altında çalıştıktan sonra gelen işçilerin banyo için gerekli suyun gelmesini beklediğini ve su gelince yalnız elini ve yüzünü yıkayarak temizlendiğini ifade ediyor. İçme suyunun kirli olduğunu söyleyen İlhan Sontop ise, çocukların bu sudan ötürü hastalandığını aktarıyor. Sontop, “Geçen gün sudan fare çıktığı için biz suyu kullanmadık. Duş alamıyoruz, su kaplarımız yosun içerisinde. Durumumuz çok kötü. Biz temiz içme suyu istiyoruz. Ayrıca elektrik kullanıyoruz. Bir ampulden bizden 15 TL alıyorlar. Zaten elektrik karşıdaki çiftlikten geliyor” diyor. (Adana/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Yıkıldı yıkılacak

SONRAKİ HABER

Onlarca aile mevsimlik iş için yola düştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa