07 Ağustos 2012 13:52

Sürgü'yü, sürgüne zorluyorlar!

Geçtiğimiz günlerde Malatya Doğanşehir'in Sürgü Beldesi'nde yaşana Alevi-Sünni çatışmasından sonra ortalık hala durulmadı. Yöre halkı hala tedirgin bir şekilde evlerinde bekliyor ve bu ayrımcı politikaların ortadan kalkması gerektiğini söylüyor. Bizlerde Malatya'da yaşanan olayları, oranın tanıklarına sorduk.Ba

Sürgü'yü, sürgüne zorluyorlar!
Paylaş
Arda Akyiğit

Geçtiğimiz günlerde Malatya Doğanşehir'in Sürgü Beldesi'nde yaşana Alevi-Sünni çatışmasından sonra ortalık hala durulmadı. Yöre halkı hala tedirgin bir şekilde evlerinde bekliyor ve bu ayrımcı politikaların ortadan kalkması gerektiğini söylüyor. Bizlerde Malatya'da yaşanan olayları, oranın tanıklarına sorduk.
Basri Şahin (Pir Sultan Abdal Derneği Şube Sekreteri Yönetim Kurulu Üyesi):
Olayların bireysel bir sorun olmadığı kesindir ve tamamen Kürtlük ve Alevilik üzerine bir oyundur. İstiklal marşı ve tekbir sesleriyle bir katliam girişiminde bulunulmuştur.
Olayların üst üste gelmesi yargıtayın cemevleri hakkındaki kararı ve hemen ardından bu olayın gerçekleşmesi bizde soru işaretleri uyandırdı. Bu bir katliam girişimidir. Çok açık ve net ortadadır. Bu olayların kesinlikle iktidarın Alevilere olan tavrıyla ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Sivas'taki zaman aşımı kararı bu olayı yapanlara cesaret vermiştir. Alevilik hafife alınıyor. Onlar da bunu görerek böyle bir girişimde bulundular. Bu olay sadece iki aile arasındaki bir olay değildir. Eğer öyle olsaydı orada en fazla 50 kişi bulunurdu ama bu olayda çok daha fazla kişi söz konusydu. Sorunun çözümü olarak belediye ailenin buradan gitmesini önerdi. Bu aile buradan gittiği takdirde herhangi bir şekilde sorun çözülmeyecek. İleriki yıllarda diğer ailelerin başına da gelebilir. Bu sürgün etme girşimini engellemeye çalışıyoruz. Bizim öncülüğümüzde Türkiye'nin her yerinde eş zamanlı olarak basın açıklamaları yapıldı. Bu ortalığı biraz sakinleştirdi gibi fakat aklımızda soru işaretleri bulunuyor. Jandarma evin önünden ayrıldıktan sonra ne olacak veya bu aile tekrar normal yaşantısına devam edebilecek mi? Böyle Kaygılarımız var. Son zamanlarda bir barış yemeği düzenlenmesi düşünülüyor. İki tarafı bir iftar yemeğinde buluşturup bunu objektiflere yansıtarak barış görüntüsü vermek istiyorlar. Bu şekilde bu meseleyi hallettik deyip ört pas etmek istiyorlar. Biz olayların ilk gününden beri oradayız. İlk gün saat 10.30'da Sürgü'ye gittik. İlk önce belediyeyi ziyaret ettik. Gittiğimizde CHP'li il yöneticileri toplantıya başladıkları için biz de belediyenin Yazı İşleri Müdürü ile görüştük. Bize olan tavrını pek hoş karşılamadık. Bize olayların bu kadar büyütülmemesi gerektiğini ve oraya boşuna gittiğimizi söyledi. Ardından oradaki diğer alevi ailelerle görüştük. Sonra saldırıya uğrayan ailenin yanına gittik ve evlerinde oluşan hasarlara baktık. Gerçekten oraya yapılmış bir saldırı vardı. Video kayıtlarını izledik. Gece olduğu için karanlıktı fakat seslerden neler olduğu anlaşılıyordu. O gün orada sabaha kadar bekledik. CHP'li 4 vekil, AKP'li 2 vekil geldi. Konuşmaya çalıştılar. CHP'li bir vekilin güzel bir önerisi oldu. ''Somut olarak bir şeyler ortaya koyalım hep birlikte gidelim suç duyurusunda bulunalım.'' Dedi.  AKP'li vekiller bu öneriye pek sıcak bakmadı. Daha sonra vekiller kendi aralarında konuşmanın peşine düştüler. AKP'li vekiller istediği konunun büyütülmeden kapatılmasıydı. Sabah olduğunda biz Malatya'ya döndük sonra bizim yöneticilerimiz oraya gittiler. Durumun yoklamasını yaptılar. Ben burada kalarak o gün için planladığımız yürüyüşün halka çağrısını yaptım. AKP il binası önünde basın açıklaması yapıldı. KESK'li avukatlar da destek verdi. Avukatlar olayı üstleniyorlar. Genel merkezimiz de bu olayın peşini bırakmıyor biz de bırakmayacağız. Biz ancak ailenin huzurlu ve güvenli yaşama garantisinin teminini aldıktan sonra olayın peşini bırakabiliriz. İlk dakikadan itibaren oradaydık, halen gidip geliyoruz ve peşini bırakmayacağız. Hukuksal olarak da bire bir takip ediyoruz. Avukatlar durumu inceliyor. Jandarma o evin önünde beklediği süre içerisinde bile onlara güvenemiyoruz. Onlar da bir yerlerden emirler alıyorlar biz de zaten onlara güvenmiyoruz. Olayı duyduktan sonra yanımıza ilk gelen Emek Partisi Malatya İl Başkanı Nejdet Bali'ye, HDK sözcüsü Beyhan Bali'ye ve Malatya Eğitim-Sen Şube Başkanı Ali Ekber Baytemur oldu. Onlara bu yüzden teşekkür ediyorum.
Ekin Yoldaş Kalı (Öğrenci): Malatya Doğanşehir' de bir grup ''dindarın'' Aleviler' e yönelik yaptığı bu saldırı, AKP' nin Alevi düşmanı politikalarının bir sonucudur. Bundan dolayı bu gerici saldırının tek sorumlusu AKP hükümetidir. Türkiye' de ki İslami kanadın çobanı olan AKP, sadece olayı provoke eden ramazan davulcusunu hapse attırarak hesap veremez. Bu olaya karşı elimizden geldiği kadar tepki göstermeliyiz, sesimizi duyurmalıyız ki, AKP' nin diğer olaylar da izlediği ''unutturma politikası'' bu olayda da işe yaramasın. Bu sadece Aleviler' in meselesi değil vicdanı olan herkesin meselesidir. Malatya; Sivas, Çorum, Maraş olmayak.

ÖNCEKİ HABER

This is England

SONRAKİ HABER

Kader ortakları birlikte mücadele etmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...