07 Ağustos 2012 13:35

1 Mayısta bile çalışıyoruz

“Burası kutuplar değil. Nizip Caddesi Antep’in merkezinde, az ilerisi çarşı, her tarafta insanlar var. Buradan herkes haberdar. Sistem de, devlet de haberdar. Yani buradan bir pay alıyorlar öyle olunca. Patronla işbirlikçiler var. Sigortacılsssıkta, maliyesiyle anlaşmışlar”…Bu sözler Gaziantep Nizip Caddesi’nde 12 yıldır &cc

1 Mayısta bile çalışıyoruz
Paylaş
İnanç Yıldız / Hasan Yavuz

“Burası kutuplar değil. Nizip Caddesi Antep’in merkezinde, az ilerisi çarşı, her tarafta insanlar var. Buradan herkes haberdar. Sistem de, devlet de haberdar. Yani buradan bir pay alıyorlar öyle olunca. Patronla işbirlikçiler var. Sigortacılsssıkta, maliyesiyle anlaşmışlar”…
Bu sözler Gaziantep Nizip Caddesi’nde 12 yıldır çalışan 26 yaşındaki Yasin Akdemir’e ait. Akdemir Nizip Caddesi’nin köleci, baskıcı, kötü çalışma koşullarında çalışan genç işçilerden birisi. Nizip Caddesi’nde başta plastik olmak üzere, çocukluğunda beri tinerinin, balinin içinde çalışan yüzlerce, belki de binlerce genç işçi var. Sayıyı bilmiyoruz. Çünkü sigorta, kayıt dışı nedir bilmiyor Nizip Caddesi. Burada sadece “yevmiyeni vereyim çalış” denir. Nizip Caddesi’nde işçilerle konuştuğumuz sırada bir işverenin iş sağlığı, iş güvenliği, işçi haklarından bir haber olarak işçilere söylediği şu sözlerde durumu açıklar niyette “Para vereyim çalışın. Belediyenin verdiği yardımlara almaya alışmışsınız. İş beğenmiyorsunuz”
Nizip Caddesi’nde yeni anayasa çalışmaları üzerine röportaj yaptığımızı gören genç işçiler hemen doluşuyor etrafımıza… Kaç yaşında, ne kadardır burada çalıştığını, okula gidip gitmediğini ve en önemlisi hayatlarına, çalışma yaşamlarına dair ne istiyorsunuz diye sorduğumuz genç işçiler, hemen hemen hepsi uzun çalışma sürelerinden bıkmış bir vaziyette “artık 8 saat çalışmak istiyoruz” diyor. Bir başka talepleri ise sigorta, kötü çalışma koşulların düzeltilmesi…

“YENİ ANAYASADA DA OLAN
YİNE İŞÇİYE OLACAK”
Emrullah 18 yaşında, 10 yaşından beri çalışıyor. Emrullah “12 saat çalışma zor” diyerek, “8 saat ve sigortalı olarak çalışmak istiyorum” diyor. Mustafa ise 20 senedir çalışıyor ve sezonluk çalıştırılmamak istediğini belirterek, o da 12 saat çalışmak istememenin yanında sezon bitince 5–6 ay boş gezmek istemiyor. Mustafa, yeni anayasadan artık çalışma yaşamları da dair bir düzenleme yapılmasını bekliyor. Mustafa’yla birlikte konuştuğumuz diğer bir işçi Sayit de 20 senedir çalıştığını belirterek, “Nizip Caddesi’nde gariban insanlara anayasa deyin. Geçersiz yani. Anayasa iyide olsa kötü olsa biz burada aynı kötü durumda olacağız. Çünkü bizim başbakanımız zengini daha çok zengin eder, garibanı daha çok gariban eder” diyor. Sayit de 8 saat çalışmanın yanında asgari ücretin yükseltilmesini istiyor.
Genç işçilerle konuşmaya devam ediyoruz. Sokak aralarında denk geldiğimiz bir diğer genç işçi de Seyit Faruk Kaplan. 18 yaşında, küçüklüğünden beri çalışıyorum diyor. Okulu bırakmak zorunda kaldığını anlatan Kaplan, “Çalışmak zorundaydım” diyor. Gökhan Saraç da 15 yıldır çalıştığını belirterek, mermer işi ile uğraştığını, iş güvencesinin eskiye göre daha kötü durumda olduğunu, işçinin değerini kalmadığını söylüyor. Devletten şikâyetçi olan Kaplan, “Türkiye’de demokrasi anlayışı göründüğü gibi iyi değildir” diyor. Osman Payam ise 26 yaşında, 5–6 yıldır terlik imalatında çalıştığını belirterek, iş güvencelerinin olmadığını, çalışma ortamlarının sağlıksız olduğunu söylüyor. Muhammed Yavuz da 19 yaşında 3 yıldır çalışıyor. Yavuz’da durumu olmadığı için okulu bırakanlardan. Sigorta, iş güvencesi hiçbir şeylerinin olmadığını söyleyen Yavuz, “12 saat çalıştırıyorlar. Hiçbir şey yapmıyorlar. Çalışma koşullarında sağlık denilen bir şey yok” diyor.
ŞEHİR MERKEZİNDE
KÖLELİK: NİZİP CADDESİ
Etrafımıza dolan genç işçilerden en son Yasin Akdemir’i dinliyoruz. Akdemir, Nizip Caddesi’yle ilgili birçok şey paylaşıyor bizle. Şimdi Akdemir’i dinleyelim;
Urfalıyım. 12 yıldır Nizip Caddesi’nde çalışıyorum. Belli başlı işçiler vardır. Her fabrikanın 40–50–60 işçisi olur. Bunun 4–5 tanesi sigortalı gösterilir. Herhangi bir işyerinde 4–5 tanesi bırakılır. Diğer işçiler fabrikanın arka tarafında bir yerde gizlenir. Bu Nizip Caddesi’nin sisteminde bir şeydir. Biraz da Başpınar (organize sanayi bölgesi) üzerine karşılaştırılalım. Tabi fabrikacılığın hiçbiri iyi değildir. Hepsi birbirinden berbat. Bu Nizip Caddesi de onun biraz daha köleleştirilmiş, sömürülmüş hali. Bir grup bir avuç patron biraya geliyor. Burada bu kadar insan nasıl sömürülür diye çalışırlar. Bu dayanışma işçiler arasında yok. Bundan dolayı da biraz hak ediyor muyuz, ediyoruz. Çünkü biz kendimiz için bir şey yapmıyoruz. 180 liraya bir işçi çalışmayı kabul ediyor.190 liraya çalışacak bir işçi dışarıda kalıyor. Bu patronun işine geliyor. Burada her şey patrona çalışılıyor. Burası kutuplar değil. Yani Nizip Caddesi Antep’in merkezinde az ilerisi çarşı her tarafta insanlar var. Bundan herkes haberdar. Sistem de, devlet de haberdar. Yani buradan bir pay alıyorlar öyle olunca. Patronla işbirlikçiler var. Sigortacılıkta, maliyesiyle anlaşmışlar. Gaziantep büyük şehirler arasında bir yerdir. Böylesi bir facia var. Düşünebiliyor musun? Dünyanın neresinde işçiler ayrı ayrı kendi elbiselerini giyiyor. Yani böyle bir şey var mı hepsi ayrı ayrı ve adam bunu giyecek, 2 gün sonra onu çöpe atacak. Yazık değil mi o adamın bir yevmiyesi değil mi? Bu bir elbise bunun yanında sigorta, yemek, ne bir sağlık güvencesi hiç bir şey yok. 1 Mayıs’ta bile çalışıyorsun. 1 Mayıs Türkiye’nin her yerinde tatil. Sadece pazar günü iznin vardır. Pazar günü de yevmiyen kesilir. Sorun da biraz eğitimden kaynaklı. Eğitimsiz bir ortam. Sorun kendimizde, patron dayanışma içerisinde. Dünyanın her yerinde var bu kapitalizm, sömürge. Türkiye’de Antep’te daha bir aşırı. Antep büyükşehir olarak çok geri bir yerde şuan.

ÖNCEKİ HABER

Ölüm değil çözüm istiyoruz

SONRAKİ HABER

Sonuna kadar destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...