07 Ağustos 2012 13:22

Körüklenen faşizm

Türkiye gündeminin ne kadar erken değiştiğini bir çoğumuz biliriz. Hatta çoğu zaman ‘Türkiye’nin gündemini takip edemiyoruz’ gibi birçok söylem kullanılır, gündemin çok erken değiştiğine ilişkin tespitler yaparken. Yaklaşık bir haftadır, hergün bir ırkçı saldırıyla uyanıyoruz güne&hel

Körüklenen faşizm
Paylaş
Orhan Kurul

Türkiye gündeminin ne kadar erken değiştiğini bir çoğumuz biliriz. Hatta çoğu zaman ‘Türkiye’nin gündemini takip edemiyoruz’ gibi birçok söylem kullanılır, gündemin çok erken değiştiğine ilişkin tespitler yaparken. Yaklaşık bir haftadır, hergün bir ırkçı saldırıyla uyanıyoruz güne… İstanbul-Ayazağa, Malatya-Sürgü,Muğla-Dalyan, ve belki de adını şu an hatırlamadığım birçok yer… Kimliklerinden ya da inançlarından kaynaklı, linç girişmlerinin yaşandığı birçok olay olmuştu daha önce de ama bu günlerde bu girişimlerin hemen hemen hergün yaşanıyor olmasının gösterdiği sonuç;  “faşizim git gide körükleniyor”sonucudur. Eğer buna karşı bir önlem alınmazsa bu körüklenme büyük yangınlara dönüşebilir.  Faşizmin körüklendiği Türkiye’nin batı yakasında durum böyleyken, bölgede de devlet kolluk güçleriyle, linç girişimleriyle değil de bombardımanlarla, köy boşaltmalarla panzerlerle körüklüyor faşizmi. Şemdinli’de 38’i aratmayacak uygulamalar devreye sokan hükümet onlarca köyü boşaltıp köylülüleri, binlerce Kürt köylüsünü mağdur etti ve etmeye devam ediyor. Bu durum, bir bakıma sıkışmış ve nereye saldıracağını bilmeyen bir duruma işaret ediyor. Belki de tam da bu zamanda hep birlikte haykırılacak ‘aşîti’ kelimesi körüklenen faşizmi söndürebilir. Yoksa bu gidişat, daha birçok gencin hayatını kaybedeceğine işarettir.

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI!
Suriye Kürdistan’ın da, bir çok şehrin yönetiminin Kürtlerin eline geçmesinden kısa bir zaman sonra, artan ırkçı saldırılar arasında bir bağlantı kurulabilir. Özellikle hükümet cenahından yapılan açıklamalar* halkın ‘milli duygularının’ hareketlenmesine neden oldu. Hükümetin evdeki hesabının çarşıya uymadığı Suriye’de mağlup olan AKP hükümeti, ne yapacağını bilmeden, Kürtlerin bu kazanımlarını boğmaya çalışmakta. Fakat ne yaparsa yapsın, ok yaydan çıkmıştır bir kere ve Kürtlerin de mücadelelerinden geri dönmeye hiç niyeti yoktur. Bu durumun, İran, Irak ve özellikle de Türkiye’de ki Kürtler de bir umut oluşturmasını kendine yediremeyen başbakan ve onun sözcüleri bir bakıma, söylemleri ve açıklamarıyla da yine toplumu kutuplaştırmak istiyor. Bu durumdan vazife çıkaran ‘hassas vatandaş’ işe koyuluyor tabiki de.

SOLMAYA YÜZ TUTMUŞ BARIŞ UMUDUNU YEŞERTMEK İÇİN…
Türkiye halklarının yıllardır içinde bulunduğu savaştan kuşkusuz, ‘nasibini’ en fazla alan Kürt gençleridir. Ağabeylerini, ablalarını, amcalarını, kardeşlerini, arkadaşlarını… kaybetmiştir bu savaşta. Ve yetmemiş seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları ve birçok arkadaşı dostu, yoldaşı cezaevlerine kapatılmıştır. Ama Kürt halkı, Kürt gençleri hâlâ Türk halkıyla birlikte, eşit koşullarda, kardeşçe yaşamayı istiyor. Türk halkının, günümüzde Kürt halkının kazanmış olduğu bütün haklara, saygı göstermesi ve bu hakları kazanmalarının kendi ‘çıkarlarına’da olduğunu görmeleri gerekiyor. Marks’ın ‘biür ulusu ezen başka bir ulus, özgür olmaz’ sözünden hareketle  Kürt halkının özgürlüğe kavuşması için belki de en çok çalışması gereken halk, yıllardır kardeşçe yaşadığı Türk halkıdır. Biz gençlere, burada düşen görev, Kürt sorununda kafası ‘ülke bölünecek’ fobisiyle bulanmış gençleri ‘barış’ talebi etrafında birleştirmektir. Bu konu da yapılacak en etkili iş; günümüz iktidarının Kürt sorunu konusunda takındığı ikli yüzlüce tutumu, teşhir etmekten geçiyor. Bu başarılamadığı takdirde zaten, iki halk arasında var olan duygusal parçalanma, derinleşecek ve belki de o zaman egemenler eliyle ülke ‘bölünecek’. Bir arada kardeşçe yaşamak için, barış talebini daha gür haykırıp, solmaya yüz tutmuş, barış umudunu yeşertmek, biz gençlere düşen en büyük görevdir.
*Başbakan Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirirken, “Türkiye olarak PKK ile PYD’nin ordaki işbirliğine sıcak bakmamız mümkün değil. Çünkü buradaki yapılanma oradaki Kürtlerin bir yapılanması olarak değerlendirilemez. PKK ile PYD’nin bir yapılanmasıdır ki hassas dengelerimiz arasında yer almaktadır. Bu oluşuma eyvallah edecek halimiz yok. Suriye bir bölünmeye giderse mezhepler çatışmasına gidebilir. Kuzeyde oluşacak yapılanma bir terör yapılanmasıdır”  şeklinde konuşmuştu.

ÖNCEKİ HABER

İşçiyiz biz

SONRAKİ HABER

Fırsatlar ve kolaylıklar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...