10 Aralık 2017 23:26

Hayatın Sesi TV davasında OHAL Komisyonu belirsizliği

Hayatın Sesi TV davasında istinaf mahkemesi 'OHAL Komisyonuna gidilmeli' dedi. Başbakan ise 'KHK ile kapatılmadığı için komisyona başvuramaz' diyor.

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Daha önce ‘KHK ile kapatılmadığı’ gerekçesiyle OHAL Komisyonuna başvuru yapamayacağı söyleyen Hayatın Sesi televizyonunun, istinaf mahkemesinde görülen davasında, OHAL Komisyonuna gitmesine karar verildi. Aynı günlerde CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın “Hayatın Sesi televizyonu neden OHAL Komisyonuna başvuru yapamıyor” diye sorduğu Başbakan Binali Yıldırım’dan ise “KHK ile kapatılmadığı için komisyona başvuramaz” yanıtı geldi.

Hayatın Sesi televizyonunun Avukatı Devrim Avcı, “Başbakan OHAL Komisyonuna başvuramazsınız diyor, mahkeme davaya bakamayız komisyon baksın diyor. O zaman biz bu davayı nereye götüreceğiz? Haklarımızı nerede arayacağız?​” diye sordu.

BİR YILI GEÇTİ, TEK BİR ADIM BİLE ATILMADI

Hayat Sesi televizyonu, olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yetkilendirilmiş komisyon tarafından İMC TV, Van TV, Gün TV, Azadi TV ve Jiyan TV gibi kanalların da bulunduğu 12 televizyon ve 11 radyo ile birlikte geçtiğimiz yıl eylül ayında kapatılmıştı. Kanalın bütün malları önce yediemin olarak atanan TRT’ye olarak bırakılmış, ardından da TMSF’ye devredilmişti. TMSF geçtiğimiz ay kanalın mallarını satışa çıkarmış, satış bedeli olarak da 289 bin TL belirlenmişti. 

Ancak TMSF, Hayat Televizyonuyla ilgili başka bir mahkemeye gönderdiği yazıda, satışa çıkarıp bedel belirlediği malların kendisinde olmadığını iddia etti! 

Hukuksuzluğun göstergesi olan gelişmeler bununla sınırlı kalmadı. Avukat Devrim Avcı, Hayatın Sesi’nin kapatılmasına karşı ve sonraki süreçte pek çok hukuk skandalı yaşandığını, en son açtıkları dava sürecinde gelinen noktanın hak ihlallerinin açık göstergesi olduğunu vurguladı. 

‘KAPATMADAN SONRA İKİ DAVA AÇTIK’

Kanal kapatıldıktan sonra iki dava açtıklarını belirten Devrim Avcı, süreci şöyle anlattı: “Hayatın Sesi televizyonu KHK ile yetkilendirilmiş bir komisyon tarafından kapatıldı.  Kanal kapatıldığı zaman biz hem şirket adına hem de Şirketin Sorumlusu ve Sahibi Mehmet Arif Koşar adına iki dava açtık. Bunlardan ilki Danıştayda açtığımız dava, ki geçen bir yıldan fazla zamana rağmen, bu davada hâlâ herhangi bir gelişme yok. Bize bir tebligat yapılmış değil, esas numarası bile bildirilmedi. Yani bırakın gelişme yaşanmasını dosyaya bile bakamıyoruz. İdare mahkemesinde açtığımız ikinci dava ise mahkeme tarafından ‘Açılması gereken zaman içerisinde açmadığımız’ iddiasıyla reddedildi. Oysa gerekli süre içerisinde açmıştık ve tabii ki temyize gittik. Ankara Bölge Mahkemesi Bölge İdare Dava Dairesi, temyiz yani istinaf başvurumuzu kabul etti ve idare mahkemesinin süre aşımı iddiasıyla verdiği kararı bozdu.” 

devrim avcı
Avukat Devrim Avcı​​​​

HUKUKSUZLUK O KADAR AÇIK Kİ KİMSE BAKMAK İSTEMİYOR 

Ankara Bölge Mahkemesi, kararı bozuyor bozmasına ama, bir de diyor ki; “... Yasal düzenleme nedeniyle iş bu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın değerlendirme yapmak ve karar vermek üzere yukarıda anılan madde hükmü gereğince OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmesine kesin olarak karar verildi.” 

Bunun ne demek olduğunu, Devrim Avcı şöyle açıklıyor: “Yani istinaf mahkemesi, bizi, daha önce ön başvuruda dahi bulunamadığımız OHAL Komisyonuna gönderdi. Oysa biz daha önce OHAL Komisyonuna başvuru yapmak istediğimizde, ‘OHAL KHK’si ile kapatılmadığımız’ gerekçesiyle ve ‘Listede adımız yer almadığı’ için komisyona başvuru hakkımızın olmadığını söylemişlerdi ve başvuru yapamamıştık. Ancak yeni gelen mahkeme kararı doğrultusunda bizim evraklarımız başvuru hakkımızın olmadığı söylenen OHAL Komisyonuna mahkeme kanalı ile gitmiş oldu. Sonuçta biz OHAL komisyonuna çok dolambaçlı bir yoldan gitmiş oluyoruz. Yani aslında ortada öyle bir dava var ki ve hukuksuzluk o kadar açık ki, ne idare mahkemesi bunun sorumluluğunu alıp davayı yürütmek istiyor, ne de OHAL Komisyonu sorumluluğu alıp sonuçlandırmak istiyor.”

BİZ HAKKIMIZI NEREDE ARAYACAĞIZ?

Ortada ayyuka çıkmış bir hukuksuzluk olduğuna işaret eden Avcı, şöyle devam etti: “KHK ile kapatılmadınız, KHK’ye dayanılarak bir idari işlemle kapatıldığınız için OHAL Komisyonuna başvuru yapamazsınız deniliyor. Ama mahkeme tam tersi karar vererek, bizi başvurumuzu kabul etmeyen OHAL Komisyonuna gönderiyor. Yani mahkeme bu dosyaya bakmak istemiyor, OHAL Komisyonu bakmak istemiyor.. Eee peki, biz bu davayı nereye götüreceğiz? Kim inceleyecek bu dosyayı? Ortada çok büyük hak ihlali var. Çalışanların kendi özlük haklarının ihlali söz konusu, bir sürü mali hakkın ihlali söz konusu, ifade ve basın özgürlüğü haklarının ortadan kaldırılması söz konusu... Zedelenen bütün haklar nasıl tesis edilecek? İfade ve basın özgürlüğümüzün kısıtlandığına dair kararı biz nereden alacağız? Biz bu davanın açık bir insan hakkı ihlali, açık bir basın özgürlüğü ihlali olduğunu artık herkesin görmesini istiyoruz.”

ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULACAK

Mahkemenin kararı ellerine ulaştığı tarihlerde CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın Hayatın Sesi televizyonunun neden OHAL Komisyonuna başvuramadığı yönünde Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdiğini hatırlatan Avcı, Başbakanın bu önergeye verdiği yanıtla yaşanan hukuksuzluğun katlandığını söyledi. Avcı, “Başbakan mahkemenin kararına rağmen ‘OHAL Komisyonu bakamaz’ dedi. İşte OHAL hukuku bu!” diye tepki gösteren Avcı, hukuk mücadelesini sürdüreceklerini bildirdi. Avcı, “Öncelikle iç hukuk yolu olarak Anayasa Mahkemesine başvuru yapacağız. Onun dışında da yasal bütün haklarımızı kullanacağız” dedi.  

hayatın sesi tv davası bege

İÇ HUKUK YOLLARINI TÜKETECEĞİZ DE İÇ HUKUK YOK!

OHAL sonrası yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi iddiası ile kurulan OHAL Komisyonunun kasım ayında çalışmaya başlayacağının açıklandığını hatırlatan Devrim Avcı, “Ama ortada herhangi bir gelişme, bir çalışma emaresi yok. OHAL Komisyonu kurulduktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yapılan başvuruları ‘iç hukuk yolları tüketilmediğini’ söyleyerek kabul etmemişti. Komisyon ise çalışmıyor. Bu anlamda AİHM de aslında hukuksuzluğun sürmesini sağlamış oldu. AİHM’ye başvuru yapmak için öncelikle iç hukuk yollarını tüketmek gerekiyor; tamam ama işlemiyor ki iç hukuk! Peki, bu durumda mağduriyetler nasıl giderilecek?​” diye sordu.

ÖNCEKİ HABER

Yönetmen Zafer Özgentürk'ten yeni belgesel: Aşkın Derd’Hali

SONRAKİ HABER

Ankapark tartışması: 'İşletilmesi israfın devamıdır'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...