05 Aralık 2017 01:00

Arayış ve umut sürüyor

Genel-İş Aliağa Belediyesi İşyeri Temsilcisi Sinan Uğur, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesinin 10. Genel Kurulu'ndan izlenimlerini yazdı.

Paylaş

Sinan UĞUR 
DİSK/Genel-İş Aliağa Belediyesi İşyeri Temsilcisi

2 Aralık Cumartesi günü Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesinin 10. Genel Kurulu vardı. Ülkemizde birçok sendika var ve belli dönemlerde de genel kurullarını gerçekleştiriyorlar. Ancak bu genel kurullardan bazılarının önemi, bulunduğu bölge ve Türkiye işçi sınıfı açısından çok daha fazla olabiliyor. İşte bu kongre böyle bir kongreydi. Petrol-İş Aliağa Şubesi, sadece geçmiş mücadele birikimi ve geleneğiyle, grev yasaklarına rağmen sergilemiş olduğu meşru mücadele çizgisiyle değil; Aliağa’nın sosyal, kültürel, siyasal yaşamına da etkileri ve ağırlığıyla da yerel yönetimden sonra gelen bazen onun da önüne geçen bir güce sahip oldu. 

OHAL ve darbe sonrası süreci bütün sonuçlarıyla yaşadı Aliağa petrokimya işçileri. PETKİM’deki toplusözleşme sürecinde, patron dayatmaları karşısında sevkıyatı durdurup eyleme geçen işçilerin önüne daha ilk günden TOMA’lar dikildi. OHAL’i fırsata çeviren işveren, uzlaşmaz tutumunu son ana kadar sürdürdü. Toplusözleşme Yüksek Hakem Kurulunda bir ay öne çekilerek direniş baltalandı. Üç yıllık sözleşme dayatması bu koşullarda gerçekleşti. Sendika başkanına ters kelepçe vuruldu, yönetici ve temsilciler sürüklenerek gözaltına alındı. 

Yine 15 Temmuz darbe girişimi gerekçesiyle, hiçbir kanıt ve delil, mahkeme kararı olmadan 100 civarında işçi PETKİM’den, 25 işçi de TÜPRAŞ’tan işten atıldı. 

Türkiye’nin gözbebeği, teknolojinin ve iş güvenliği tedbirlerinin en ileriden uygulandığı söylenen TÜPRAŞ’ta, çalışan 4 işçi iş cinayetinde feci şekilde can verdi. İşçiler bir taşeron firmaya bağlı çalışıyorlardı.

İşyerleri özelinde yaşanan sorunlar dışında ana olarak bu temel meselelerin ağırlığı altında gerçekleşti kongre. İş cinayetleri ve taşeron çalışma bütün konuşmacıların gündemindeydi. Genel Başkan Ali Ufuk Yaşar konuşmasında bütün bu sorunlara değindi. Ancak bunlara karşı ne tür bir mücadele örgütlenmesi gerektiğinden pek bahsetmedi. Daha çok Türk-İş ve devlet yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerden söz etti. İş cinayetlerinin yüzde 98’inin taşeron işyerlerinde yaşanmış olmasını “sevindirici” bulması ise pek anlaşılamadı. Keza 4 işçinin öldüğü TÜPRAŞ’ta Petrol-İş örgütlüydü ve taşeron çalışmanın varlığı pek sevindirici olmasa gerekti. 

Başta Şube Başkanı Ahmet Oktay olmak üzere konuşmacılar, genel merkezi ve Türk-İş üst yönetimini mücadelelerine yeterli desteği vermedikleri yönünde eleştirdiler. 

Yine delegeler, bir sonraki dönemde PETKİM ve TÜPRAŞ’ta üç yıllık sözleşmenin kesinlikle kabul edilmemesini, buna şimdiden hazırlık yapılması gerektiğini ifade ettiler. İş cinayetlerine ve taşeron çalışmaya karşı mücadelenin gerekliliğine işaret eden konuşmacılar, bunun için taban iradesinin daha fazla hayata geçmesini, alınacak kararlarda ve uygulanmasında işçilerin iradesinin hakim olmasını gerekli işyeri örgütlenmelerinin bir an evvel hayata geçmesini istediler. 

Gördük ki, Petrol-İş Aliağa Şubesine üye işçiler, sorunlarının ve çözüm yollarının farkındalar ama bir şeyi daha gördük ki, geçmişten gelen, kişiler ya da farklı siyasi görüşler etrafında gruplaşma gibi olumsuzlukları da henüz aşabilmiş değiller. Hiçbir konuşmacının son açıklanan Man Adası belgeleri ya da Reza Zarrab üzerinden süren rüşvet tartışmalarına değinmemiş olmasını buna bağlamak yanlış olmaz sanırım.

4 delegeye sahip bir aday dışında ağırlıklı olarak iki grup yarıştı ve oylar da birbirine çok yakındı. Bu durumun yansıttığı gerilimi aday konuşmalarında da gördük. Zaman zaman adaylar üzerinden sert tartışmalar yaşansa da, ki bu tartışmalar mücadele anlayışından çok kişiler üzerinden sürdürüldü, işçi sınıfına yakışır, talep ve sorunların tartışıldığı ama mücadele kararlarının seçim yarışının gölgesinde kalarak pek gündeme gelmediği bir kongre oldu. 

Aliağa petrokimya işçileri artık tamamen kabuk değiştiriyor. Bu gençleşme vurgusunu bütün konuşmacılar yaptılar. Geçmişin mücadele birikim ve deneyiminin genç kuşakların enerjisiyle buluştuğu takdirde Petrol-İş Aliağa Şubesi Türkiye’nin en mücadeleci sendikalarından biri olmaya devam edeceğini ancak olumsuzların da henüz üstesinden gelinemediğini söylersek yanlış olmaz. Arayış ve umut sürüyor.

ÖNCEKİ HABER

Yıl 2017; kadınlar seçip seçilebiliyor mu?

SONRAKİ HABER

Sınırda saldırıya uğrayan 7 İranlı Türkiye'ye getirildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa